İSLAM NİZAMI İNSANLIĞIN KURTULUŞU DEMEKTİR

İslam’ın Mekke dönemine ilkbakıldığında, Risalet vazifesini alan Muhbir-i sadık bilgi ve anlayış rehberiHz. Muhammed(s.a.v); Allah’tan aldığı emirlerle, ilk olarak insanların gönüldünyalarına hitap etmiş ve gönülleri fethetmeye çalıştığı görülecektir. Çünkügönülleri fethedilmeyen insanların, yaşadıkları ülkeleri fethedilse de; onların,bunu daima bir işgal ve istila hareketi olarak görecekleri muhakkaktır. İslam nizamı, insanlığınkurtuluşu ve dünyanın mamur hale gelmesinin tek çaresi ve adresidir. Evet,İslam nizamı; Köle olan Bilal’i Hz. Bilal yapan ve onu, Mekke’nin önemli zenginlerindenolan Hz. Ebu Bekir ile yan yana, aynı safta ve saflıkta oturtan cihanşümul, insanınher iki dünyasını kurtarmayıyeğleyen alternatifsiz bir hayat nizamıdır.İslam’ın ilk yıllarında, Erkam ibn-i Erkam ’ın evinde; İslam ile şereflenenilkler, Hz. Ebu Bekir, Hz. Osman, Bilal, Habbab, Süheyl-i Rumi, Ammar ibn-i Yasirvs.; İslam nizamının dünya huzuru ve barışının garantisiolan Medine İslam devletininilk temelleriniatmışlardı. Ve Mus’ab ibn-i Ümeyr! Mekke’ninönde gelen zengin bir ailenin yakışıklı çocuğu… Mekke gençleri arasındaparmakla gösterilen Mus’ab! Bir dediği iki olmayan Mus’ab, İslam ile müşerrefolduktan sonra, ailesi tarafından evlatlıktan reddedilen Mus’ab…Evet, inandığıdavasından ve davasının lideri olan Hz. Muhammed (s.a.v)’den, her şeye rağmen veölümüne vaz geçmeyen cesur, fedakar ve kararlı Mus’ab!…Yirmi birinci yüz yılda,İslam’i gençliğinin, Hz. Mus’ab bin Ümeyr ’den; dava şuuru konusunda,alacakları çok dersler vardır… Evet, İslam,ilk önce insanlarıngönüllerine hitap ediyor, kalbini ve kalıbını her türlü maddi ve manevikirlerden temizliyor; insanı kendisiyle yüzleştirdikten sonra, yaratılış hakikatineyönlendirip istikamet ve şahsiyet sahibi yapıyordu... Ve aşamalardan sonra,İnsanlar, kendi elleriyle yontukları taştan, tunçtan, tahtadan ve helvadan olanputların; ne kadar da manasız ve mantıksız şeyler olduğunu anlıyor ve sahteilahları; “LA İLAHE”demekle inkâr ediyorlardı! Gönül gözleri açılan insanların,beden gözleri açılıyor ve atalarının sapık inançlarının batıl olduğunu;hâkimimutlak olan yüce Allah’ın, her şeyin gerçek ve tek sahibi olduğunu anlıyor,inanıyor ve haykırıyorlardı.Ve şirkin karanlık yüzünü sorguluyorlardı! İslamdininden başka, insanlık ve dünya için başka kurtuluş kapısının olmadığınainanıyor ve bu kutlu nizam-ı âlem için; her şeylerini feda etmekten hiç mi hiççekinmiyorlardı… İslam nizamında, güçlü olanın değil; haklıolanın güçlü olduğu adil bir düzen ve intizam vardır! İslam nizamında, İlahi adaletilkeleriyleinsanlar idare edildikleri için; tarih boyunca birçok gayri Müslimbile, kendi zalim yönetim ve yöneticilerinden bezmişolduklarından dolayı,Müslümanlarla beraber ve İslam devletinde yaşamayı, kendi dindaşlarına tercihediyorlardı... Tarihi arşivler, bu gibi hakikat levhalarıyla doludur. Mesela, Sultan Muhammed Fatih Han, İstanbul’u fethettikten sonra;gayri Müslimlerin kendi yerlerinde ve mabetlerinde hür ve özgür bir şekildeibadetlerini yapabileceklerini, hiç kimsenin onlara zarar veremeyeceğinifermanınıilan ettikten sonra, ilk nesilden olan o günkü gayri Müslim olan insanların,asırlar boyu Müslümanların arasında, rahat yaşadıklarıve birçoğununMüslümanlarasadık kaldıkları bilinmektedir. Bu gün hala, Filistin’de,Müslümanlarla aynı mahallede, aynı sokakta komşu olan yüzlerce Filistinli Hıristiyanailenin olduğu bilinmektedir? Onlar da tıpkı Filistin Müslümanları gibi kendiülkelerini ve topraklarını; Siyonist Yahudilere karşı korumakiçin öldürülüyor,öldürüyorlar!Ve onlarYahudiler tarafından hiç mi hiç sevilmemektedirler. Neden?Çünkü onlar, Yahudiler arasında değil, Müslümanlararasında daha güvende, dahahuzurlu yaşadıklarını söyleyip; Müslümanları Siyonistlere tercih ettikleriiçin… “Kanaatimce,bu günün Müslümanları olarak bizler; İslam’ı yeterince anlatamadığımız içindeğil, belki de İslam’ı tam olarak yaşayamadığımız ve hayatımızın her alanınauygulamadığımızdan dolayı hem kendimiz kaybetmişiz, hem de birçok insanakaybettirmiş bulunmaktayız…Örneklik ve önderlik bağlamında, Müslümanı diğer din mensuplarından ayıran enbelirgin özelliğin; Müslümanın, dininin tüm emirlerine tam bir sadakatle bağlıolmasından geçtiğini bilmemiz lazımdır… Sözün özü: “İslam nizamı insanlık içintek kurtuluş kapısıdır… İslam nizamından gayrı, tüm düzenlerin kapıları,felaket ve belalara açılmaktadır…