CÜBBELİ AHMET

  Yazmayacaktım ve yazmayı hiç düşünmüyordum ama meşhur bir televizyon kanalında görünce tutamadım kendimi. Yıllardır tanıyorum. Çok dinledim. Ama öğrenmek için değil, eğlenmek ve dinlenmek için. Avama hitap ediyordu. Çağa ve cağdaş olana verebileceği bir şeyi yoktu. Hiçbir kitabını okumadım. Okumaya değer bulmadım daha doğrusu. Sempatik bir insandı. İyi bir tele-vaiz idi. Kafasında hiçbir bilgi sistemi yoktu. Abur cubur ezberlemişti okuduğu şeyleri. Şalgam çorbası gibi.   Baştan ayağa taklitti. Soru sorma, sorgulama, kaynaklara inme, işin tahkikini yapma ona göre şeyler değildi. Tek bir kutsalı vardı: Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat. Ama zihnindeki tasavvuf düşüncesinin bu mezhebin sabiteleri ile taban tabana zıt olduğunun farkında değildi. Belki de farkındaydı ama işine gelmiyordu. Kültüre, eğitime, bilime, sanata, edebiyata, modern olan her şeye düşmandı. Bununla birlikte bilimin ve modernliğin bütün nimetlerinden, imkanlarından sonuna kadar yararlanıyordu.   Hedefinde kendisi gibi düşünmeyen ve inanmayan herkes vardı: ilahiyatçılar, tarihselciler, mealciler, selefiler, vehhabiler, şiiler, nurcular, kemalistler, sekülerler... Her aydınlığa düşman, her karanlığa dosttu. Tek ilham kaynağı muhatap olduğu kitlenin iflah kabul etmez cehaleti. Ama dürüsttü. Çünkü bazıları gibi İslam'ı çağa uydurmak ve çağdaş insanlara şirin göstermek için İslam'a ve Kur'an'a işkence etmiyordu.   Cesareti yoktu, davası için birkaç ay hapis yatacak bir şecaatten bile mahrumdu. Keza rahatı için feda etmeyeceği şey yoktu. Malum bu tarz medyatik simalar zora ve zorluğa gelmezler. Kendisine yapılınca zulme karşıydı, kendisine yapılmadığı sürece zulüm umrunda değildi. İçinde yaşadığı toplumun berrak ve parlak bir aynasıydı. Toplum onda kendini görüyordu, o toplumda kendini.    Anlattığı din kimilerine göre serapa şirk, kimilerine göre serapa tevhitti. Anlattığı din sadece bir yorumdan, bir te'vilden ibaretti. Bol hurafeli, bol menkıbeli, bol kerametli, bol hikayeli bir din. Kabul etmek gerekir ki alıcısı, müşterisi bol bir din. İnsanı dünyevi olarak ihya eden, zengin eden, semiz eden bir din. Tarih boyunca daima muhaliflerine galip gelen bir din. Egemenleri rahatsız etmeyen, aksine memnun eden bir din...