DÜNYA HAYATI BİR OYALANMADIR EBEDİ OLAN AHİRET HAYATIDIR

Geçici bir süre için, dünyaya gönderilen insanların; yaratılış gayelerinin Allah'a kulluktan başka bir şey olmadığı bir hakikattır. Bu hakikati bilip, Allah'ın emir ve nehiylerine riayet edip yaşamlarını sürdürmeye gayret edenler; dünya hayatında ruhen, fiziken huzurlu olacakları gibi, ebedi yurt ahiret hayatında da Allah'ın rızasına nail olan kulları arasında yer alacakları haber verilmiştir... Nitekim, Aziz ve Celil olan Rabbimiz, kerim kitabımız Kur'an'i Kerim'de: "Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etsinler/beni tanısınlar diye yaratım." (Zariyat,56) buyurmakla, insanın yaratılış hakikatinin, Allah'ın Rububiyeti karşısında acziyetini itiraf edip ve ubudiyet makamında olmasını hatırlatmaktadır... Evet, dünya hayatı geçicidir, ahiret hayatı ebedidir. Bu şuurla, Allah'ın vahdaniyetine iman edip ve inançlarını, Salih amelleriyle ispat eden Müslümanlar; hayatın/yaşamın her alanının Allah'ın tasarrufunda olduğunu bilir, rızık endişesi taşımaz, ömrünün sonuna kadar tam bir teslimiyetle; dünyayı imar, insanı inşa, ahiret hayatını mamur etmek için durmadan çalışırlar. Çünkü, dünya hayatının amacı, kimin daha iyi işler yapacağının denenmesi için; Aziz ve Celil olan Allah tarafından, imtihan sahası olarak halk edilmiştir. "O, amel bakımından hanginizin daha iyi (daha güzel ve verimli) olacağını denemek için, ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, üstün ve Güçlü olandır, çok bağışlayandır." (Mülk, 2) ilahi mesaj, iki Dünya hayatını da insana hatırlatmış ve Dünya hayatının kısa bir yaşamdan sonra ölümle son bulacağını, dirilişle birlikte tekrar ebedi hayatın başlayacağını haber vermiştir... Efendimiz ( s.a.v)'in "Dünya ahiretin tarlasıdır, Nebevi beyanı; Dünya hayatının bir "araç" ahiret hayatının ise "amaç" olduğunu/olması gerektiğini bildirmek içindir. Yani, burası ziraat yeri, ahiret ise hasılatı toplama ve kazanca dönüştürme merkezidir. Zira, dünyanın geçici olduğunu Rabbimiz, bize şu ayeti kerime ile ne güzelde beyan buyurmaktadır: "Bu Dünya hayatı, sadece bir oyun ve tutkulu bir oyalanmadan ibarettir. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Keşke (insanlar bu hakikati/gerçeği) bilmiş olsalardı." (Ankebut: 64) Dolayısıyla buradaki her şey fani ve geçicidir. Mal, mülk, servet, makam, mevki, kariyer, ün, şöhret, güç, otorite, banka hesapları, fabrikalar, lüks arabalar ve villalar, zevkler, lezzetli yemekler, yürekleri hopaltan şehevi arzular, bitmek bilmeyen hırs ve tamah, para, altın, Dolar ve Euro'lar; uzun olan isimler, imtiyazlar ve şatafatlı yaşamların tümü; er ya da geç, bir gün hepsi son bulup toprağa karışacak ve kısa bir zaman sonra onlardan eser bile kalmayacaktır... Dünya serüveni bitecek, ahiret hayatı başlayacak, Mütekkiler cennete, mücrimler ise cehenneme sevk edilecekelerdir. Darb-ı meseldeki, Dünya yalandır sözü; bir yönüyle, dünyanın fani olduğuna işaret etse de, diğer yönüyle yanlıştır. Çünkü, Dünya hayatı bir imtihan alanıdır ve insanlar burada; büyük bir sınav vermektedirler. Yukarıda saymaya çalıştığımız her bir şey, biz insanların imtihanınından birer kesittirler!... Unutmayalım ki, dünyadaki sınavları kötü geçenlerin, ahirette iyilik namına elde edecekleri her hangi bir hasadları olmayacaktır ne yazık ki! Onun için, dünyanın yalan olduğu sözün arkasına sığınıp; imtihan görevimizi ihmal edip, Allaha karşı kulluk vazifemizden kaçmanın bizi büyük felaketlere düçar edeceği gibi, ahirette ise elim bir akibete uğratacağını hiç bir zaman unutmayalım, aklımızdan çıkarmayalım!... Birbirimize dua edelim.