HZ. ALİ SEVGİSİ

Yeryüzüne farklı insanlar gelip gittiler. Gittiler ama, bazıları var ki arkasında ne ilimler, bilgiler, hayırlı yollar çizip gittiler. Bunlardan biri de Hz. ALİ.

İlmin kapısı. Seyfullah. Züht adamı. Cengaver. Bir o kadar da merhametli. Sofrası herkese açık cömert. Sadece zengine değil, bir o kadar da fakur fukaraya açık gönlü. Bu yüzdendir ki, Şia, Aleviler ve ehli sünnet arasında paylaşılmayan yiğit bir sahabe. 

Kim onu daha çok seviyor. Ya da yolunda gidiyor. Tartışmaları, onun Şehadet tinden sonra başlamış, günümüze kadar devam etmiş ve ilelebet te bu tartışma da devam edecek. 

Çok farklı, bir meziyete sahip olunca da, her bir yönünü öne çıkarıp, ona göre sahip çıkmış İslam alemi. 

Şia ve bazı aleviler, o kadar ileri gitmişler ki, o sevgisinden, O'nu, neredeyse, ölümsüz bir insan hüvviyetine sokmuşlar. Bazıları, onu Hz. İsa gibi, Ruhunun gökyüzüne çıktığına bile inanlar var. Bu kadar abartmışlar. Kimisi de, onun kıldığı namaz ile birlikte, kendilerini bu vazife de muaf kılacak kadar da ileri gitmişler.

Ancak, Hz. ALİ bir Züht adamı. Rabbine ulaşmak için, gece gündüz ibadet etmiş. İlmi ile müssema olmuş. Her bir sözü hakikat yolunu açmış ve göstermiştir. "Çocuklarınızı, bügüne göre değil, yarına göre yetiştirin" deyip, çok önemli bir tespitler yapmıştır.

Onun, etmiş olduğu dua. Her gün defalarca okunan bir dua silsilesi. Yani cevşen. Bu dua, Şia ve ehli sünnet arasın da namazlar dan sonra okunan müthiş bir dua kitabı. Ve daha nice....