MESAİ SAATLERİNDE BİLİRKİŞİLİK

MESAİ SAATLERİNDE BİLİRKİŞİLİK Öncelikle şunu belirtelim. Yazılara gelen en çok eleştiri uzun olması yönünde. “Okumaya üşeniyoruz”diyorlar. Onların affına sığınarak “anlatılacak çok şey var,konuşulmadıkça çok yanlış doğru gibi algılanmaya başlıyor” diyoruz. Insanları twitterda,instegramda slogan ve  görsellerle bilgilendirmeden fikir sahibi yapanların ortamında biz anlatmaya devam edelim. Bilirkişilik bir kamu görevidir.Çağrıldığın zaman icabet etmek zorundasın.Ya da geçerli bir mazeret ileri sürmen gerekiyor. 5 yıllık mesleki uzmanlığını belgeleyen herkes müracaat edebiliyor. Eskiden, ödenen ücret düşüklüğü ,ayrılan zaman ve alınan sorumluluk sebebiyle  serbest piyasa çalışanlarınca pek rağbet görmezdi. Son yıllarda Bilirkişilere takdir edilen ücretler artınca bilirkişi olmak için insanlar yarış içerisine girdiler. Günümüzde,hem özel sektörde  hem de resmi kurum çalışanları arasında bilirkişi olabilmek için gizli bir yarış var. Yarışın olduğu uzmanlık “yan dal uzmanlığı” değil. Her üniversite mezunun veya meslek sahibinin 5 yıllık olduğunu ispatlamasıyla elde edilen bilirkişilik . Davaların çoğunun konusu da bunlara hitap ediyor. Örneğin icra dairelerinin bilirkişiliği. Ya yer gösteriyorlar ya da bedel takdir ediyorlar.Ekonomik sebeplerle icraya düşen insanların çoğunluğu göz önüne alınırsa , bu bilirkişilerin iş hacmi de tahmin edilebilir. 2023 yılında  bir dosyanın minimum bilirkişilik ücreti   580 TL. Bunun arttırılması karar vericinin inisiyatifinde. Keşiflere devamlı aynı kişilerin gitme  şikayetleri üzerine,ayda 30 dosyaya gitme kısıtlaması getirilmişti.Deprem sebebiyle sanırım şu an uygulanmıyor. Kanun koyucunun yönetmeliğe ;  “Bilirkişi, görev almak amacıyla her türlü öneri veya girişimden kaçınır” ibaresini koymasına  rağmen , Bazı bilirkişiler mahkemelerde görev alabilmek için çeşitli diyaloğlara, ilişkilere  girmeyi göze alabildikleri iddia ediliyor.Maddi bir gelirin olduğu her işte lehte veya aleyhte bu tür iddiaların olması kaçınılmaz. Elbette iddiaların doğruluğu teyide muhtaç… Gelelim Resmi kurumda çalışanların bilirkişilik meselesine. Ender bulunan uzmanlık alanlarının dışında rüştünü ispat etmiş her meslek sahibinin yapabileceği bilirkişiliklerde,Resmi kurum çalışanlarının tercih edilmesi bazen sıkıntılara yol açabiliyor. Bu işi kendisine meslek edinmiş kişiler var. Mesaisinin çoğunu Mahkemelerde, keşiflerde geçiren çalışanların varlığı en çok kurum amirlerini zorda bırakıyor.Bazen günün tamamını alan keşifler dairelerde işlerin aksamasına sebep oluyor.Ayda 10 keşife gidildiği varsayılırsa mesai kaybı kolay olarak hesaplanabilir. Üstelik bir de raporun kurumda mesai saatleri içinde yazılması , buna harcanan zaman ,” işim var rapor yazıyorum “ beyanı, personelden kurumun  alması gereken verimliliği azaltıyor.Kurum faaliyetlerinin dışında bir nevi özel iş olan bilirkişilik sırasında  resmi kurum araç gereçlerinin kullanılması,aletlerin bu yolla yıpranması,kurum bilgisayarlarının, yazıcıların kullanılmasının etikliği de tartışmalar arasında… Bir kamu görevi olması sebebiyle elbette tevdi edilen görevi yapmak gerekiyor.Ancak listede yüzlerce aynı branştan uzman olmasına rağmen,Özel sektörde daha donanımlı  uzmanların varlığı göz önüne alındığında,resmi kurum çalışanlarının bilirkişiliği bir meslek haline getirip keşif peşinde koşmaları , kendi daire arkadaşları arasında da hoşnutsuzluk ve adaletsizlik hissi yaratabiliyor.Kurumlarda işler aksıyor.Maaşının bir mislini de keşiflerden elde edenlerin varlığı kurumlarda sosyal dengeye zarar veriyor.Danıştay bir kararında keşfe gidip kurum işini aksatan memura verilen cezanın iptaline hükmetmiş. Doğru ama gidilen keşif Jandarmanın ve toplam 25.dk.lık bir iş…Bizim bahsettiğimiz günün tamamını kapsayan keşifler. Hele haftada 3-4 defa olursa işin garipliği ortaya çıkar. Geçenlerde yan dal uzmanlık içeren bir konuda keşiflere giden Cuma Hündür beyle yapılan röportajı okudum. Şöyle diyor; “ baktım keşifler mesaimin çoğunu alıyor, iki yerden maaş alıyorum,vicdanım rahatsız oldu resmi kurumdan emekliliğimi istedim” . Bence doğrusu da bu… Ayrıca mesai saatlerinde keşfe gidince , daire işlerini mesaiye kalarak bitirenler varsa onları da takdir etmek gerek.Bunların bir elin parmaklarını geçeceğini sanmam…Daha çok,gidip evde yazılması  gereken keşif raporunun yetişmesi için dairede mesaiye kalınarak yazıldığı,dairenin bir nevi özel ofis olarak kullanıldığı gözlemlenebilir. Sonuç itibariyle şöyle bir çözüm geliştirilebilir mi ? Mesai saatlerinin karşılığını maaş olarak alan bir çalışan,mahkemelerde bilirkişilik yaparak kamu görevi  ifa ediyorsa , bunu da mesai saatleri içinde yapıyorsa ,kamu da kendisine mesaisinin karşılığını maaş olarak veriyorsa tahakkuk eden bilirkişilik ücreti maliyeye gelir olarak irat edilebilir.Resmi kurumda çalıştığı an ürettiği hizmet karşılığında devlet vatandaştan harç alıp , gelir olarak maliyeye ödettirmiyor mu ? Evet. Harçlardan vergiden  kendisine ekstra prim veriyor mu ? Hayır. Peki böyle bir uygulama olursa memurlar listeye girmek , mesai saatlerinde keşiflere gitmek için bu kadar istekli olur mu ? Cevabını siz verin. Gelelim resmi kurum çalışanlarının daha güvenilir olduğu tezine. Yanlış yapan çalışanın kendi resmi kurumundan da ceza aldığı duyulmuş mu bilmem. En fazla bir daha keşfe çağrılmıyor.   Sabıka kaydı temiz olan, uzmanlığını ispat eden her Türk vatandaşının  güvenilir olduğu ana fikrinde buluşmak gerekiyor bence… Müslüm YILDIRIM