KEÇİ MANTIĞI VEYA BAŞA GELENLERDEN DERS ÇIKARMAK

BizimSiverek taraflarının kırsal kesimlerinde meşhur sözdür; Keçi gizlice tekeylebuluşur, fakat aşikar olarak doğum yapar ve her defasında da; bir daha tekeylebuluşmamaya ant içer!.. Bir kısım insanlar da, tıpkı keçinin yaptığı gizlifiili gibi, bazı işler yapar ve her seferinde de; bir daha yapmayacağına dairyeminler eder… Fakat hiçbir zaman da, yeminlerinde durmazlar, tıpkı keçininyaptığı yeminler gibi. Derlerki, merkep merkepliğine rağmen; eğer bir kez bir yerde çamura batmışsa, birdaha ömrü boyunca ve asla o yerden geçmez, velev ki mevsimlerden de yaz olsa!..Yani, demem o ki; insanoğlunun o kadar tutarsız ve dikişsiz yönleri var ki;hayatta başına gelen en çetin ve en zor belaları, kısa bir süre sonraunutuverir…Hâlbuki insan akıl nimetiyle donatılmış ve bu akıl nimeti sayesinde;Kâinattaki diğer bütün mahlûkatın da serdarı olmuştur. YüceALLAH! İnsanoğlunu, hem iyiliğe hem de kötülüğe meyilli olarak halk ettiğindendolayı; her an büyük kaymalara ve şeytanın tuzaklarına düşebilir. Etrafımızdakiinsanlara bakıyoruz, topluma bakıyoruz; Memleketin idaresine talip olapolitikacılara bakıyoruz, medyaya, bürokrasiye, yargıya bakıyoruz; hemenhemenhemen her kesimin bir çatlak tarafları vardır. Mesela, dün başka birileritarafından kandırılan, dolandırılan, hakkı gasp edilen; bazı insanların, artıkdaha dikkatli, daha gözü pek davranmalı ki, bir daha aynı karambole gelinmesin. Peki,geçmişte ve el-an; bizi hiçbir şey bilmezmişiz gibi mantığıyla hareket edenbazı çevrelerin; oyunlarına ve bizi çekmeye çalıştıkları tuzaklarına karşıgerçekten uyanık mıyız, yoksa eski tas eski hamam misali; keçinin, başınagelenlerden ibret almadığı gibi, ha bire yeni tuzaklara mı saplanıyoruz? Evet,memlekette büyük bir rehavet havası çökmüş ve insanlarımız, ne maziden derslerçıkarıyor; ne de oynanan yeni oyunların farkındadırlar… Şimdi diyelim ki, insanunutkandır ve geçmişte vuku bulmuş bazı şeyleri, müruru zamanla unutabilir.Tamam! Peki, ya kazık üstüne kazık yemeye ne demeli acaba?... Meseleşu: “yakın tarihimizde mazlum halkların başına çok büyük belalar gelmiş, büyükzulümler işlenmiş, insanlar hiç yere darağaçlarında sallandırılmış, sürgünlerolmuş, katliamlar vuku bulmuş ve Tarihin kocaman sayfaları; bahse konu olanyapılanlarla dolup taşımış!... Geçen bunca zamana rağmen ne mevcut sistemdeufak bir değişiklik oldu (aslında yapılan bazı değişikliler sadece bireryumuşamadan ibaret) ne de, bu sistemin değişmesiiçin derdu belası olan şuurlubir toplum oluştu. Demem oki, özellikle Müslümanların geçmişte ve mevcut zamanda yaptıkları hatalarınıntelafisi adına; somut ve gelecek nesillere birer iftihar tablosu niteliğinde,miras olarak bırakılabilecekleri bir eserlerinin olması gerekiyorsa, ki acil gerekmektedir; o zaman kör mantıktan vaz geçipkenetlenmek zamanıdır deyip yepyeni bir dirilişin tohumlarını ekmeklazımdır…Çünkü, geçmişten ders çıkarmayanların, geleceğe emin adımlarlayürümelerinin imkânı yoktur! Eğer insanlar, keçi mantığıyla hareket edip hataüstüne hata işleseler; inanın ki, yoğrulmakta olan bu hamur asla suyakanmayacak ve ateşe odun taşıyanların sayısından da azalma olmayacaktır. Görselve yazılı medyanın aracılığıyla, dünyada olup bitenlerden anında bilgi sahibiolabilmekteyiz. Öyleyse, dünyada ve özellikle İslam coğrafyasında olup bitenhadiselerden ders çıkarıp; edilmiş olan tövbelerin yeni tövbelere muhtaçolmaması için, zamanın ziyan olmaması adına; bir asırdan beridir uyutulmuşlükhalinden uyanmak lazımdır… Selam ve dua ile.