FRAGMANLAR

Hayat kısır bir döngü. Yersin, içersin, uyursun, çalışırsın, gezersin, kızarsın, sevinirsin, evlenirsin, okursun, düşünürsün, yazarsın, ibadet edersin... Bir gün değil, bir ay değil, bir yıl değil, bir ömür boyu devam eder bu kısır döngü. Herkes farkında ama unutmak için oyuncaklar icat etmiş kendine. Para bir oyuncak, makam bir oyuncak, başarı bir oyuncak, ünvanlar bir oyuncak, lüks bir oyuncak, aidiyetler bir oyuncak, ritüeller bir oyuncak. Bunların çocuk oyuncaklarından hiçbir farkı yok. Nasıl ki çocuk hayali bir alanda oyuncakları ile oynar, biz de kendimiz için kurguladığımız hayali bir alanda kendi oyuncaklarımız ile oynarız. Arada bir fark var: Çocuk oynadıklarının bir oyuncak olduğunu henüz bilmediği için mutludur, biz oyuncak olduğunu bildiğimiz için mutlu değiliz.

*

Cennette bir kahvaltı yetmiş bin yıl devam edecek, bir kişiye (erkeğe) yetmiş bin huri verilecek demiş bir hocaefendi. Cennet fiziki bir yer olarak tasavvur edildiği sürece bu tür anlatımlar kaçınılmazdır. Bunlara karşı gelmek Kur'an ve sünnet açısından çok zor. Filozofların ve bazı sufilerin cenneti maddi değil, manevi bir yer olarak tasavvur etmeleri güzel bir yorum teşebbüsü ama hiçbir zaman Kuran'dan ve sünnetten onay alınabilmiş değil. Yani bunlar Kur'an'a ve sünnete rağmen yapılan yorumlar. Bütün bu sonsuz evrenin bazı insanların (erkeklerin) cennette böylesi bir keyif çatma için yaratılmış olması garip geliyor insana. Bu kadar masraf bunun için olamaz/olmamalı diye düşünüyor akl-ı selim.

*

Bilimsel veriler yeryüzünde yaklaşık 150 milyon yıl önce dinozorların olduğunu ve bunların yaklaşık 60 milyon yıl yaşadığını söylüyor. Düşünüyorum da dinozorların aklı olsaydı bu yeryüzü bizim için yaratılmıştır diyeceklerdi.

*

İyi veya kötü anlamında değil, sadece bir durum tespiti anlamında söylüyorum: bu gidişle şimdiki laik devlet bir şeriat devletine hamiledir. O şeriat devleti ise bir laik devlete hamiledir. Günün birinde ikisi de doğuracaktır.