Hukuk; Kamu Vicdanıdır

“Düşmanlarımızabile adaletten başka borcumuz yok!” Aliya İzzetbegoviç. “Bir tek kişiye yapılan birhaksızlık, Bütün topluma yapılan bir tehdittir.” Montesquieu 15Temmuz’da bu Millet; Millete rağmen; millete karşı olanların, milleti hedefalanların, milleti sindirme girişimlerinin karşısında ölümü göze alan soylu birdireniş ruhu ortaya koymuş idi. Oluşan bu muhteşem Millet ruhunun berhavaedilmemesi, bu duygu yoğunluğunun diri tutulabilmesi, devletin millet ileyekvücut görüntüsü, en az ortaya konulan bu soylu direniş kadar önemli birdurum olarak karşımızda durmaktadır. Oyüzden 15 Temmuz sonrası “Her Şeye Rağmen Adalet” demiş idik. Gelinen süreçte, terör örgütleri ile mücadele kapsamındaortaya konulan durum, oluşan mağduriyetler, ilgisiz ve masum kişilerin ihraçedilmesi tam da bu noktada kamu vicdanını zedelemeye yönelik bir tavır olmayolunda ilerleme göstermektedir. Evet,tekrar ifade ediyoruz; her şeye rağmen adalet, her şeye rağmen hukuk duygusuile hareket edilmelidir. Hukuk işletilirken;haksızlıklar ve mağduriyetler oluşturacak millet vicdanını yaralayacak birdurum ortaya çıkaracak bir süreç tam da bu zor günlerde her an pusuda bekleyen,milletin birlikteliğini bozmak isteyen şer odağı terör örgütleri ve bunların ardındakizihniyetin istediği durumdur. Bu noktada “düşmanlarımıza bile adaletten başkaborcumuz yok!” bilge yaklaşımını ve “zulüm bizdense ben bizden değilim” tavrınıortaya koymak gerekiyor. Unutulmamalıdır ki; hukuk kamuvicdanıdır. Hukuken ortaya konulan tavrın kamu vicdanında mahkûm olmamasıgerekir. Bu bağlamda; hukukun uygulayıcıları kamu vicdanını zedelemeyecek birvicdanı ortaya koymak durumundadırlar. Elbette ki, millete kast eden, milletibölmek isteyen şer odağı terör örgütleri ile bağlantısı olanlar en ağırcezalara çarptırılmalıdır. 15 Temmuz darbe girişimin ardında milletin üzerineateş açanların don katında görüntüleri kamu vicdanında yer bulmuş idi. Çünküonlar milletin üzerine bomba yağdırmışlardı ve her tür cezayı hak ediyorlardı.Ancak gelinen süreçte masum olduğu konusunda toplumun geniş kanaatininbulunduğu insanların ihraç listelerinde yer alması kamu vicdanını zedeleyecekbir duruma dönüşmüştür. Onun için, adaleti esas alan, mağduriyetlere sebep olmadan ortaya konulacakbir mücadele, milletin bu sürece desteğinin ve bu birlik ruhunun devamınısağlayacaktır. Değilse oluşacak durum;tam da darbecilerin istediği korku toplumunun oluşmasına hizmet edecektir. Ayrıca kamu vicdanında yer bulmayacak uygulamalar; bizcegüçlü bir Türkiye’nin önünün açılması imkânını sağlayacak referandum sürecinide olumsuz etkileyebilecek bir tablo olarak karşımızda durmaktadır. Bu konuda hükümetin acil adımlar atmasıgerekmektedir. Adalet duygusunu incitici uygulamalardan uzak durulmasıgerekiyor. Ne diyordu Hazreti Ali; “Devletin dini adalettir.” BirMüslüman olarak unutmamalıyız ki, adalet duygusunun incitildiği yerde, kamuvicdanının yara aldığı toplumlarda; hiç kimse ayağının altındaki yerden, başınıüstündeki gökten emin olamayacaktır. Allah; bizden adil olmamızı ister, adaleteuygun davranmamızı ister. Hiçbir fikir, hiçbir siyasi düşünce, hiçbir ideoloji,makam, mevki hâsılı hiç bir şey hukuktan ve adaletten daha önemli değildir. Çünkü“küfürle ayakta durur bir millet ancak zulümle ayakta duramaz. Bunu da hiçbir zaman unutmamamızgerekiyor. Biz yapmakta olduklarımızdan, yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan,söylediklerimizden, söylememiz gerekirken söylemediklerimizden dolayı hesabaçekileceğiz. Mesele hayatın her alanında adalet ve hukuk içerisinde hareketedebilmektir. Bilge Kral Aliya ile başlamıştık yine onunla bitirelim; “Düşmanına benzediğin zaman, savaşmanın anlamı kalmaz.” vakilli@hotmail.com