İsrail’in Gazze’de Filistin halkına yönelik saldırıları her gün artarak devam ediyor. Binlerce masum insan ve çocuğun hayatını kaybettiği bu soykırıma Şanlıurfalılardan tepkiler sürüyor.
Daha önce İsrail’e karşı Şanlıurfa’da birçok eylem gerçekleştiren Kitap Vakfı, dün ikindi namazı çıkışı Dergah Camii önünde basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasını Kitap Vakfı adına Kitap Vakfı Başkanı Av. Mustafa Fuad Balıkçı okudu. Balıkçı’nın okudu basın açıklamasında öne çıkanlar şu şekilde:
BALIKÇI: KATLİAMIN 20. AYINDAYIZ VE DURUM ÇOK DAHA AĞIR
“İnsanlık âlemi, fütursuzca işlenen bu soykırım karşısında, tarihinin en karanlık ve en aciz günlerinden geçiyor.
Gerçekten vahim bir durumla karşı karşıyayız. Gazze’deki katliama dikkat çekmek için 25 Şubat 2024 tarihinde, daha katliamın 5. ayında kendini yakarak hayatına son veren rahmetli Aaron Bushnell “Aşırı bir protesto eylemine girişmek üzereyim, ancak Filistin’de insanların sömürgecilerin ellerinde yaşadıklarına kıyasla, bu hiç de aşırı değil!” demişti. Bugün katliamın 20. ayındayız ve durum o güne göre çok daha ağır. Durumun vahametini anlamak için son bir haftadaki birkaç gelişmeyi hatırlamak bile yeterli.”
“14 BİN BEBEK AÇLIKTAN ÖLECEK”
Devam eden Siyonist saldırılarda, her gün yüzlerce Filistinli kardeşimiz katlediliyor. Mart ayından itibaren gıda maddelerinin girişinin tamamen engellendiği Gazze bu gün, açlık nedeniyle toplu ölümlerin yaşanması tehlikesiyle karşı karşıyadır. Nitekim Birleşmiş Milletler’in insani yardım şefi Tom Fletcher bundan 6 gün önce, İsrail’in Gazze’ye yardım girmesine izin vermemesi durumunda, 48 saat içinde 14 bin bebeğin ölebileceği uyarısında bulundu. Üç gün önce İsrailli aşırı sağcı eski milletvekili MosheFeiglin, Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesini isteyerek, "Gazze'deki her çocuk, her bebek bir düşmandır" dedi. İki gün önce Amerikalı milletvekili Randy Fine, “Gazze'ye nükleer saldırı yapılması, yani atom bombası atılması çağrısında bulundu.
“BU ZULMÜ LANETLEMEK BÜTÜN MÜSLÜMANLARIN BOYUNLARININ BORCUDUR”
Bildiğiniz gibi 10 Mart 2024’te başladığımız açıklamalarımıza, ateşkesten sonra, bu senenin başlarında ara verdik. Ateşkes bozulduğu ve Türkiye’nin tavrında herhangi bir değişiklik olmadığı için, maalesef açıklamalarımıza tekrar başlamak zorunda kaldık. Zorunda kaldık diyorum, çünkü mazlum Filistin halkının onca feryadından ve HAMAS’ın defalarca yaptığı çağrılardan sonra, meydanlara dökülmek ve bu zulmü lanetlemek, bütün vicdan sahipleri ve bütün Müslümanların boyunlarının borcudur.
“ZALİMLERDEN KORKMADIĞIMIZI BÜTÜN GÜCÜMÜZLE HAYKIRIYORUZ”
Bu açıklamalarımızda gözettiğimiz amaçlardan ilki; şahitlik görevimizi yerine getirmek ve tarihe not düşmektir. Biz, zalimlerden korkmadığımızı ve bu zulme karşı olduğumuzu, bütün gücümüzle haykırıyoruz. Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti, bu zulmü bizzat işleyenlerin üzerine olsun. Siyasi, ticari ve askeri ilişkilerle petrol sevkiyatını halen devam ettirerek, zalimlere arka çıkanlardan uzak olduğumuzu ve onlara hakkımızı helal etmediğimiz de ilan ediyoruz.
Siyonist rejimle siyasi, ticari ve askeri ilişkileri halen sürdürenlerin bizi temsil etmediklerini, bu ilişkileri devam ettirerek, soykırım suçuna ortak olduklarını, buna bugün herkesin huzurunda şahitlik ettiğimizi, yarın Allah’ın huzurunda da şahitlik edeceğimizi ve onlardan şikâyetçi olacağımızı açıkça söylüyoruz.
