KİŞİ SEVDİĞİYLE BERABERDİR

“O gün, (kıyamette) insanların hepsini önderleriyleçağıracağız; kimin kitabı (amel defteri) sağından verilirse onlar, kitaplarını(sevine sevine) okurlar ve kıl kadar bir haksızlığa uğratılmazlar.” (İsra/71)Aslında bu ayet-i kerime; dünya hayatında bizim kimlerle beraber olmamız veolmamamız gerektiğini, sarih bir şekilde açıklamaktadır. Yaşadığımız dünya, insanların kendilerine bir yol ve rotaçizmeleri için; Rabbimiz tarafından yaratılıp ve tayin edilmiş bir imtihansalonudur!... Her kim, İlahi ölçü ve ilkeler doğrultusunda; bu imtihanın kuralve kaidelerine riayet edip ve yaşamını ona göre şekillendirirse, imtihanıkazanmakla birlikte, yüce ALLAH’IN razı olduğu bir kul olarak da ebedi âlemdeikram ve mükâfatlarla ödüllendirilecektir. İşte takip edilmesi gereken kural ve kaidelerden bir taneside, dünya hayatı süresince; insanın kendileriyle birlikte olması ve olmamasıgereken kişiler konusunda, safını belirleyicilik konusunda sağduyulu olmasıdır…“Evet, kişi sevdiğiyle beraberdir.” Veya “Kişi sevdiğinin dini üzeredir.” Kavlişerif; bize, dünya hayatında edineceğimiz ahbap ve dostlar konusunda, takipetmemiz zaruriolan ahlak dersini vermektedir! Kim ki bu Nebevi uyarıya kulakverir ve hayatını ona göre şekillendirirse; dünyada insanlar arasında ötelensede, ebedi hayatta mutlu bir hayat yaşayacağı vad olunmuştur. Dünya hayatında, kim iyi insanlarla birlikte olursa, Salihve âlim kimselerle beraber olmaya devam ederse; ahirette de onlarla birlikteolacak ve mahzun olacak olanlardan da olmayacaklardır. Başta PeygamberEfendimiz (s.a.v)’in ve onun kutlu yoluna davet eden davetçilere uyanlar,onları sevenler, onlarla yatıp kalkanlar; ebedi âlemde de onlarla birlikte olupve kitaplarını sağdan alacakların müjdesiyle sevindirileceklerdir. Aksi isezillet ve zevalden başka bir şey değildir. Başta vermiş olduğumuz ayet-i kerime de yüce Rabbimiz: “Ogün, (kıyamet günü) insanların hepsini önderleriyle çağıracağız” diyebuyurmaktadır… Öyleyse, kim kiminle dost ve yaren olduğuna baksın ve hiç kimsekendi kendini kandırmasın; zinacı, zurnacı, davulcu, meyhaneci ve tefecilerlebirlikte olup onların yolunda olanlar, onları önderler edinmiş ve mahşergününde onlarla birlikte bir araya gelip, yüce ALLAH’A hesap vereceklerdir…Kişi, bu nasıl bu dünyadaki sevdikleriyle sarmaş dolaş olup, onlarla yatıp kalkıyorsa;o zaman tercihini yapmış ve sonucuna da katlanacağı muhakkaktır… Cenabı ALLAH (c.c) Adil ve Kadiri mutlaktır, hiç kimseyezulmetmez, insanlar ancak kendi kendilerine; yaptıkları kötü tercihlerle zulümederler.. Onun için, fırsat eldeyken bu dünya hayatında; kimleri sevdiğimize vekimlerden nefret ettiğimize bir bakmamız gerek. Yarın çok geç olabilir çünkü!?Üç günlük dünyanın şatafatına kanıp, hakkın yolunda olmayanlarla yol gitmek;akıl ve izandan yoksun olanların işidir. Yirmi birinci yüz yılda, ideolojilerin ve İzmlerin;inkârcıların birer sermayesi haline geldiğini görmekteyiz. Gencecik dimağlarınbirçoğu, daha hayatlarının başındayken; sözüm ona bu fikir akımlarıylazehirlenmektedirler. Darvinizm başta olmak üzere, tüm inkârcı fikir akımları; öğretimkurumlarında, hakkı ve ebedi hayatı inkâr edenler tarafından birçok insanaenjekte edilmektedir. Gelinen noktaya baktığımızda, insanlardan birçoğunun busapık fikir ve ideolojiler sayesinde; hem inkâra yeltenmişler, hem de dalaleteçağıran önderlerin yoluna salık verip yoldan sapmışlardır... Bu gidiş iyi bir gidiş olmadığı gibi, önlem alınmaz vegerekli olan adımlar atılmazsa; toplumdaki bu manevi zehirlenmeler devam edecekve birçok insanımız, batıl önderlerin ve fikirlerin kurbanı olacaklardır. BirMüslüman için, Müslüman isminden başka her hangi bir ismi taşıması doğru olmaz,olamaz! Onun için, herkesin; kim kiminle beraber ve kimlerin ismiylekendilerini isimlendirdiklerine bir bakmaları yeterli olacaktır. Fazla söze nehacet, yarın Mahşer meydanında, herkesin amel defteri kendisine sunulacaktır…Selam ve dua ile.