RAMAZANIN SON ON GÜNÜ

  Muhterem Kardeşlerim… Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ramazan-ı Şerif hakkımızda hayırlı ve mübarek olsun! Ramazanı ihya eylemek, bayramı rahat huzur içinde karşılamak, nasib olur inşallah. Allahü Teâlâ Ramazan-ı Şerifin şefaatine bizi nail eylesin.   Ramazan-ı Şerifin son on günü, âhireti kazanmak için, hakiki ticaret zamanıdır. Allahü Teâlâ, iste kulum, vereyim diyor. Duaların kabul olacağı zamandır. Kadir Gecesini de son on gün içinde aramamız ve özellikle on gün ibadetlerimize çok daha önem ve dikkat etmeliyiz.   Hadis-i Şerifte; “Kadir gecesini Ramazanın son on gününde arayın” buyruluyor. [Müslim]   Ramazan-ı Şerifte, yazın o kavurucu sıcağın altında, Eshab-ı Kiram oruçlu iken 313 kişi 1000 kişiye karşı savaştılar. Bu, açıkça ölüme gitmektir. Ama Peygamber Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” emrettiği için seve seve şehit olmaya koştular.   Peygamber Efendimiz, “Ahir zamandaki ümmetim, emirlerin onda birini yapsalar, kurtulurlar. O zamanda imanı olanlara müjdeler olsun” buyuruyor.   Biz âhir zamanda yaşıyoruz. Bizim için bu onda bir, imandır. Şimdi müminlerin en büyük felaketi imansız olmak tehlikesidir, çünkü haram ve helâl karışmıştır. Eskiden haramlar belliydi, haram işleyenler ayıplanırdı ve onun için, bu işler gizli yapılırdı. Helâller ise aşikâre idi. Şimdiki durum, bunun tam tersidir. Bugün Müslümanların işi zordur.   Onun için sabah akşam Tecdid-i İman yapmalı ve Ehl-i Sünnet Âlimlerinin yolunda olan arkadaşlarla beraber olmalı. Kurtuluş çaresi budur. Bu arkadaşların kıymetini bilmeyen, büyüklerin kıymetini hiç bilemez. İş, o din kardeşini kendinden bin kere aziz tutup, onun değerini anlamaktır.   Cemaatte rahmet, ayrılıkta Azab-ı İlahi vardır. Peygamber Efendimiz “İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir” buyuruyor.   Bir sepet dolusu üzüm, bir tane çürük üzümü yok edemez, iyi de edemez. Fakat o bir çürük üzüm tanesi, önce yanındakini çürütür, yanındaki de diğerini derken, çürüklük kanser gibi bütün sepete yayılır.   Onun için, Osmanlıda, 600 yılda kurulan İslam Ahlâkı kısa zamanda bitti. Çünkü nefis kâfir olduğu için ahlâksızlık ve imansızlık çabuk yayılır. Nefsi zapt etmek çok zordur. Ancak salih arkadaşlarla beraber olursak, onun şerrinden kısmen kurtuluruz. En azından yaptığımız bazı yanlış işlerin bozuk ve günah olduğunu görürüz. Bu da fazilettir.   Tevbe yolu her zaman açıktır, ama “Bunda ne var ki, bu zamanda böyle yapmak lazım” deyip, yaptığı kötülükleri beğenirse kâfir olur. Onun için Tam İlmihâl'i çok okuyup, haramı helâli iyice öğrenmeli ve bu kitapları okuyan sâlih arkadaşlarla beraber olmalıdır.   Kadir Gecesi Ramazan-ı Şerif ayı içinde bulunan en kıymetli gecedir. Bazı âlimlere göre Mevlid gecesinden sonra en kıymetli gecedir.   Birkaç Hadis-i Şerif meali şöyledir: “Allahü Teâlâ, Kadir gecesini ümmetime hediye etti, ondan önce kimseye vermedi.” [Deylemi] “İnanarak ve sevabını Allahü Teâlâ’dan umarak, Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affolur.” [Buhari, Müslim] “Kadir gecesini Ramazanın son on gününde arayın.” [Müslim] “Kadir gecesi sabahı güneş şuasız olarak doğar. Yükselinceye kadar sanki büyük bir tabak gibidir.” [Müslim]   Efendim; Ebül Hasan Harkani Hazretleri de buyuruyor ki: Büluğ çağımdan beri Kadir Gecesini hiç kaçırmadım. Ramazan ayının ilk günü Pazar günü başladığında, Kadir Gecesi 29. gece olurdu. Pazartesi günü başladığında 21. gece olurdu. Salı günü başladığında 27. gece, Çarşamba günü başladığında, 19. gece, Perşembe günü başladığında 25. gece, Cuma günü başladığında 17. gece, Cumartesi günü başladığında 23. geceolurdu. (Mişkat-ül-envar, Şir’a-tül-İslam) İmam-ı Şa’rani hazretleri, kendi keşfini bildirmiş ve “Ramazan; Pazar günü başlarsa, Kadir Gecesi 29. gecedir. Salı başlarsa 27. gece, Perşembe başlarsa 25. gece, Cumartesi başlarsa 23. gece, Pazartesi başlarsa 21. gece, Çarşamba başlarsa 19. gece, Cuma başlarsa 17. gecedir” buyurmuştur. Görüldüğü gibi iki büyük Âlim de, aynı şeyi keşifleriyle bildiriyorlar.   Allahü Teâlâ cümlemizi Kadir Gecesine kavuşturup, feyzinden, bereketinden faydalanan kullarından eylesin inşaallah. (Amin)