YAĞMUR SENİN HASRETİNİ ÇOK ÇEKTİM

  Yeryüzü, senin gelişin ile şenlenir. Toprak ürtüsü onun gelişi ile etrafına mis kokular yayar. Toprak, ile kavuşması, sevgili hasreti çeken gönüller gibi. Bu yüzden dir ki, seni bekleyen çok oldu. Kimi kapıdan bekledi. Kimi de gökyüzünde ki bulutlara el sallayarak. Her kes kendi yurduna davet etti. Yağmur seni bekleyen çok oldu. Adeta gelişin bir sevdadır, çocuklar alemin de. Her damlan ile, "sema" dönüşü misali karşılanır çocuklar aleminde. "Yağmur yağıyor" Türküsü ile el ele tutuşup merhaba dediler sana. İnsan bedeninin de bir huzur verdin. Deli ye döndü tüm yapraklar. Üzerine inince ki, bakışını bir görmen lazım yağmur. Hasretini çok çektim. Yokluğunu da çok çektim. Bir ben bilirim, birde de toprak.  İnsana ders verirsin. Ölmüş kemikleri kim diriltecek diyen beyinsizlere. Kurumuş, varlığı görünmez tüm tohumlar sana gebe. Toprak altında bir seni bekliyor idiler. Senin gelişin ile yeryüzü tekrar dirilir. "Kün fe yekün" emri ile. Yani, tekrar dirilişe hazır olun Ey! yeryüzünde ki tüm tohumlar. Bu emir ile uykudaki tüm çekirdekler çatlanır. Ardından beklenen bahar gelir. O yüzden dir ki seni bekleyen çok oldu. Yağmur, gülüşenimize sensiz, baldıran düştü, Düşmanlık içimizde; dostluklar yaban düştü, Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe, Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü. Yağmur, hoş geldin gönlüme. Yağmur hoş geldin bahçeme. Kalın selametle.