İNSAN DA İSTİKAMET VE DİLİ NASIL OLMALI?

Ülkemizde, seçim arifesindeyiz. Her parti, kendi tabanına ya da oy alabileceği kitlelere bol bol vaatler de bulunuyorlar. Doğrusu hangi partinin doğru ya da aldatıcı vaatlerde bulunduğunun kararını verecek olanlar seçmenlerdir. Hepimiz takipteyiz. Ancak, öyle liderler var ki, dün söylediğini, bugün yalanlayabiliyor. "Dün, dün idi, bugün, bu gündür". Hakikatini hatırlatıyor. Peki, böyle mi olmalı. Siyaset.  Tabi ki, böyle olmamalı. Her, partinin bir çizgisi ve duruşu olmalı.  Dün, ne söyledi ise, bugün de aynı söylemler de bulunmalı. Hangi, vaatler de bulundu ise, o vaatlerine sahip çıkmalıdır.  Seçim sürecinde, "hiç alnı secde" görmemiş, siyasetçilerin, cami de vaaz verirse şaşmayalım. Tüm geçmişi, yalan, dolan, iki yüzlülük, içki masası olan, siyasetçilerin, bugün en dürüst, en doğru biziz gibi vaatler de bulunmasına şaşırıyoruz doğrusu.  Geçmişte, halkın tüm insani, özgürlük isteklerine," haydi buradan diyen," siyasetçiler, bugün en demokratik, en özgürlükçü söylemler de bulunmaları, iki yüzlülüğün daniskasıdır. Tüm geçmişi, din ve dil özgürlük isteği olan, kitleleri, "bir kaşık suda boğan" siyasetçiler, bugün, başörtülü seçmenler ile boy boy resim görüntüleri vermesi, inançlı insanlara, bir hakarettir.  Evet, seçim geliyor diye, insanlar bu kadar mı, iki yüzlü olur.  Ancak, feraset sahibi insanlar, kimin yalancı, kimin de dürüst olduğunu biliyor ve ona göre seçme hakkını kullanır.  Evet, bu seçim de hangi partiye ve lidere oy vereceğim? Diye merak edebilirsiniz.  Var olan partiler için de "en az yalan söyleyen, en az iki yüzlü” için de siyasetçileri barındıran, kişiye ve partiye gidip oy vereceğim. Çünkü vicdan azabı çekmek istemiyorum. Bu köşem de beyan ediyorum. Kalın selametle...