HAYATİ VE HATAY (III)

Depremzedelere dağıttıkları yardımlar, bir nebze de olsa bir avuç insanın sıkıntısını dindirmişti belki, ama yara o kadar büyüktü ki, tarifi ise yarasından büyüktü... Bu paylaşma ruhu, Hayati ve gönüllü ekip arkadaşlarını biraz olsun sevindirmiş olsa da, daha çok şeyin yapılması lazımdı aslında. Ama Hayati, geride bırakmış olduğu o çaresiz, bitkin, yalnız ve altmış kadar  yakınını kaybetmiş olan insanı düşünüyor, düşündükçe de vicdanı sızlıyor ve onu bir şeyler yapmaya zorluyordu adeta...  Hayati, Hatay'a tekrar yardım götürmek için, gönüllü olarak çalıştığı sivil toplum kuruluşunun onursal yetkilisiyle istişare yaptı. Hayati'ye, şayet orada yardıma muhtaç insanlar varsa; neden olmasın ki, hazırlığınızı yapın ve hemen geciktirmeden gidin dedi... Hayati tekrar Hatay'a yardım götürmek için hazırlıkları yapmaya başladı... Bu sefer beraberimizde, hem bayan ekibi, hemde çocuklara oyuncak çikolata türü şeyler de götürelim ki, onlar da sevinsinler ve gönülleri hoş olsun dedi.  Bir iki güne hazırlıklar yapıldı, sabah erkenden yardım ekibi Hayati'nin refakatinde Hatay'a doğru yola çıktılar... Evet, öğlene doğru Hatay'a varmışlardı... Hatay'ın Serinyol ilçesine bağlı, ovakent'in çadır kentinin orta yerine çektiler arabalarını.  Açtılar arabanın kapısını ve bir yanda bayanlara zaruri ihtiyaçlarını, diğer taraftan çocuklar için götürdükleri oyuncakları dağıttılar... Yardım dağıtımı bittikten sonra, Hayati bayan ekip arkadaşlarına; şimdi çadırları birer birer ziyaret edin ve depremzede hanımlarla oturup onların varsa ihtiyaçlarını not edin ve acılarını paylaşın diye talimat verdi. Bayan ekibi çadırları ziyaret etmek için dağıldıktan sonra, Hayati, Aslı'yı telefonla arayıp yarın sabah Hatay ovakentte olacağımızı söylemiştim ya işte geldik buradayız,  yardımları dağıttık seni görelim diye bekliyoruz. Aslı buna çok sevinmiş ve bir saatte kalmadan onların yanına gelmişti...  Aslı, Hayati'nin götürdüğü bayan ekibiyle teker teker kucaklaşıp bir süre ağladılar, ağladılar, ağladılar. Hayati'de kendini tutamadı ve onlardan uzaklaşıp içini döktü. Bir taraftan yıkılmış Hatay şehri, öbür tarafta hayatta kalıpta aslında hayatları yıkılmış olan insanlar. Aman Allah'ım bu nasıl bir acı böyle? Kocan şehir yerle bir olmuş, enkazların yanından geçmeye bile insanın yüreği dayanamıyorken; bu insanlara sen sabır ve metanet ver Allah'ım diye dua etti.  Hayati, gözlerini sildi ve onların yanına geldi... Aslı'ya bizim artık Şanlıurfa'ya dönmemiz lazım, var mı bizden bir isteğin diye sorunca; Aslı'nın gözleri dolmuştu. Arabamda öte beri eşyalarım var, arabam gördüğünüz gibi çok küçük, kızım benimle birlikte olduğu için yatacak yerimiz olmadığından dolayı arabada yatıyoruz. Bu eşyalarımı kendinizle birlikte götürürseniz sevinirim dedi. Hayati, olur sen üzülme biz götürelim de; sen burada ne yapacaksın evsiz barksız dedi? Aslı, işlerimi bitirir bitirmez hemen gelir önce Şanlıurfa'ya size uğrar oradan da Batman'a geçerim dedi... Hikaye çok çok uzun ve bir o kadar da yürek yakan türden! Hayati, Hatayı ardında bırakıp Şanlıurfa'ya doğru hareket ederken, aklı ise bir başına kalmış Aslı ve masum küçücük kızında kalmıştı... Merak edenlere: "Aslı Batman'a yerleşti ve kızıyla birlikte yaşıyor... O Hayati'ye babam, Hayati de ona kızım diye hitap ediyor... Ve öyle kalacaktır!!! Rabbim bu gibi acıları hiç kimseye yaşatmasın, zorun zoru bu olsa gerek. Yaşayan ve gören bilir! Amin. Bitti. 27 Mart 2023.