KUTSİ DEĞERLERE SAYGISIZLIK

Geçen gün bendeniz abdest ile meşgul iken, bir tuvaletten aniden ezan sesi gelmeye başladı. Meğerki içerdeki şahsın telefonundan geliyordu. Ezanın o gibi bir yerde okunmasının ezana karşı bir saygısızlık olduğunu düşündüm. Ne yazık ki bir kısım Müslümanlar böyle bir şeyin olabileceğini düşünmeden, telefonlarına namaz vakitlerini hatırlatan program yüklemişlerdir, bu hatırlatma da ezanın seslendirilmesiyle yapılıyor. Tamam, telefona namaz vakitleri yüklenebilir, gerektiğinde bakılır ama ezanla veya ayet okumayla seslendirilmemelidir. Bu, iki yönden yanlıştır: Birincisi: Uygunsuz yer veya hallerde okunması, bu kutsi ifadelere saygısızlıktır. Nasıl ki cami içinde veya namaz sırasında müzik çalınması, uygun olmayan yanlış bir durum olduğu gibi, camide ya da temiz mekânlarda olması gereken kutsi söz ve ifadelerin de necaset mahallerinde seslendirilmesi de o kadar yanlıştır. İkincisi: Kutsi sözlerin telefona kaydedilmesi ve uluorta her yerde tekrar edilmesi sonucunda zamanla kişinin gözünde değerden düşer, sıradanlaşır. Müminin gönlündeki kutsi ve heybetli görünümü, gündelik hayatta fazla değer verilmeyen sıradan müzik terennümleri gibi sıradan bir duruma dönüşür. İşte bu da büyük bir yanlıştır. Ayet ve hadisler, ezan ve kelime-i tevhid gibi İslam’ın şiarlarından olan kutsi sözler, saygı gösterilmesi gereken değerlerdir. Saygının gereği olarak tuvalet gibi necaset yerlerinde, kötü mekânlarda söylenmez, okunmazlar. Bu kutsi ifadelerin yazılı metinleri böyle necis ve kerih yerlere götürülmezler. Bunlar sıradan sözler olmadığı için, yerlere atılmaz, itina ile ve saygıyla korunur, taşınır ve okunur. Günlük kullanılan, yırtılıp atılan takvim yapraklarına da ayet ve hadis gibi yere düşürülmemesi gereken kutsi sözlerin yazılması bu açıdan sakıncalıdır. Takvim hazırlayanlar ne kadar da üzerine “yerlere atmayın!” diye yazsalar da buna uyulmayacağı muhakkaktır. İstifade edilmesi gibi iyi bir niyetle yazılmış olabilir. Ancak iyi niyet, kutsi sözlere karşı saygısızlığı ne yazık ki önleyememektedir. Bir kısım Müslümanların belki de Kur’an’a olan sevgilerinden olsa gerek, Kur’an okuyuşunu yahut Kelime-i tevhid, hamd, salavât gibi kutsi sözlerin seslendirildiği ilahileri telefonlarında çağrı zili olarak kullandıklarına şahit oluyoruz. Bu kardeşlerimiz bilmeden bu kutsi değerlere saygısızlık yapmış oluyorlar. “Severken ısırmak” tabiri herhalde bunun için de söylenebilir. Küçük bir çocuğu severken ısırmak, çimdiklemek gibi incitici şekilde onu ağlatmak çocuğun nefretine ve kaçmasına sebep olur. “Kulağıma hep bu mübarek sözler gelsin” düşüncesiyle sevgiden dolayı yapılan bu davranışların aslında bir saygısızlığa dönüşebileceği hesaplanmamıştır. Kur’an ayetlerinin sıradan bir müzik durumuna konulması ve telefonda çağrı zili olarak kullanılması da Kur’an’a saygısızlıktır. Kur’an ayetleri sıradan sözler değildir. Kur’an okunduğunda onu dinlemek ve susmak gerektiğini yine Kur’an’ın kendisi emretmektedir. (A’raf, 204) Zamanımızda en önemli iletişim ve bilgi aracı haline gelen telefon, dini değerlere karşı saygısızlığa sebep olmamalıdır. Geçen Cuma hutbesi okunduğu sırada önümdeki safta oturan bir Müslümanın cep telefonunda internete girdiğini gördüm. “el-insaf” dedim. Kendisi farkında değil ama onun bu tutumu, saygısızlıktan da öte hutbeyi ifsad eden bir davranıştı. Çünkü hutbenin iki rekât namaz yerine olduğunu, onu dinlemek ve susmak gerektiğini, Peygamber (ASV) haber vermiştir. Hucurât suresinin 2. Ayetinde saygı konusunda müminlere şöyle uyarı yapılmıştır: “Ey iman edenler, seslerinizi, Peygamberin sesinin üstüne çıkarmayın, birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi, onunla da öyle yüksek sesle konuşmayın; yoksa siz farkında olmadan iyi amelleriniz boşa gider.” Buna göre Kutsi değerlere saygısızlık, iyi amellerin iptaline sebep olur. Müslümanlar bu konuda hassas ve dikkatli olmak durumundadır.