SEMAVİ DEĞERLER

Toplum tarafından benimsenmiş ve doğruluğu onaylanmış temel prensiplere “değer” adı verilmektedir. Bu kurallara uygun olan her şey “değerli” kabul edilir; Uyumlu olmayanlar da “değersiz” diye nitelenir. Değerler görecelidir, toplumlara göre farklılık gösterir. Bazı toplumlarda değer, gücü elinde bulunduranın onayladıklarından ibaret olur; ya da hâkim olan inançların teşvik ettikleri değerli olur; aksi durumlar ise değersiz kabul edilir. Hangi toplumda olursa olsun değer, gerçekte inançlardan kaynaklanır; inançlara uygun olan her şey değerli, uygun olmayanlar ise değersiz sayılır. Ortak değerler denilen kurallar ise, toplumların etkileşimi ve zorunlu ortak yaşam sonucu ortaya çıkan ortak kurallar demektir. Ancak bunlar dillendirilse hatta yazılı metinlere dönüştürülse bile ikiyüzlülükten kurtulmaz, içtenlikle gerçekleşmez. Her bir toplum ortak değerleri, çıkarlarına zarar vermedikçe “değer” olarak kabul eder. Bu güne kadar dünya üzerinde görülen gerçek budur. Değerler yerine göre değişiklik gösterir. Değer nerde ortaya konmuşsa, o yerin sahibiyle bağlantılı olmak durumundadır. Kâinatın sahibi Allah’tır. Bu nedenle ancak O’nun rıza gösterdikleri değer ifade eder. İnsanların, Kâinatın Rabbine dayanmaksızın kendi aralarında belirledikleri değerler varsayımdan ibarettir ve gerçekliği yoktur. Ancak şunu da ifade edelim ki, çoğunlukla ilahi kuralların etkisinde kalarak değerler ortaya konmuştur. İslam’a göre değer, Allah’ın doğru olarak belirlediği hususlardır. Yani bir şeyin Allah’la bağlantısının olması onu değerli yapar, onunla bağlantılı olmayan her şey değersizdir. İlahi yönden olumlu tarafı bulunmayan bir şey, ne kadar yararlı da olsa gerçekte değersizdir. Demek ki değerler, semavî (ilahî) ve beşerî olmak üzere iki kısımdır. İnsanların kendi aralarında oluşturdukları değerler, bazı noktalardan semavi değerlerden esintiler taşırlar. Asıl bu değerleri “değer” yapan husus da budur.. İnsanlar arasında değer kabul edilen ancak ilahi bir bağlantısı bulunmayan hususlar, çocukların kendi aralarında belirledikleri oyun kurallarına benzer. Söz konusu bu oyun kuralları gerçek hayatta hiçbir değer taşımaz, ciddi konularda büyüklerin ortamında uygulanmaz; böyle bir şeyin düşünülmesi bile saçmalık ve delilik olur. Aynen bunun gibi, İlahi bağlantısı olmayan beşeri değerler de gerçek manada saçmalıktan ibarettir. Aile içinde yapılacak bir işin değer taşıması için, aile büyüğünün onayı gerekir. Köyde veya kentte bireylerin yapacakları işlerin değer taşıması için de durum böyledir. Oranın yöneticisinin ya da otoriter gücün değer vermesiyle değer kazanır. Ülke sınırları içinde bir payenin, bir unvanın değer taşıyabilmesi için devletin onayı gerekir. Bir kimse, mensup olduğu devletin onayı olmaksızın kendi kendine bir unvan takmakla ya da bir görev vermekle ona sahip olmuş sayılmaz. Diploması olmayan kimse kendini bir okul mezunu sayamaz, gerekli onay olmadan ilmi bir paye elde edemez. Bir devlet görevlisinin devletin onayıyla yaptığı işlemleri halk arasında da değer görür. Devletin onayı olmayan işlemler korsan olur, hiçbir itibar görmez. Sözgelimi bir asker devletten aldığı askerlik unvanıyla, görevini icra etmede itibar görür; ancak aynı kişi askerlikten önce ya da terhisten sonra askerlik göreviyle ilgili işlemleri yapamaz, yaptığı takdirde de hiçbir yerde itibar görmez. İşte gerçek değerler de buna benzer. Kâinatın sahibinin onay ve rızasıyla ancak değer gerçekleşir. Zerreden küreye kadar tüm kâinata her an hükmeden ve her şeye kadir olan Allah’ın onayı olmadan hiçbir işlem değer ifade etmez. Ancak O’nun izni dairesinde gerçekleşen işlemler değerli olur, tüm yaratılmışlar tarafından da saygı görür. Böyle gerçek bir değer anlayışını dikkate almayıp yalnız görünüşte kalan sanal değerleri dikkate almak akıldan uzaktır. İlahi bağlantısı olmayan sanal değerlerin etkisi ne kadar çok sürse de kabir kapısına kadardır, oysa ilahi değerler ebedidir. Müslümanın hayat boyunca yapacağı tüm işlemlerinin Allah’la bağlantısı olması gerekir. Bu da Allah’ın kitabına ve O’nun elçisinin buyruklarına uygun olmakla gerçekleşir. Bunun dışında düşünülebilecek hiçbir işlem yoktur.