YALDIZLI SÖZLER

İnsan güzelliği seven bir varlıktır. İnsanın ilgisini çeken ve hoşuna giden hususlardan biri de güzel sözlerdir. Elbette sözlerin en güzeli Allah’ın sözleridir. Peygamber (ASV) “Haberiniz olsun ki sözlerin en güzeli Allah’ın kitabıdır, yolların en güzeli de Muhammed’in (ASV) yoludur..” (Nesâî, Sehiv, 65, Hadis no: 1312) buyurmuştur. İnsan güzelliğe meftun olduğu için, yüzeysel güzelliği görünce, içyüzünü ve gerçeğini düşünmez ve ona hayran olur. Bu nedenle süslü, dışardan güzel görünen ama içi çirkin, gerçekte kötü olan şeylerde aldanır. Gerçekte çirkin hatta zararlı olan şeylere sırf kabuğunun süsü ve dış görünüşündeki güzelliğinden ötürü onu güzel zannedebilir. İnsanın böyle bir zaafı vardır. Duyguların peşinden gittiği bu zaaftan ancak akıllıca bakışla kurtulabilir. Akıl ve iman perspektifinden, dış güzelliğe aldanmadan gerçeği bulabilme bakışına “basiret” adı verilmektedir. Bütün yüzeysel süs ve güzellikler başkasının beğenisi içindir. Kişinin söz konusu bu beğeniyi kazanma çabasında muhtemel iki amaç vardır: Birisi: görünmeyen iç güzelliği dış süslemelerle hissettirmek ve gerçek güzelliğin farkına vardırmak. Bunun da iyi ve kötü olmak üzere iki türü vardır. İyi olanı, bunu yapan kişinin kendi çıkarı için değil, diğer insanların yararına olarak onların gerçek iç güzelliği fark etmelerini sağlamak; kötü olanı da halk için değil, kendi için bir çıkar elde etmektir. Diğeri ise: bazı emarelerle fark edilmesi mümkün olan içteki çirkinliği dış süslemelerle gizlemek, fark edilmemesini sağlamaktır. İşte bu, aldatmaktan başka bir şey değildir. Maddi veya manevi kişisel bir çıkar elde etmeye yönelik tüm süslemeler aldatıcı mahiyettedir. Aslolan kulun kendini Allah’a beğendirmesidir ki buna “Rıza-yı İlahî” denir. Bu çabanın da süs ve gösterişe ihtiyacı yoktur. İnsanın en çok aldandığı yüzeysel güzelliklerden biri de süslü ve yaldızlı sözlerdir. Kur’an-ı Kerim bu tür sözlerin şeytanlara ait yanıltıcı ve aldatıcı sözler olduğuna işaret etmektedir: “Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları, uydurdukları şeylerle baş başa bırak. (En’am, 112.) Bu ayet süslü, yaldızlı sözlerin iyi niyetli olmadığına şeytandan olduğuna dikkat çekmektedir. Bu süslü sözlerin en aldatıcı olanı da kişinin yüzüne karşı yapılan övmelerdir. Unutulmamalıdır ki dost kişiyi arkasında över, yüze karşı yapılan övme mutlaka aldatıcı, kötü bir niyet taşımaktadır. Onun içindir ki Peygamber (ASV) “Yüze karşı övenlerle karşılaştığınız zaman yüzlerine toprak saçınız” buyurmuştur. (Ebu Davud, Edeb, 9, Hadis no: 4804.) “övücünün yüzüne toprak saçın...” sözü, bu kimsenin davranışına rıza göstermeyin, ondan hoşnut olmadığınızı ona hissettirin, anlamını taşır. Nitekim Arapların, sözünden hoşlanmadıkları kimseye, “Ağzına toprak dolsun!” demeleri, bu anlamı desteklemektedir. Övücü, süslü sözlere aldanmayan insanlar ne yazık ki azınlıktadır. Çünkü övülmek, her nefsin hoşuna gider, onu okşar. Hatta insanlar çoğu işleri övülmek için yaparlar. Oysa gerçek mümin için, Allah’ı övmek suretiyle (hamd ederek) Allah’ın övgüsünü kazanmak asıl maksat olmalıdır. Bir insana karşı en samimi ve gerçekçi övgü, arkasından yapılan övgüdür. Yüze karşı yapılan hiçbir övgüde samimiyet yoktur. Ya çıkar amaçlı bir riyakarlık, ya da olası zararından korunmaya yönelik bir takiyyedir, yahut planladığı zararı fark edip tedbir almasını engellemek amaçlı dost görünme çabasıdır. Bu üç ihtimalden başkası değildir. Tarihte bu her üç tarz övgü hareketleriyle ilgili örnekler çoktur. Nice yöneticiler, hatta hükümdarlar kendilerine yapılan övgülere, süslü sözlere aldanıp dost zannettiklerinin tuzağına düşmüşlerdir. Roma imparatoru Sezar’a suikast düzenleyenler arasında çok sevdiği ve değer verdiği Brütüs de bulunuyordu. O zamana kadar düşmanlığını gizleyen Brütüs’ü elinde hançerle gören Sezar büyük bir şaşkınlık içinde “Sen de mi Brütüs?” deyivermiş ve bu onun son sözü olmuştur. Ondan sonra bu söz, dost görünenlerin ihanetini ifade etmek için kullanılan bir deyim haline gelmiştir. Bu nedenle şu söz çok değerli gerçekten süslü bir sözdür: “Samimi övgü gıyabidir, yüze karşı övgü şeytanidir.”