ATAMA STİLLERİ

Bakanlıkların taşra teşkilatı olarak adlandırılan il ve ilçe müdürlüklerine atama yapılırken genellikle o ilin iktidar partisine mensup milletvekillerine sorulur.

Her il için sorulmaz. Bakan, kibar davranışlı ise veya o şehrin vekilleri acar ise sorulur/bilgi verilir.

Eğer o şehrin vekillerine sorulmadığında ses seda çıkaran olmayacaksa pek sorulmaz/bilgi verilmez.

Atama yapılıp geçilir.

Zaten bazı vasat şehirlerin vekillerine sorulduğu zaman, vekillerden liyakatli bir il müdürü yerine akrabasını/aşiretlisini en çok öne çıkarabilenin atanması muhtemel olduğundan bakanlıkların bürokratları bu yöntemi tercih etmek istemez. Bir nevi, vekilin torpillisi müdür olacağına bizim torpillimiz müdür olsun anlayışıyla hareket edilir.

Bazen duyarız, falanca müdürü şu şehir, bu şehir kabul etmemiş. Bu kabul etmeme durumu, vatandaşa sorularak elde edilen bir bilgi değildir elbette. Vekillere, il başkanına veya aklı başında bir belediye başkanına sorularak elde edilmiş bir bilgidir.

Sonunda o müdüre öyle bir şehir bulunur ki, ne vekilleri, ne belediye başkanları, ne yerel siyasetçileri, ne il yönetimi, ne kanaat önderleri, ne de sivil toplum kuruluşları ses çıkarabilen bir profile sahiptir.

Önce her biri kendi içinde bir gel git yaşar. Acaba ses çıkarsam mı? İtiraz etsem mi? Derhal “Dur sana mı kaldı?” “Partinin gözünden düşersin” dürtüsü galip gelir ve çıtını çıkarmaz.

(Zaten bakanlık bürokratları böyle temsilcileri olan şehirleri iyi bilir. O yüzden kimsenin kabul etmediği servisi oralara yönlendirirler.)

Siyasiler bunu düşünür de, sivil toplum kuruluşları çıtayı daha yükseğe taşımaz mı?

Tabi ki taşırlar.

Derhal destek ziyareti, “dış mihrak” tadında açıklama, kartondan çin seddi parçalarcasına bir cüretle istenmeyen kişiyi, istenen, arzulanan, özlenen bir kurtarıcı ve mahir bir bürokratmış gibi yüceltirler.

Sonunda,

Şehrin, o konuda geri kalmışlığının, gelişmemişliğinin devamlılığı elbirliğiyle sağlanmış olur.

Vasatlık, ürkeklik, saygın olmamak, ses çıkarmazlık, yalakalık, işte böyle bir beladır.

İyi okumalar…