ANNELER GÜNÜ...

İlk üniversitem olan Gazi üniversitesi İkinci sınıfın birinci dönemi idi. Annemin epeydir süre gelen bir hastalığı vardı. Memlekette doktorlar çaresiz kalınca Ankara'ya sevk etmişlerdi. Rahmetli babamla beraber Ankara'ya geldiler. Onları otogarda karşıladım. Kızılay da o zaman meşhur bir nokta olan Gima'dan bakanlıklara doğru giderken tüp geçidin hemen yanındaki bir iş hanında Profesör olan bir kadın hastalıkları uzmanından bir randevu ayarlamıştım. Doktor uzun süre muayene etti ve bizi Ankara üniversitesi tıp fakültesi Cebeci Hastanesi'ne bazı tetkikler için gönderdi. Üzerinde "Acildir" diye yazdığı bir notu da laboratuvardaki görevliye vermemi istedi. Dediklerini yaptım. İki saat sonra çıkan sonucu doktora götürdüm. Tahlil zarfını Doktor hanıma uzattım.  Kalbim yerinden fırlamak üzereydi. Zira hastaneden doktorun yanına varana kadar içimden "Allah'ım ne olur doktor, annenin bir şeyi yok desin" diye dua etmiştim. Doktor kâğıtlara uzun uzun baktı ve başını salladı. "Annen çok hasta" demesi benim çökmeme, bitmeme yetmişti. Allah'tan ümit kesilemeyeceğini, ameliyat olması gerektiğini söylemişti. Dört ay sonra ameliyat randevusu oluşturup bizi gönderdi. Annem ve Babam o gün memlekete döndüler. İşte o gün onları otogarda yolcu ettikten sonra içimden geldiği gibi bir şiir yazmıştım... Annem ameliyat olup o hastalığı yendi. Ancak hayatı boyunca o nu mağdur edecek bir veya birkaç hastalıkla mücadele etti. Hayatının son yirmi yılını ender kişide var olan “Trigeminal Nevralji” hastalığı ile geçirdi.  Bu hastalık, beyinden gelip yüzde şakak kısmından çıkan üç dal sinirin birbirine değmesi sonucu insanın yüzünde şimşek çakmış, yıldırım düşmüş derecesinde şiddetli ağrılara sebep olan bir durumu oluşturan bir hastalıktır. Bu hastalığın oluşturduğu şiddetli ağrılara mukavemet etmek her yiğidin harcı değil demişti doktorlarından biri. "Teyze çok yiğittir..." diye devam etmişti... Hastalıklarla mücadele halinde geçen seksen üç yıllık ömrünü geçen Kasım ayının 23’ünde tamamladı. Nur içinde yatsın. Anneme ve bu vesileyle ahirete intikal eden bütün ehl-i imana Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyorum.  Anneler gününde gününde hediye vermek istediğimde "Oğlum, neden aldın, anneler günü bir gün olurmu hiç. Benim için sizi gördüğüm her günüm anneler günüdür" derdi. Ama yinede o günün hoşuna gittiğini gördüğüm için, her Anneler gününde bir hediye alır ve gününü kutlardım. Bütün annelerinin anneler günü şimdiden kutlu olsun. Başta Annem olmak üzere, vefat etmiş Annelerin de ruhları şâd, mekanları cennet, makamları âli olsun inşallah...   1988 Yılında otogarda Annemi memlekete yolcu ettikten sonra içimden geldiği gibi yazdığım o şiiri Bütün annelere armağan olmak üzere paylaşmak istedim... ...,.................. ANNEM'E ... Gözyaşlarımı saldım, tutamıyorum artık, Seni bir an bile unutmak mümkün mü Anneciğim, Dünyalar benim olur, seni görsem bir anlık, Kalbimin atışları hep senin için anneciğim…   Seni düşünürüm her zaman ve her yerde, Seni hasta görmek varmış kaderde, Söyle nerden düştün anne bu derde? Kalbime kezzap döküldü, yandı anneciğim…   Dünyayı al deseler verseler bana, Sensiz olsa yine de almam ki ana, Cennete de gitmem sen olmasan orda Sen bütün dünyalara bedelsin anneciğim…   Sensiz geçecekse hayatım, dilerim bitsin. Sana kötü bakan gözler kör olsun, Sana iyileşmez diyen doktorlar ölsün, Ne olur devamlı gül be anneciğim…   Abdullatif Yılmaz.  Ankara-1988  Afiyette kalın