MÜMİNLER KİMLERİ DOST VE SIRDAŞ EDİNEMEZLER?

Mümin,Allah’ın ve Resulünün davetine; kayıtsız şartsız, âmâsız, lakinsiz, fakatsız,hiçbir ön yargıya kapılmadan,mazeret uydurmaktan kaçınan; icabetle iman eden veşartlar ne olursa olsun, İmanına leke sürmeden, sebat eden ikrar ehli olankimsedir… Bu meyanda, Mümin; dünya hayatı boyunca, insanlarla olan sosyalilişkilerinde, akraba ve diğer insanlarla kuracağı münasebet ve yakınlık olanalanlarda; gözetmesi gereken kural ve kaideler vardır. Zira Mümin, söz konusukural ve kaideleri gözetip takip ettiği müddetçe; Yaratanına sadık bir kul,Peygamberine bağlı bir ümmet onurve izzetiyle yaşamaya gayret etmekle, örnek,yerine göre önder insan olur… ÇünküMüslümanlar, Allaha vermiş oldukları ahidleri gereği (İman etmelerindendolayı); İslam’ın evrensel ilkelerine bağlı olan insanlardan başkalarını, dostve sırdaş edinemezler. Çünkü yüce ALLAH, Müminlerin kimleri dost edinip kimleriedinemeyeceklerinedair hükmünü Kur’an’ı Kerim’de beyan etmiştir… “Rabbimiz buyuruyor: “Ey İman edenler! Eğerküfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi dostlaredinmeyin! Sizden her kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin takendileridir.” (Tevbe/23)(Ayetin izah, tefsir ve tafsilatı için, tefsirkitaplarına bakılabilir) Evet, ilahi hüküm bu kadar açık ve nettir!... Yani,kim ki, Küfregönül verir, sapıklığıve yoldan çıkmışlığı ideal edinir vekitleleri helake sürüklemeyenamzet olan ideolog ve ideolojileri kendilerine işve meslek edinirse; hurafe ve felsefi kuruntularınınilke ve kurallarını İmanave Şeriatın kaidelerine tercih ederse, artık onunla Mümin arasında, tebliğ vedavet dışında; her hangi bir dostluk ve yakınlık bağı kalmamıştır demektir… Mümin;ALLAH’A ve Resulüne iman eden, Salih ameller işleyenlerin dışında hiç kimseyidost ve sırdaş edinemez, edinmemelidirler. Zira, Allah’aiman etmeyen, veya iman ettiğini iddia etmekle birlikte küfrüve sapıklığısavunan, beşeri ideolojilerden medet uman, Müslümanların cemaat ve cemiyetindenkaçıp, İslam dışı oluşum ve güçlerin yanında yer alan; en yakınlarımız olsalardahi, onları asla ve kata dost ve sırdaş edinemeyiz… Çünkü yüce Allah’ınşeriatında;böyle hareket ve davranışlar yasaklanmıştır… Biz inkârcıları dost edinemeyiz.Onları sevemeyiz. Onlara sırlarımızı veremeyiz. Onlara asla güvenemeyiz, güvenmemeliyiz. Müslümanlarolarak bizim için, Allah ve Resulü; her şeyden ve herkesten daha sevimlidirvekayıtsız şartsız öyle olmalıdır. Sonra İman edip Namazlarını ikame edenve Zekâtıverenler… Ve bu böyle genişletilebilir bir zincirleme ile devam eder…Müslümanlar olarak; bizim Gayemiz ve dostumuz ALLAH, önderimiz Resulullah,Rehberimiz Kitabüllah; Yolumuz Allah yolu! Hedefimiz, son nefesimize kadarçaba, gayret, cehd ve azimle; İslam, ezan, vatan ve namus düşmanlarına karşımücadele ve Cihad etmektir. Bunun aksi hiçbir Müslümana yakışmaz zaten. Tarihboyunca ecdadımız ve yolumuza ışık tutan kahramanların takip ettikleri, yol veusul hep böyle olmuştur! Müslümanlar,birbirlerini Allah için dost ve sırdaş edindiklerive düşmanlarına karşı birlikoldukları zaman; hiçbir beşeri güç onlara galebe çalamayacaktır İnşallah! Tarihboyunca hep böyle olmuş ve bundan sonra da böyledir… Mümin ferasetli vedirayetli kişi demektir. Mümin; her sırıtana sırtını,her gülene de sırrınıvermez; elini uzatan herkesi dost bellemez, attığı adımlarında itidali olur,sonra gerçek dost ile yapmacık dostcukların kimler olduklarını; ak sütüniçindeki ak kılı fark edecek kadar da keskin bakışlı olmalıdır. Amma şartlar neolursa olsun, Mümin için; illa Adalet, illa Adalet! Vicdan terazisi şaşmayacak;haktan asla taviz verilmeyecek ve hak yoldan ayrılmayacaktır. Mesajaçık ve net, yol düz ve müstakimdir! Bu kutlu yolda sonuna kadar yürümekisteyenlerin; yol güzergâhı boyunca onları bekleyen engellerin olduğunu, hiçbirzaman unutmamaları lazımdır. Kullar için dünya hayatları boyunca, iki tanetercih hakları vardır: Biri hak ve hakikatten yana olan tercih; diğeriyse batılve küfürden yana olan tercih… İlahi mesaj kullara tebliğ edildikten sonra; işinsonu;tercihini yapacakolan kullara kalmıştır… Rabbimizbuyuruyor: “De ki: “Eğer babalarınız,çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz/kabileniz, kazandığınızmallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden meskenlersize Allah’tan, Resulünden ve O’nun yolunda Cihad etmekten daha sevimli ise,artık Allah emrini (azabını) getirinceye kadar bekleyin! Allah, fasıklartopluluğunu hidayete erdirmez. (Tevbe/ 24) Selam ve dua ile