İFFET VE HAYANIN ÖNEMİ

Muhterem Kardeşlerim…

Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak İffet ve hayanın önemi konusunda sizleri bilgilendirelim istiyoruz. 

Efendim;

Allahü Teâlâ, insan neslinin devamı için, erkek ve kadını birbirine karşı cazip kılmıştır. Aynı zamanda, bu kuvvetli duygu karşısında, insanları, dünyada çetin bir imtihana tâbi tutmuştur. Dünyadaki kısa ömrümüz içinde, en zor imtihan iffet imtihanıdır. Bu imtihanda kazanan bir insan, dünya ve ahiretin kahramanıdır.

İnsanların kusursuz olması veya insanın düşüklüğü, daha ziyade iffet işinde belli olur. Allahü Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’in birçok yerinde, iffetini muhafaza edenlere, büyük mükafatlar vaad etmiş, iffetini muhafaza etmeyenlere de, Cehennem azabını göstermiş, iffetsizleri, bir insanı öldüren bir câni ile bir tutmuştur. Müminlerin vasfını anlatırken de buyuruyor ki:

“Müminler, namazlarını huşu içinde kılar, boş, lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekatlarını verir, iffetlerini korur, emanet ve ahidlerine riayet eder.” [Müminun 1-8]

İffetli kimse, haya sahibidir, yani günah işlemeye utanır. Haya sahibi olmanın önemi büyüktür. 

Bu husustaki birkaç Hadis-i Şerif:

“Haya imandandır.” [Buhari]

“Hayası olmayanın imanı da olmaz. İmansız da Cennete giremez.” [Deylemi]

“Haya azlığı küfürdendir.” [Hakim]

“Haya, iffet, dile sahip olmak ve akıl imandan; cimrilik, müstehcenlik, çirkin söz ve hayasızlık nifâktandır.” [Beyheki]

 

İffet, yani namus ne kadar önemli ise, namussuzluk da o kadar kötüdür. 

Namusun önemi hakkındaki Hadis-i Şeriflerin birkaçı şöyledir:

“İyi bilin ki, namusunu koruyana Cennet vardır.” [Hakim]

“Zinadan korunan Müslüman Cennete girer.” [Beyheki]

“Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşayın ve iffetli olun.” [İbni Asakir]

“Başkasının karısını kızını ayartan bizden değildir.” [Hakim, İ.Ahmed]

“Bir kadın, beş vakit namazını kılar, namusunu korur, kocası ile iyi geçinirse, dilediği kapıdan Cennete girer.” [İ. Hibban]

“Şu altı şeyi yapanın Cennete girmesine kefilim: Doğru konuşan, verdiği sözü yerine getiren, emanete riayet eden, namusunu koruyan, gözlerini haramdan sakınan, ellerini kötülükten çeken.” [İ.Ahmed]

“Haya on kısımdır. Dokuzu kadında, biri erkektedir” Hadis-i Şerifinde de bildirildiği gibi, kadınların hayası erkeklerden çoktur. Öyle olmasaydı, çok çirkin işler meydana çıkardı. Din düşmanları bunu bildikleri için, daha çocukken kadınlardan hayayı kaldırmaya çalışıyorlar. Hayasız bir toplum meydana getirmeye çalışıyorlar. Müslüman kadını hayalı olmaya devam etmelidir. 

Hadis-i Şerifte, “Haya güzeldir, fakat kadında daha güzeldir” buyuruldu. (Deylemi)

İnsan günahlarının çoğu, iffet konusu içindedir. İffet, bir genç kızın veya kadının, değeri para ile ölçülemeyen bir mücevheridir. Bu mücevheri ele geçirmek için, Allahü Teâlâ’dan korkmayan her erkek, bütün şeytanlığını kullanır. Ele geçirdikten sonra, maksadına erişmiştir. Artık o, mücevherlikten çıkmış, adi bir taş olmuştur. Sokağa atılıverir. Bu alışverişte, erkek, bir namus hırsızıdır. Kadın ise, mücevherini çaldırmış, bir zavallıdır.

İffetsiz olan, Allah katında günahkâr, halkın yanında da itibarsızdır. Bir namussuzun toplumdaki iyilerin yanında itibarı [saygınlığı], bir köpeğin itibarı kadar yoktur. Erkeklik ve dişilik duyguları, insanlarda da, hayvanda da vardır. Hayvanlarda utanma hissi olmadığı için, onlar, bu duygularını gizlemez. İnsan ise, şeref ve haysiyet duygularına sahip olduğu için, erkeklik ve dişilik hislerine karşı meşru yol arar.