“İKİNCİ AMACIMIZ HÜKÜMETİ HAREKETE GEÇMEYE ZORLAMAKTIR”
Bu açıklamalarımızda gözettiğimiz ikinci amaç da hükmet üzerinde baskı oluşturarak, hükümeti harekete geçmeye zorlamaktır. Bizim için yegâne kıstas, bütün şeffaflığı ve meydan okumasıyla, hakka tabi olmaktır. Korkması ve kendini gözden geçirmesi gerekenler, hakka tabi olmayan ve hakikati gizleyenlerdir. Sesimizi hakka tabi olanlara ulaştırabildiğimiz ve onları harekete geçirebildiğimiz, yüzlerce değil, on binler ve yüz binlerce kardeşimizle meydanlarda buluştuğumuz gün,hükümet siyonist rejimle ilişkilerini gözden geçirmek ve geri adım atmak zorunda kalacaktır.
“BİZİM HÜKÜMETLERİMİZ VE YÖNETİCİLERİMİZ KENDİLERİNE YAKIŞANI YAPIYORLAR MI?”
Yeryüzündeki zalim hükümetler ve yöneticiler kendilerine yakışanı yapacaktır, peki bizim hükümetlerimiz ve yöneticilerimiz kendilerine yakışanı yapıyorlar mı? Başımıza bu felaketin gelmesinin en önemli sebebi,çok çok az sayıdaki istisnaları dışında, tamamına yakını ikiyüzlü olan hükümetlerimizve yöneticilerimizdir.
“ÜRDÜN VE MSIR’IN BAŞINDAKİLER İKİYÜZLÜ”
Geçen hafta Tramp’ın bölgeye yaptığı ziyareti hatırlatmakla yetiniyorum. Eğer Mısır’ın başındaki Sisi ikiyüzlü olmasaydı, Gazze kuşatılabilir miydi? Gazze halkı bugün açlıkla karşı karşıya kalır mıydı? Eğer Ürdün kralı ikiyüzlü olmasaydı, Filistin bu kadar savunmasız ve zor durumda kalır mıydı?
“KUDRETLİ YÖNETİCİLER UTANMIYOR MUSUNUZ?”
Bizimhükümetimizin bu zulüm karşısındaki tavırları da ayrı bir garabet. Bir taraftan, dünyanın en güçlü birkaç ordusundan birine sahip olmakla gurur duyan, İki bin yıllık devlet geleneğiyle kibirlenen, Oyun kurucu olmakla hava atan, iha ve sihalarıyla övünen, diğer taraftan Gazze'ye bir yudum su ve bir çuval un ulaştıramayan “kudretli yöneticiler” utanmıyor musunuz? Gerçekten bu kadar aciz durumdaysanız bari susun, İslam’ı ve Filistin davasını kirli siyasetinize alet etmeyin.
“LÜTFEN DEVLET REFLEKSİYLE HAREKET EDİN”
Söze gelince Filistin davasını dünyada en çok dile getirenler, İsrail’e ve Netanyahu’ya en ağır lafları edenler kendileri, ama icraata gelince, yaptıkları kayda değer hiçbir şey yok. Biz hükümetten şunu istiyoruz; Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya hükümetleri,İsrail’e nasıl yardım ettiyse, sizde Filistin’e, Gazze halkına ve HAMAS’a gücünüzle orantılı olarak, benzeri yardımlar yapın. Eğer bunu yapamıyorsanız siyonist rejimle bütün ilişkileri kesin. Siz hükümetsiniz, herhangi bir STK’yı değil, devleti yönetiyorsunuz, lütfen devlet refleksiyle hareket edin.
Filistin dostlarını, sudan bahanelerle soruşturmayı ve tartaklamayı bırakın, hem Türkiye hem İsrail vatandaşı olup da bu zulme bulaşanların yargılanması, vatandaşlıktan çıkarılması ve mallarına el konulması için düzenleme yapın, soykırımı meclis kararıyla kabul edin.
“ELİAS RODRİGUEZ’İ ANMAZSAM KONUŞMAM EKSİK KALIR”
Bir iki noktaya daha kısaca değinip sözlerimi bitiriyorum. Biraz önce Aaron Bushnell’den bahsettim, üç gün önce iki siyoniste, Amerika’nın kalbinde, onların anladıkları dille muamele eden, çok cesur, çok yiğit ve çok büyük eylemci Elias Rodriguez’i anmazsam konuşmam eksik kalır. Bu korkusuz insanı saygıyla selamlıyorum.
“SİYONİSTLERLE DİREK VEYA DOLAYLI, HER TÜRLÜ TİCARET KESİLMELİDİR”
Bugüne kadar Türkiye’nin birçok yerinde meydanlardan iktidara seslendik tekrar sesleniyoruz: Siyonistlerle direk veya dolaylı, her türlü ticaret kesilmelidir. İşgal rejimine petrol sevkiyatına son verilmelidir. İşgalcileri koruyan Kürecik ve İncirlik Üsleri kapatılmalıdır. Hala yürürlükte olan serbest ticaret anlaşması iptal edilmelidir. Soykırım sürecine fiilen iştirak eden çifte vatandaşlar cezalandırılmalıdır.”