BİR ŞEHRİ UYUTMAK

Bir bebeği uyutmak, ne kadar güzeldir değil mi? Onun büyümesine katkı sunmaktır. Annesinin, üzerine düşen her şeyi yapıp, huzurla uyumasını seyretmesi ise paha biçilemezdir. Peki sınava girecek bir genci sınav günü uyutmak!! Ne kadar büyük bir kötülüktür değil mi? Onun yaşıtları hayati bir yol ayrımında sınava girerken, kendisini alıkoyup uyutmak, ne ürkütücü ve ne içler acısı bir durumdur. Peki çok önemli bir ameliyata girecek olan bir cerrahı uyutmak!! Ne kadar büyük bir kötülüktür değil mi? Hem o cerrah için, hem de şifa bekleyen o hasta için. Peki bundan daha büyük bir kötülük söylesem! -Bir şehri uyutmak! Evet, bir şehri uyutmaya çalışmak, bunlardan çok daha büyük bir kötülüktür. Hatta daha fazlasıdır. ŞEHİR NASIL UYUTULUR? Aleni yapıldığı için görmek isteyenler net olarak görüyor. Ancak biz de, şöyle bir sıralayalım bu amcaların yaptıklarını :) 1-Önceki dönemde görev yapmış bir kısım siyasilere, çeşitli yönetim kurulu üyelikleri verip önemsenmiş hissi uyandırarak. (Aslında; “önemli desen, önemli değil” “hiç yok desen, hiç yok değil.” Bir nevi bitkisel hayat.) 2-Uyumaya direnecek gazetecilerden gücü yettiğini, irili ufaklı belediyelere yerleştirip, maaş vererek. 3-Önceki dönemde (önceki dönem aynı siyasi partiden olduğu halde) görev yapmış tüm bürokrat tayfasına hiçbir görev vermeyerek. Yani işe gelmeden maaş almasını sağlayarak. 4-Partinin yereldeki karar organlarında yer alıp, yanlışa yanlış diyecek kimselere, daha üstten baskı ve kumpas kurmakta maharetli olduğunu hissettirerek. 5-Bazı aklı gözünde olan küçük şakşakçıları gazlamak için ise; her nefes alışı bile devasa bir iş yapmış gibi abartıp, istihzai gülüşlü dev boyutlu fotoğraflarla göze sokmaya çalışarak. İşte bu saydığımız 5 maddeyi harfiyen uygularsanız, koca bir şehri “zahiren” uyutmuş olursunuz. Yani korkmakta olduğunuz hiç bir zümreden size karşı ses seda çıkmaz. Milyarlarca lira bütçe kullanıp, dişe dokunur hiçbir şey yapmadığınız halde, size karşı kimseden çıt çıkmaz. Arada bir ayrık otu olur mu? Olur. Ona da, bir yakınınız hemen bir iftira sallar… Veee Başardınız! Şehir, artık uykuda. Öyle bir uyku ki; dilediğiniz her şeyi yapabileceğiniz ve uyumakta olanın ruhunun bile duymayacağı bir uyku. Ta ki uyandığı anda böbreğinin olmadığını fark edebilecek kadar anestezi verilmiş gibi bir uyku. Şimdi bir kıyas yapalım, -Sınava girmekte olan bir genci uyutup, sınavı kaçırmasını sağlamak mı daha büyük bir kötülük? -Hastası ameliyat masasında kendisini beklemekte olan cerrahı uyutmak mı daha büyük bir kötülük? -Yoksaaa, koca bir şehri uyutmak mı daha büyük bir kötülük? -Gence yapılan; sadece genci bertaraf etmektir. -Cerraha yapılan; hastayı hayattan, cerrahı maharetinden bertaraf etmektir. -Şehre yapılan; yüzbinlerce, milyonlarca insanı “çağdan” bertaraf etmektir. Üstelik benzerleri fersah fersah mesafe kat ederken “olmayan ufka, güdük planlara ve kifayetsiz ekiplere”, koca bir şehri kurban etmektir.