REFERANDUM NASIL SONUÇLANMALI? (II)

Aynı başlığı taşıyan ilk yazımı 16 Nisan Referandumuöncesinde yazmıştım. 16 Nisan 2017 tarihinde halk oylaması yapıldı ve sonuçlandıdenebilir. Evet oylama yapıldı ve sonuçlandı ama her şey bitti mi? Yaşanan süreçte, her şeye farklı anlamlar yüklememizinötesinde, yaşanan ve meydana gelen değişimlerin, atılan her adımın normaldendaha farklı anlamları zaten var. Bunun nedeni, bizim yüklediğimiz anlamlarınötesinde, belli bir hedefe doğru, köhnemiş kabuğunu kırarak yeniden kendinioluşturmaya yönelen bir ülkenin/coğrafyanın doğum sancılarındır ve batı, hemerken, hem ölü doğum yaptırmak istiyor. Diğer tüm anlamlar da zaten bu anlamiçinde mevcut. Bölgemizde sonlandırılmayan; tırmandırılan savaşlar, iç vedış gelişmelerin birbirlerine ne derece bağlantılı olduğunu daha net ortayaçıkarmıştır. Maskeler düşmüş, her seferinde yeni aşamalara gelensürtüşmeler, yeniden kağıtların karılıp dağıtılması oyunu adetaalenileştirmiştir. Bu açıdan bakıldığında, 15 Temmuz girişiminin başarısızolmasından açık şekilde rahatsız olan batının; 16 Nisan referandumsonuçlarından da rahatsız olduğunu açıkça ilan etmesini doğru okumamızın önemidaha da artmaktadır. Dolayısıyla, referandum nasıl sonuçlanmalı derken, oylamanındeğil; yeni Türkiye’nin doğum sancılarının nasıl sonuçlanacağına/ nasılsonuçlanması gerektiğine dikkat çekmeyi amaçlamakta olduğum söylenebilir. Bu referandumun, iç ve dış sonuçları olacaktır. Batı, kesinlikle, yeni Türkiye’nin oluşumuna engel olmakiçin elinden geleni yapacaktır. Zira yeni Türkiye, batıdan kopmayı değil;eşitler olarak müzakereleri sürdürme potansiyelinde olduğunu fark etmişdurumda. Düne kadar, emir komuta hiyerarşisinin hakim olduğu veBrexit’le hayli irtifa kaybeden AB ile Türkiye arasında ilişkilerin, birdenbire bu niteliğini kaybetmesinin batı tarafından hazmedilmesi oldukça güçolacaktır. Batının agresifliği ve hırçınlının esas nedeni de bu hazımsızlıktankaynaklanmaktadır. Batı, bu bağlamda, referandum öncesinde de olduğu gibi;sonrasında da, içte bazı kesimleri kışkırtmaya, seçim sonuçlarına veyademokrasi elden gidiyor, diktatörlük geliyor tarzında söylemlerle, şimdilikseçimle ilgili basit ve doğal aksaklıkları büyük bir skandal olarak lanse etmeküzerinden, Gezi tarzı ya da Cumhuriyet Mitingleri tarzında bazı halkı sokağadökme yollarını deneyerek, seçim sonucunu sürekli bir itibarsızlaşmayasürükleyerek bazı kesimleri ayakta tutmaya yönelecek gibi. Bazı kesimlerin, seçim sonuçlarının iptali için AİHM’nebaşvuracaklarını açıklamaları da bunun bir göstergesi. Cumhur Başkanının, dün(17.04.2017) yaptığı kabirziyaretleri, sadece ailesi ve yakınındaki fertleri yanına alarak yaptığıkonuşma da çeşitli mesajlar içermektedir… Evet, referandum bitti ama sonuçları devam etmektedir. Sancılısüreç devam etmektedir. Yeni yasaların çıkarılması devam edecektir,restleşmeler devam edecektir, batının tavrı artarak devam edecektir, içsürtüşmeler ve kamplaşmaları keskinleştirmeye yönelik, halkı kışkırtmayayönelik provokasyonlar ve ne yazık ji OHAL de devam edecektir. Referandumun iç sonuçları, Kürtlerin tercihleriyleilgilidir. Kürtler, bu referandumda, şiddeti dışlamış, bölünmeyi dışlamış,Gezi’de, 15 Temmuz’da olduğu gibi yine -her seferinde karşılığını görmemesinerağmen- eşitliğe, kardeşliğe ve barışa olan bağlılığını açıkça ortayakoymuştur. Dolayısıyla yeni Türkiye’nin iki ana unsurundan birinin Kürtlerolması adeta bir kader olmuştur. Kürtler, referandum sonuçları üzerinden sokağaçıkma çağrılarına da itibar etmeyecektir. Tehlike devam ettikçe de, tedbirler devam edecektir.Soğukkanlı ve dikkatli ama sürekli tedirginlik içinde olmayan; normalleşmeyeyönelik bir halde olmaya yönelmeli gibi. Zira sürekli bir tehlike/kalkışmabeklentisi sinirleri germekte, beklenmedik hareketlere sebebiyet verebilmektedir. Ancak, bu sonuçlar veya daha farklı sonuçlar, iktidarasınırsız yetki vermez. Ohal uygulamaları ve azımsanamayacak mağduriyetler,suçsuz olduğu halde cezaevlerinde yatanlar, kötüye giden ekonomi, artan işsizlik, artan ve alenileşen yolsuzluk,siyasi yozlaşma ve pervasızlık da toplumu germekte iken artan kamplaşmayı dakörüklemektedir. Bazı kesimlerin rahatsızlığının toplumun zararınasonuçlanmasının önüne geçilmelidir. Özellikle Cumhurbaşkanının, toplum karşısına çıkarak,rahatsız olan kesimleri de kapsayan birleştirici ve kaygıları giderici mesajlarvermesi önem arz eder. Yine, çevresindekilerden başlayarak, yolsuzluk ve hırsızlığabulaşmışları temizlemeye, Kürt sorununa, ekonomi ve uzayan Ohal uygulamalarınayönelik yol haritası mahiyetinde bir açıklama yapmalıdır. Toplumun, sürekli darbe veya kaos beklentisinden, dikenüstünde durmaktan teyakkuzda olma halinden çıkmaya, barışa, huzura,normalleşmeye, olumlu mesajlara ve umuda ihtiyacı vardır.