ÇARIĞIN VAR HASO

Eskilerden bir zaman, memleketharapziyan! Ne aşları var, ne işleri; kırsal bir köyde ahali perişan. Gel zaman, git zaman derken; köyün gözü pek Haso ’su, Birkaç banknot buluşturmuş, sanki kasa dolusu?! Bizim Haso, şehirden bir çift çarıkısmarlar, Köyün diğer erkekleri! Yalınayak avare otururlar! Köyün meydanı dolar pejmürde erkeklerden, Her işe: “Ha Haso kardaş çarığın var erken”! Haso bu, birkaç güç gün göğsünügerer; çarığı vardır diye, Her işe koşunca da, yorulur bitab düşer biteviye! Bostana dana mı girdi? Ha Haso kardaş sen, koşuver; Ekine sürü mü kaçtı, kurban Haso kardaş; bir kovuver! Haso kardaş aşağı, Haso kardaşyukarı diye diye, Haso, bakar ki çarıklar; başına birer belaviye! Aklını başına toplar Haso, nihai kararını verir, Sırtından geçinen tembellere, güzel bir ders verir! Çıkarır çarıkları, yapıştırırsuratsızların suratına, Marifet çarıklardansa, alın geçirin ayaklarınıza! Bakın bakalım, nasılmış her şeye koşarak; yorulmak, Dayanır mı bel? Ayaklar da nasır; tabanlarda çatlak! Çarıklı Haso’nun çilesi, çarıklarıatınca sona erdi, Oh be hürriyet nasıl şeymiş böyle? Durmadan derdi! Başkalarının sırtından geçinen kurnazlaraolsun ithaf; Bizde İman kardeşliği esastır, gerisilaf-ü güzaf! Medeniyet adına, batılı dayatan devrimyobazlarına, Cambazlıkla iş yapan, sahte din tüccarlarına! “Bizi aldatan bizden değildir,” kavlişerif gereği; İman, Uhuvvet, Hürriyet; kıyam, dinin direği! Hasanlarımıza, göbeğini kaşıyanHaso diyenler, Ecnebiye, inkârcıya çanak tutan hainler! Bizde her varlık, paha biçilmez birer değer, Saltanat kimseye kalmaz, bunu da iyi bilsinler! Çarıklı Haso’dan, tembel oturan“sinlik” köylülere, Misalde hata olmaz, meselle de varılır; “çok” habere! Haso toplamasaydı aklını başına, daha çok ezilirdi, Bir ömür boyu, sığır koyun yolunda; gider gelirdi! Nusret Salih, hikayeyi dostlara;şiir ile aktardı, Zaten kadr-u kıymeti, birkaç katre kadardı!? Bir zamanlar o da, tezgahında güzel şeyler satardı; Tabi ki, o zamanlar mevsimler hep, bahardı!.... (Şiir Defterimden) 07 Ağustos 2017.