SÜRTÜŞMELİ SİYASET URFA'YI BİTİRİYOR

Ülke yineseçimli günleri yaşamaya başladı. Galiba birkaç yıl daha seçimle yatıpkalkacağız. Bu seçim süreci 53 gün sonra sona eriyor ama belki bunun ikincituru da olacak. Belki meclis sandalye sayısı mevcut iktidarın istediği gibiolmayacak o zaman yine seçim olacak. Belki kanun çıkarılarak yerel seçim de önealınacak. Hasılı öyle yada böyle en 2 az seçim daha var ilerleyen aylarda. Seçimsüreçleri dünyanın her yerinde olduğu gibi hesaplaşma süreçleridir. Seçimdensonra unutulan vatandaş, öfkesini kusmak için sabırla bir sonraki seçimibekler. Siyasi rakipler biriktirdikleri dosyaları seçimde orta yere saçar.Başkanını veya müdürünü sevmeyen veya bunların koltuğuna göz dikenler birşekilde gaz verip aday adaylığı adı altında istifa ettirip koltuğu ele geçirir.Gazeteciler kendilerinden delik delik kaçan siyasileri seçim vesilesiylesürekli karşısında bulur. Herkesinseçim üzerine bir hesabı vardır ve herkes seçimde beklentisinin karşılanmasınıister. Bu seçim de diğer seçimlerden farksız. Şanlıurfa’da seçim öncesi iktidarpartisinde başlayan kutuplaşma seçimde ayyuka çıktı. 7 Haziran 2015 GenelSeçimleri’nde 3 gruba ayrılan iktidar partisinin vekilleri bu seçimde parçaparça oldu. Her biri ayrı baş çekiyor. Seçimden önce ise Gıda, Tarım veHayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba ile AK Parti İl Başkanı ZeynelabidinBeyazgül arasında yönetim listesi kriziyle esmeye başlayan soğuk rüzgar şimdifırtınaya dönüşmüş durumda. Bu arada fırtınalı süreçlerin en kârlı çıkanı daŞanlıurfa büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi oldu. HDP/DBP’live FETÖ’ye bulaşmış belediyelere kayyum atandığı dönemde, koltuğunda gözüolanlar tarafından Çiftçi’yi bunalıma sokacak kadar algı operasyonları yürütüldü.Sürekli “Cumhurbaşkanı görevden alacak”, “kayyum atanacak”, “yerine falancagelecek” şeklinde iddialar konuşulup durdu. Bir taraftan algıları bertarafetmeye çalışırken bir taraftan da işine bakan Çiftçi, Melih Gökçek’in yanlışınadüşüp algılarla uğraşırken işini ihmal etmedi. Dolayısıyla kendisi ile ilgiliolumsuz süreci çok iyi yönetti ve şuanda olumsuz algıların malzemesi olmaktançıktı. Bununla da kalmadı teşkilatla da herhangi bir sürtüşme durumuna girmedi.Bu nedenle geçen yıla oranla şuanda kendisinin büyükşehir belediye başkanıolarak devam etmesini hatta 2019’da aday gösterilmesini isteyen Şanlıurfalısayısı sürekli artıyor. Fakıbabakonusuna gelince… Kendisigörüldüğü kadar çok eleştiri ve önerilere açık birisi değildir. Şimdi kendisibunu okusa “el insaf belediye başkanlığı döneminde o kadar eleştirmene rağmenne dedim sana” dediğini duyar gibiyim. Ben de kendisine “Ama yaptığın güzelişlerin hakkını da teslim ettik” derim. “Zira olumlu haberini yapan çok var amaonların ne için seni övdüklerini herkes iyi biliyor” derim. Bakanlık döneminegelince bu kadar yıldan sonra bir bakan bulmanın değerini bildik sanıyorum.Şanlıurfa’daki gazeteciler olarak kendisine yönelik düzenlenen kumpasların vehaksız eleştirilerin içerisinde bulunmadık. O kadar çok malzeme vermesinerağmen!.. Halk da öyle her seferinde Fakıbaba’yı kucaklıyor. ÖzellikleAnkara’dan gelen misafirlerinin yanında… Aynımüsamahada kendi teşkilatı bulunmuyor ama… Teşkilat istediği hiçbir şeyiyapmıyor, istemediği de ne varsa onu yapıyor. Whatsapp gibi ortamlarda eldenele gaflarını dolaştırıyor. Öyle ki 3-4 gün önce AK Parti Genel BaşkanYardımcısı Mustafa Ataş ile tartışıp bakanlıktan istifa ettiği bilgisi biledolaştı. Kuşkusuz kendisinin de teşkilata karşı yanlışları olabilir, FarukÇelik’e kıyasla dar bir ekiple çalışmak gibi… Ama Faruk Çelik gibi olmak daherkese mahsus bir hal değil. Adeta “ne olursan ol gel” diyor. Şantajcısı,kumpasçısı, tefecisi hep çevresinde toplanıyor. En çok çevresindekigazetecilerden biliyorum. Aslındamesele bu detaylar da değil. Şehrimiz 30 yıl sonra bir bakan çıkarmış.Beğenirsin, beğenmezsin kişisel hesapları bir kenara bırakıp herkes bekleyensorunların çözümüne odaklanmalı. Elbette partinin iç çekişmeleri bizi çokalakadar etmez ama artık kente zarar verme noktasına gelmişse herkesinkendisine çekidüzen vermesi gerekir. Biz AK Parti’de de, ondan önceki iktidardada ilin her türlü sorumluluğunun bakana yüklendiğini gördük. Ancak sıraFakıbaba’ya gelince durum değişti. Fakıbaba’nın olmasını istediği işlerin,atamaların, görevlendirmelerin perde arkasında bilmediğimiz bir şey mi var?Şayet bir rant varsa açıklansın hep birlikte cephe alalım. Ama bildiğimiz veFakıbaba’yı tanıdığımız kadarıyla derdi rant değildir. Sadece herkesle çalışmakistemez, uyum sağlayamaz. O haldeister beğenilsin ister beğenilmesin bakan kaldığı sürece Fakıbaba “yok”sayılmamalı. Nurettin Nebati İstanbul’dan gelince herkes teslim oluyor. FarukÇelik Bursa’dan gelince herkes ardına düşüyor ama söz konusu Fakıbaba oluncahuysuzluk çıkarılıyor. Bir seçimarifesindeyiz ve bizim konuştuğumuz, tartıştığımız, meşgul olduğumuz konularabakın. Bu çekişmeler ve ayak oyunlarınedeniyle seçim öncesi eksiklerimizi ve sorunlarımızı görünür kılıp, çözümüiçin Ankara’dan söz alma gayretine giremiyoruz bile… İktidarpartisi bile birlik içerisinde olmayan ve az da olsa kendi siyasi çekişmelerinibir kenara bırakmayan şehir hayır görmez, sorunlar kangrenleşerek büyür, hepgelişmiş şehirlere imrenip durur.