15 TEMMUZ FETÖ DARBESİ

Nuriçinde yatsın rahmetli babam, FETÖ’nün deccal olduğunu söylerdi. Çünkü deccallailgili “Suret-i haktan görünecek,Yahudilerle işbirliği yaparak müslümanları arkadan vuracak” şeklindekirivayetlere tam olarak uygun düşmektedir, derdi. O zamanlar babamınçevresindeki insanların çoğu bunu ciddiye almıyor, siyasi bir tarafgirliktendolayı söylediğini sanıyordu. Yine o zamanlar Fetullah Gülen hareketinin bir terörörgütü olduğu da ortaya çıkmamış, mensuplarınca “Hocaefendi”, halk arasında da“Fetullah Hoca” şeklinde tanınıyordu. Milletdüşmanlığında sınır tanımayan çeşitli faaliyetleri ortaya çıkınca, söz konusubu hareketin bütün İslam düşmanı dış güçlerle ilişkisi bulunan devleti elegeçirmek için yuvalanan bir terör örgütü olduğu anlaşıldı ve devletliteratüründe de “FETÖ” şeklinde ifade edilmeye başlandı. Son olarak 15 Temmuzgecesi şahit olduğumuz askeri darbe girişimi babamı haklı çıkardı. Kırk yıldırTSK içinde yuvalanan FETÖ mensupları çılgınca bir darbeye teşebbüs etti.Tankları halkın üzerine sürdüler, helikopterlerden halkın üzerine zalimce veinsafsızca kurşun yağdırdılar. 248 masuminsanı şehit ettiler. 2196 insanımızı da yaraladılar. Milletin parasıylabeslendiler, milleti korumak için milletin parasıyla alınan silahları milletedoğrulttular. Milletin uçak ve helikopterlerinden milleti taradılar, ateşaltına aldılar. Şimdi bu yapılanlar ve bunun emrini veren örgütün başı, “Suret-i haktan görünecek, Yahudilerleişbirliği yaparak müslümanları arkadan vuracak” şeklindeki ihbar-i nebeviyetam olarak uygun değil midir? Aslındayıllardan beri bu örgütün başının neye hizmet ettiği ve kötü niyeti birçokfaaliyetlerinden ve müslümanlara karşı takındığı tutumundan anlaşılıyordu.Bütün müslümanlara bir bahaneyle düşmanca bir tavır içine girdiği gibi, “Dinlerarası diyalog” projesi ile de bütün kâfirlerle dost olmuştu. Kur’an’ınemrettiğinin tam aksine müminlere karşı şiddetli, zalim kâfirlere karşıhoşgörülü ve merhametliydi. Filistinli mazlumlara karşı diş bileyen amaacımasız İsrail’de bir-iki yahudinin ölümüne vaazında ağlayacak kadarmerhametli tutumunu herkes bilmektedir. Şimdi anlıyoruz ki İsraillilereağlaması da müslümanlara düşmanlığından kaynaklanan bir siyaset gereğiydi.Çünkü terör ruhlu olanlarda gerçekte acıma yoktur. Allah’ınMusa (AS)’a indirdiği Tevrat’ı tahrif eden Yahudi’nin maşası durumundakiFETÖ’nün, hizmetkârı oldukları Yahudi zihniyetini aynen sürdürdüğü de açıkçagörülmüştür. Çeşitli desiselerle Kur’an’ı ve Kur’an ahlakını tahrif etmeyeçalıştıkları gibi, bu zamanda Kur’an’ın en önemli tefsiri olan Risale-i Nureserlerini de “sadeleştirme” safsatasıyla tahrif etmeye kalkıştılar. Böylecebulaşmadıkları, zarar vermedikleri bir İslami bir değer veya kurum kalmadı. OysaFETÖ’nün başının Bediüzzaman ve Risale-i Nur’la hiçbir olumlu ilişkisi yoktur.Bediüzzaman Kürt olduğu için kendisiyle görüşmeye gitmediğini kendisi itirafetmiştir. Ancak FETÖ’nün başı, vefatından kısa süre önce görüşmeye gittiğinde Bediüzzamantarafından reddedilmiş ve kovulmuştur. Hatta o sırada orada bulunan birtalebesine FETÖ için, “Bu münafığa dikkatedin!” demiştir. Bediüzzaman ve Risale-i Nur’u ağızlarına ve evlerinealmayan bu hain örgüt, son yıllarda Bediüzzaman’ın varisleriymiş gibi Risale-iNur’a el atıp tahrif etmeye cüret etmiştir. İslam’ıkullanan, din kisvesi altında faaliyet göstererek İslam’a ve İslam milletineihanet eden FETÖ’nün İslami görüntüsüne, dikkat çekici bir tarzda uygun düşenbir Hadis-i Şerif’i de zikretmek istiyoruz: Ebu Said-i Hudrî (RA)’den rivayetegöre Resululllah ASV şöyle buyurdu: “Buümmetin İçinde öyle bir kavim türeyecek ki, onların namazlarına bakarak sizkendi namazınızı küçümseyeceksiniz. Kur'ân'ı okuyacaklar fakat boğazlarını —yahutgırtlaklarını— geçmeyecek. Ok'un avı delip geçtiği gibi dinden çıkacaklar.(Hani) avcı, ok'una ok'un demirine, giriş yerine bakar da acaba ok'a kandan birşey yapıştı mı? diye nasıl şüphe eder.” (Müslim, Zekât, 147 Hadis no: 2455) İbn Mace’nin kaydettiği Abdullah binÖmer’in aynı hadisin rivayetinde ise, “Nihayetbu cemaatın sürdürdüğü hile ve aldatma esnasında veya onların askerleriarasında Deccal çıkıverecektir.” cümlesi de bulunmaktadır. (İbn Mace,Sünne, 12, Hadis no: 174.) Bu da rahmetli babamın sözüne önemli bir kanıttır. Unutulmamalıdır ki din-i mübin-iİslam, mübarek ve büyük bir denizdir. İçinde asla leş barındırmaz. Kazara içinebir leş düşse er geç kıyıya vurup içinden çıkaracaktır. Tarih içindegerçekleşen bu türden birçok olay bunun açık delilleridir. Hakşerleri hayr eyler. Bu ihanet darbesi şer görünse de bütün milleti bir veberaber duruma getirmiştir. Bu mel’un darbe teşebbüsünün birinci yıldönümüvesilesiyle şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sıhhat ve afiyetdilerim. Yine de büyükbir badire atlatan milletimize geçmiş olsun dileklerimi sunarım. İsabetliöngörüsü nedeniyle de babamı da bir kez daha rahmetle yâd ediyorum.