İSRAİL KADAR ZALİM OLANLAR

Peygamber efendimiz (ASV) müminleri bir vücuda benzettiği hadisinde şöyle buyurmuştur: “Müʼminler birbirini sevmede, birbirine acımda, birbirini korumada bir vücut gibidir. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvları da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulur.”  (Buhârî, Edeb, 27.) Demek ki bir olmak, birbirlerini sevmek ve korumak, birbirinin derdine düşmek mümin olmanın gereğidir ve en önemli sıfatlarıdır. Bir vücudu oluşturan uzuvlar ancak birlikte bir vücut olur. Yine bu manaya uygun olarak diğer bir hadiste de: "Kim Müslümanların derdini kendine dert etmezse onlardan değildir." Buyurmuştur. (Taberani, el-Mu’cemu’l-Evsat, II, 42.)

İslam şairimiz Mehmet Akif, kendi zamanındaki Müslümanların Bu hadis-i şerife uygun düşmeyen tutumlarını dizelerine taşımış, duygularını şöyle ifade etmiştir:

"Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile... 

Âlem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nâfile! 

Kaç hakiki Müslüman gördümse: Hep makberdedir; 

Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir!" 

Kendi zamanındaki Müslümanların Müslümanlıkla bağdaşmayan tutum ve davranışlarından sıkılarak yeryüzünde gerçek Müslümanlığın kalmadığından dert yanan Mehmet Akif, acaba bu zamanımızı görseydi neler söylerdi? İsrail vahşetine sessiz ve duyarsız kalan İslam dünyasına ne derdi? 

Allah’ın lanet ve gazabına müstahak olmuş olan Yahudi Siyonistler, bir ayı aşkın bir süredir gece gündüz aralıksız bir şekilde Gazze’de bebek, çocuk, kadın ayırımı yapmadan benzeri görülmemiş bir vahşet ve soykırım uyguluyor. İnsanlıktan tamamen çıkmış, gözleri dönmüş bu lanetli câni Yahudi, bütün dünyanın gözü önünde ve iki milyarlık İslam âleminin gözünün içine baka baka bebekleri parçalamaya, tonlarca bomba yağdırmaya ve binaları masumların başlarına yıkmaya devam ediyor, hiç kimseyi de takmıyor. Uluslararası zalimlerin hukukunda bile savaş suçu sayılan saldırılarına ara vermiyor, hastaneleri, okulları, mülteci kamplarını, cami ve kiliseleri bombalayarak yakıyor, yıkıyor ve önüne gelen herkesi öldürüyor.  Ara sıra “İsrail savaş suçu işliyor!” diyenlere karşı “Evet, ben savaş suçu işliyorum var mı diyeceğiniz?!” dercesine vahşetini sürdürüyor.  Dil ucuyla bile ateşkes çağrısı yapanları da tehdit ediyor. Hiçbir İslam ülkesi onunla ilişkisini kesmeden o tehditler savurarak ilişkisini kesiyor. Gazze’de yavruların bombalanıp parçalanması karşısında yürekleri parçalanan çaresiz Müslümanlar ve vicdanları yanan birkaç grup hakperest insan ile bir kaç ülke liderleri dışında bütün dünya, İslam aleminin ordularıyla ve silahlarıyla övünen ülkeleri de dahil, meyyit-i müteharrik gibi suskun, duyarsız, yüreksiz, korkmuş ve sinmiş, “aman neme lazım bana dokunmasın..” tutumu içinde beklemededir. 

Kendisine muhalif Müslüman gazeteciyi bir şekilde kıstırıp vahşice öldüren ve yeryüzünde kabrinin dahi bulunmaması için cenazesini kimyasallarla eriterek malikânesinin giderinden akıtan Suudi kral, İsrail karşısında boynu bükük izzetsiz bir itaat vaziyetindedir. 

Bir kısım İslam ülkelerinin yöneticileri, vahşet karşısında bırakın sessiz kalmayı, bebek katili İsrail’e destek vermeye devam etmektedirler. 

İsrail’in gece gündüz sergilediği vahşet manzaraları karşısında birazcık vicdanı olanlar dilhûn olurken, kalpsiz olanlar, vicdanları kabuk bağlamış olanlar, şeytanın içlerine doldurduğu, kalp ve vicdanlarını onunla bağladığı bir ırkçı düğüm nedeniyle içlerinden sevinerek Gazze için bir tek kelime söylememeyi tercih ediyorlar. Münafık bir kesim de sevine sevine “lâ havle..” çekiyorlar. Ellerinden geleni yapmaya çalışan duyarlı ve ehl-i insaf Müslümanların İsrail ve destekçilerinin mallarını boykot çağrılarına kulaklarını tıkayan, bebeklerin hayatta kalmasını değil, çıkarlarını düşünen bu zalim İsrailsevici zihniyet mensupları, gerçekte İsrail kadar zalimdirler.  

Şunu da belirtelim ki, İsrail, kendisinden korkup susukun kalanlardan daha korkaktır. Bu zalim terörist devletin gücü kalleşçe sadece bebekleri, çocukları ve savunmasız insanları öldürmeye yetiyor. Hamas’la yüzyüze karşılaşma kâbusu bile psikolojilerini bozuyor. Siyonist terörist askerlerinin yüreklerini yerinden koparan ve bütün kâfirlere korku salan Hamas üyeleri günümüzde birer Asr-ı sadet Müslümanı olarak İslam’ın en yürekli askerlerindendirler. En son model teknolojik silah ve araçlarla donatılmış, Amerika ve Avrupa’nın desteğini almış, dünyanın savaş bakımından en mükemmel ordusunu bir aydır Gazze’ye sokmuyor, giriş yaptığı an geri püskürtüyor. 

Vaktiyle Çanakkale şehitleri için “Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi..” diyen Mehmed Akif, bugün yaşasaydı inanın Filistin kahramanları için de aynı şeyi söylerdi. 

Allahım, Nimet verdiklerinin yolunda olan Hamas’a ve Gaze’ye yardım et, onlara zafer nasip et. Bizi de Nimetine erdirdiklerinin yoluna hidayet et; gazaba uğramışların (Yahudilerin) yoluna da, dalâlete sapmışların (Hristiyanların) yoluna da değil! Âmin! (Fatiha Suresi, 7. Ayet.)