HÜZÜNLER SEVİNCE DÖNSÜN BU BAYRAM 

Kudüs’ ü dualarımızın başına koyalım, hele ki bu bayram. Dün ‘Kudüs Günü’ ydü. İslam Ümmeti’ nin Kudüs Günün’ ü, bir bilincin oluşması adına ve Kudüs’ ün azat alması dileklerimle tebrik ediyorum.  *** Bayramlar, duyguların doruğa çıktığı, hayatın rutinlerine bir mola verilen güzel günler. İnsani bir atmosferin, sevecen bir iklimin, affedicilik ve barışın sembolü, bir eğitimin sonuç belgesi, bir sevincin, ödülün adı. Bizi, kendi metotlarıyla eğiten Rabbimizin bize bir lütfu.  İnadına ve hayatın bir imtihan olduğu bilincinde olarak her durumda ve şartta, elbette bayramımızı yaşayacağız. Rabbimizin bize lütfettiği iki bayramdan biri olan bu ilk bayramın tüm ümmete ve insanlığa zafer, barış, huzur ve adalet getirmesini temenni ederek; Ramazan Bayramınızı kutlarım. Her bayram öncesi bir telaş, geniş kesimlerde de bir hüzün olur. Yıllardır da hep böyle ve giderek derinleşen bir yoksulluk. Hatta yoksulluk bile artık ulaşılabilir bir durum olmaktan çıkmış. Yarın bayram ve yoksulluktan bahsedip moral bozmak değil muradım ama acımızı, öfkemizi, konumumuzu, gündemimizi canlı tutmak zorundayız aksi halde bayram mı gelir? Gündemimiz, durumumuz demişken, her bayram ne değişti, ne geriledi, ne ilerledi diye bir bakınca; değişmeyenin, azalmayıp artanın acılarımız olduğunu görmek elbette düşündürücü ve hüzün verici. Bayram yapalım elbet ama bunu da bilelim istedim ve beş yıl önce, 24 Haziran 2017’de, ‘YARIN BAYRAM’ adlı yazıya bakınca; ne yazık ki çoğu şeyin değişmediğine şahit oldum: “Yarın bayram, Erken kalkın çocuklar…” Böyleydi bu şarkı, bilirim. Bilirim, çocuklardır bayram. Bilirim, çocuklardır çiçeklerin kalbi, dünyanın can çekişen yüreği. Bir de Yemenli çocuklar bilirim; açlıktan, koleradan, vebadan ve savaştan dolayı erken ölenler. Babaları ızgara işkencelerinde çevrilen. Dünyanın en büyük deneyleri yapılırken bedeninle ve ruhunla. Dünyanın sabrı ölçülüyor adeta. Taştan da katıymış, ne sabırmış bu böyle? Yarın bayram, Erken kalkın Suriyeli çocuklar, gözlerinizi göklere dikin, koklayın havayı ve kulaklarınızı açın; diğer çocukların, duyuyor musunuz seslerini? Kaybolan, kendini derin sulara bırakıveren kardeşlerini duyuyor musun? Çadırlarınızdan fırlayın ve hatırlayın, bu muydu sokağınız, hani evinizin kapısı? Yarın bayram, hatırla; baban vardı. Yarın bayram, Erken kalkın Filistinli çocuklar, bugün hangi ablanız kurşunlandı sokakta? Sizden olduğunu söyleyenlerden hangisi yeni bir ihanete imza attı, düşmanı övdü ve sizi yerdi? Hangisi sessiz kaldı? Yarın bayram, Erken kalkın çocuklar ve gözlerimizin içine bakın, artık görmediğimizi görüyor musunuz? Yarın bayram, Erken kalkın çocuklar, kimsenin sizi görmediğini görüyor musunuz, kimsenin sizi duymadığını? Yarın bayram, Erken kalkın Afrikalı çocuklar, siz, dünyanın en güzel gülen çocuklarısınız yine de. Yarın bayram, Erken kalkın çocuklar. Sorun annenize; nerede babam, diye. Yarın bayram, Erken kalkın çocuklar… Yüreklerimiz hepten de katı değil elbet. Sen bakınca gözlerimize, bizim de yanar yüreklerimiz Yemen’de, Filistin’de, Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da, Arakan’da, Suriye’de velhasıl tanıdık olan neresi varsa orada. Yarın bayram, Erken kalkın çocuklar, hiç kimse görmese de sizi, bir gören var bilesiniz. Ve biz tanıyorsak seni, yine de inadına gülümseyeceksin. Tüm bombalara, savaşlara, ihanetlere, vicdanların körleşmiş olmasına rağmen sen, “giyeceksin en güzel giysilerini, elinde en güzel kır çiçekleri, üzmeyeceksin anneni…” Ve "bunca telefon direğine rağmen, hiç bir ses gelmese de", bilirim, gülümseyeceksin yine de. Çünkü “ İçimde öyle bir sızı var ki, Yalnız sen anlarsın… Çabuk ol… Annemiz bugün bizi bekler, Bayramlarda hüzünlenir melekler…” Kutlu olsun bayramınız yine de. Bütün çiçekler, bütün kelebekler, bütün melekler, bütün anneler ve çocuklar. Yarın bayram, erken kalkın çocuklar!” *** Her şeye rağmen yarın bayram ve bayram çocukları sevindirmek ve sevinmektir çocuklar gibi. Bir ihtiyaçtır bayram. Yeter ki; özlediğimiz tüm iyilere ve iyiliklere, dardakilere, sıkıntıdakilere, gurbettekilere, uzaktakilere, hapistekilere, özleyenlere ve bakabildiğimiz bir yüze ve bakabildiğimiz gözlerimize sıla-i rahim yapmak olsun muradımız. Ve yeter ki; sevindirebilelim bir hüznü; bir hüznü sevindirmeyi sevebilelim, sevelim.  Tüm hüzünlerin sevince ve umuda dönüştüğü bir bayram olması dilek ve temennilerimle bayram kutlu olsun.  Selam ve dua ile.