Bir insanın ve bir ailenin şerefi ve itibarı, bu duygu karşısındaki tutumu ile ölçülür. Zengin ve çok güzel bir kadın, eğer iffetsiz ise, itibarsızdır. Fakir ve namuslu bir kadın ise, her yerde, her zaman itibarlıdır, saygıya layıktır. Bunlar, normal ve temiz bir toplumun iffet ölçüleridir. İffet kaidelerini ayaklar altına almış, yalnız hayvani hisleri peşinde koşan insan topluluğu, bu sözlerle alay eder. Onlara sözümüz yoktur. Dünyadaki pek çok rezaletler, cinayetler, iffetsizlik yüzünden meydana gelmektedir.

İnsanların pek çoğu, iffetsizliğin fenalıklarını bildikleri halde, kendilerini bu fena yollara sapmaktan alıkoyamaz. Bu kuvvetli duygu karşısında, onları selamet yoluna çıkaracak çare, terbiye ve ahlak meselesidir.

Allah’tan korkan bir insan iffetsiz olamaz. O halde, çocuklarımıza Allah korkusunu öğretmeye çalışmak, bizim için en başta gelen görev oluyor. Allahü Teâlâ’dan korkmak için, Allah’ı iyi bilmek lazımdır. Allah’ı bilmek için, Onun büyüklüğünü ve sıfatlarını öğrenmek zorundayız. Allahü Teâlâ’yı hiç düşünmeyen bir topluluk için, Allah korkusuna sahip olmak kolay değildir. Allahü Teâlâ’dan korkmak da, bir bilgi, bir çalışma ve bir gayret işidir. Durup dururken, Allah korkusu meydana gelmez. Dinin emir ve yasaklarına riayet edene kolay gelir.

Özellikle büyük şehirlerde iffet işi tehlikeli bir yoldadır. Bir genç kızın, kendi başına yalnız kendi aklı ve anlayışı ile iffetini muhafaza etmesi, cidden güçtür. O genç kız, eğer biraz da güzelse, hatıra ve hayale gelmeyen tehlikelerle çevrilmiş demektir. Bu tehlike, okulda, yollarda, otobüste, komşularda, hatta evinin içinde, telefonda, internette yakasını bırakmaz.

Kızlarımız, tehlikeler karşısında aciz bir mahluk olarak, ahlaksızların elinde bir oyuncak olmamalıdır. Bu devirde herkesten, her yerde ona zarar gelebilir. Bu zarar, onun parasına, puluna değil, şeref ve haysiyetinedir. Paraya olan zarar telafi edilebilir. Manevi zarar, yerine konamaz. Ahlaksızların içinde genç kız için şerefle yaşamak çok güçtür. İffetli bir kız, diğer bazı kızlar gibi, flört yapmaya heveslenmemeli. Bu tehlikeli bir tecrübedir. Esasen flörtle yapılan evlilik, çok zaman mutluluk getirmez.

İffeti muhafaza için, gençleri zamanında evlendirmeli, iffeti zedeleyecek yerlerden uzak durmalıdır. Gençliğin hakkı adı altında çeşitli eğlenceler, genç kızı elde etmek için birer tuzaktır. Bunun tuzak olduğuna inanmayan bir kız, tuzağın içine düştükten sonra, aklı başına gelir. Fakat iş işten geçmiştir. Tuzağın görünüşteki cazibesine kapılan kızlar, erkeklerin elinde çabucak birer oyuncak hâline gelir. Kendine güvenen bir kız bile, onların karşısında sonuna kadar dayanamaz. Yakışıklı bir erkeğin aldatıcı gülümsemesi karşısında, yenilebilir. Artık o kız, tuzağa düşmüştür. O tuzaktan kurtulan pek az veya hiç yoktur. Halbuki, o tuzak dediğimiz eğlence yerlerine gitmemek daha kolay bir iştir. “Göz görmeyince, gönül katlanır” diye bir atasözü vardır. Oraya gitmeyen bir genç kız, oranın tehlikesinden kurtulmuş olur. Giderse, kurtulması zordur.

Allahu Teâlâ bu mübarek günler, geceler hürmetine günahlarımızı affeylesin, ahir ve akıbetimizi hayreylesin inşaallah. (Amin)