KARALAMA KAMPANYALARI

Her seçim öncesi başvurulan ilkel bir yöntemdir. Bir adayın kendini öne çıkaracak artı bir özelliği yoksa rakip ya da rakipleri aleyhinde manipülasyon dolu kampanyalar düzenletmesidir.

Trolleri tarafından gündeme getirilen veriler, kimi zaman doğru olsa da çoğu zaman yalan ve iftiralarla doludur. Kaldı ki, doğru olsa bile söylenme zamanı ve söylenme şekli itibarıyla samimi niyetle yapılmadığından dolayı doğru bir amaca hizmet etmez.

Yani, rakibinin yaptığı yanlış, millete zarar verdiği için kendisini rahatsız etmiş değil, o yanlışlığı kullanıp kendi eksikliğinin ya da olmayan artılarının üstünü örtmek amaçlanmaktadır.

Genellikle bu kampanyaların kaynağının kim olduğu, ispatlı olarak net bir şekilde ortaya çıkmaz. Ancak çoğu kimse tarafından bilinir.

Bu tip durumlara istinaden basit bir kural vardır, kime yaradığına bakılır. Kime yarıyorsa, fitnenin kaynağı genellikle odur.

Mesela bir partinin büyükşehir adayı belirlenene kadar, her hafta kimin adı öne çıkıyorsa, o hafta onun aleyhinde bir karalama kampanyası düzenleniyorsa ve bu rutin, adayın kesinleştiği güne kadar devam edip, adayın açıklandığı gün itibarıyla bıçak gibi kesiliyorsa, fitnenin kaynağını kestirmek için filozof olmaya gerek yoktur.

Çıkarılan söylenti, ister doğru olsun, ister yalan olsun fitneyi çıkaran için hiç fark etmez. Çünkü gayesi bir suistimali ortaya çıkarıp hak ettiği cezayı almasını sağlamak değildir.

Ya nedir? 

—Bu suistimali kullanarak kendi önünü açmaktır. Nitekim elde etmek istediğini elde ettikten sonra o iddiaların gereğinin peşine düşmemesi de bunun ispatıdır. Hatta o suistimalin yapılmış olması kendisini üzmek yerine, bilakis sevindirmiştir.

Bundan dolayı niyetin halis olmadığı da net bir şekilde ortaya çıkar. Niyeti halis olmayanın söylediği doğru bile olsa, fitne çıkarma amaçlıdır. Kendi çıkarı için kullanma amaçlıdır.

Kaldı ki, günümüzde yalanlar ve yalan sahipleri doğrulardan ve doğruluk sahiplerinden çok daha fazla olduğu için karalama kampanyalarının çoğu yalan dolanla doludur.

Ancak, şu yalan, şu gerçek diye spesifik bir tespitte bulunmak pek mümkün olmaz. Çünkü bu tip kampanyalara tevessül edenlerin yalana müsaitliği ile aleyhinde konuşulanların, o fiili işlemeye olan müsaitliği net bir tespit yapmaya manidir. 

Bu yüzden kimin ne söylediği ve kimin hakkında ne söylendiğinden ziyade, söyletenin kim olduğu önem kazanır. O da, yukarıda izah ettiğimiz gibi fitnenin failidir. 

Yani “Kime yarıyorsa odur”

İyi okumalar...