HALVET DER ENCÜMEN

Ammâ ne inziva? dediğin kûh-u gaar değil, 'Halvet der encümen' oda ister bu pişmede. 'Halvet der encümen' ki demir leblebi demek, Ağyar her taraftan görünce üşüşmede. HüseyinHatemi “... Yalnızlığınuğultusu… Diye fısıldadı kadın, buna dayanamıyorum artık.Dayandıkça koyulaşacak, dedi adam…Koyulaştıkça dayanılmazlaşıyor, dedi. ötekinidinlemenin dayanılmazlığına baktı bu kez, konuşmanın ağırlığına. Sokaktapervasızca yürüyen köpeğin yılgınlığına. Kendilerini satılığa çıkarmış gibiydiler.bir tellal gibi bağırıyordu yalnızlıkları. Efendisine yakarıyor, 'siz bendendaha iyi bir köle bulabilirsiniz, fakat ben sizden daha iyi bir efendi bulamam'diyordu. Evlilik, arkadaşlık, akrabalık, komşuluk sanılan beraberliklerinyakarışına bakıyor, yüreğine dokunan sözlerden gözyaşlarını tutamıyorduyalnızlık. Kölesini satmaktan vazgeçiyordu." Halvet Der Encümen’deSadık Yalsızuçanlarkalabalıklar içindeki "yalnızlık", yalnızlık içindekikalabalıklar hakkında “bir şeyler” söylüyor. Bugün modern insanın varlığından en fazla korktuğu ve hep öldürmeyeçalıştığı bir duygudur yalnızlık. Niçin korkar insan yalnızlıktan? Yalnızlıkhayatı anlamlandırabilmenin yolu oysa. Yalnızlık kadim geleneğimizin “ol”duranunsuru. Bugün yalnızlık yok edici, var eden yalnızlığın karşısında öldürücüyalnızlık,aradaki fark bu kadar büyük. Yalnızlık üretecektir, üretmiyorsa işteo zaman tüketecektir insanı. “Yaşatan yalnızlık” ya da “Öldüren yalnızlık”... Halvetder encümen bir hayat geçirme gayreti, tasavuf geleneği bağlamında önemli biryere sahip. En genel tanımlamayla, halk içinde Hak ile beraber olmak. Zahirenhalk içinde ancak hak ile olabilmek. Hayatın içinde Hayy ile birlikte olmak. Halvetder encümen halini salt bir yalnızlık hali olmaktan çıkaran durum, kime yakınolduğu ya da kimden uzak olduğunda saklı. Alemde kendi alemine yönelerek aleminRabbi ile olmak. Çoklukta birliği, kesrette vahdetiaramak. Öyle bir yalnızlık ki toplumla ilişkiyikesmeden, toplumdan uzaklaşmadan Hak ile birlikte olmaya büyük önem verme düşüncesiniortaya koyar halvet derencümen. “Öyleadamlar vardır ki ticaret ve alışveriş onları Allah’ı zikretmekten alıkoymaz”(Nûr37) ayetinin işaret ettiği prensibi ortaya koyar. “Eli kârda, gönlü yarda” olma durumudur yada “eliişte gözü oynaşta” hali. Bakmayın siz deyimin bizde olumsuz bir hal almışolmasına. Bir ahi ilkesi ile karşı karşıyayız; kendi emeği ile kendi alınteriile bir emek ortaya koyarak geçimini sağlayan kişinin yani eli işte olanıngözünün ki göz; gönüle, kalbe işaret eder, Allah’la olması hali. Allah’ızikirle meşgul olması. Her daim Allah”lı bir hayat yaşanması. İşte halvet derencümen halinin hulasası budur. Kalbi kalbin sahibine bırakmak, araya hiçkimseyi almadan yalnız onunla olmak.Burada asıl mesele kişinin Hakla olmasınınhalk içinde gerçekleşmesidir, yoksa öylesine bir münzevi hayat değildir. Marifettoplum içinde, hayatın tam da ortasında halk içinde hak ile birlikteolabilmekte. Emeği ile alınteri ile çabası ile hayatın içinde gayret ederkenAllah’la olabilmekte. Hayatın içinde, dünyanın içinde kirlenmedenyaşayabilmekte. Dünya ile meşguliyetin, halk ile meşguliyetin, Hak ile olanbağa halel getirmemesi, Hak ile bağın kopmaması hali. Halvet der encümenkirlenmeden yaşayabilme gayretidir. Bacaya girmeden temiz kalabilirsiniz, mesele baca içine girerek temiz kalabilmekte.“Halvet der encümen ki demir leblebi demek.” Peki münzevi bir hayat mı amaçlanan?Halvet derencümen halini münzevi durumdan ayıran nokta nedir? Berat Demirci’nin ifadelerikayda değer; “Bizde halvet vardır, inziva yoktur. Halvet Allah’la başbaşaolmaktır. Yeryüzü nasıl mescit kılınmışsa, “halvet” için de yeryüzü tekadrestir; çünkü “Cümle mevcudat zâkir, cihan dergâhtır.” ibaresi riyazetinözüdür. Tedris-riyazet-ibadet üçlüsünü ayrı düşünmek, müslümanların bugünyaşadığı en ciddi sapmadır... Evde, işte, ticarette, zenaatte “Halvet”eçağırır…Halvet derencümen çağrısı, mesleğinde, ilminde, makamında v.s. hüner verütbe kazanan “seçkinler”e, tekebbüre düşmemenin ihtarıdır. “ Sözün özü;muhtacız halvet der encümen ilkesine, halvet der encümen yalnızlığına…