MECLİSTE BİR İLK

Ölüm, kimisi için bir kurtuluş kimisi için de ansızın gelen bir ayrılık. Ölüm, üzerin de yazılacak çok şey var. Tüm insanların hayatında bir defa yaşayacağı "ilahi" bir vaka. Bu an geldiği zaman, ne bir saniye ileriye alınır ne de bir saniye geriye alınır. Bir kere "Kün fen yekün" emri gereği.

İşte bunlardan biri de geçen haftalarda TBMM' de ansızın gelen ölüm. Hem de canlı yayında. Kürsü mahallin de. HASAN BİTMEZ Milletvekili konuşurken, bir anda yere yığıldı. Zihnin de ki sözleri dile getirirken, kelimeleri yarım kaldı boğazın da. Allah rahmet eylesin. 

Ölüm, gelince ansizin geliyor. Ne millet vekili dinliyor ne de kralı. Herkesi şah damarından yakalıyor görevli melek Azrail. 

Her gün canlı yayında birbirine hakaret eden, azarlayan hatta sokak dili ile bazen küfreden millet vekilleri bir anda farklı bir röle büründüler. İktidar, muhalefet milletvekillerden ilk defa ortak bir tutum gördük. 

Ne idi bu tutum? 

Vefat eden milletvekili için ortak taziye mesajları. 

İyi insan idi, temiz insan idi, dürüst, ahlaklı, çalışkan, vatansever, milli, Hak yolunda,... GİBİ gibi. Aslında, bu insan hayatta olsaydı bu sözleri mecliste asla duymamız belki mümkün değil. Ancak, ölümün getirdiği birleştirici gücü. 

Herkesi hizaya getirdi. 

O halde bizler ya da milletvekilleri, ölüm olmadan da birbirimizin kıymetini bilelim. Kalp kırmadan, yüzümüze güzel sözler ile birbirimize hitap edelim. 

Kalın selametle...