İFTARI GECİKTİRMEK CAİZ Mİ?

Muhterem Kardeşlerim…. Akşam vaktinin girdiği kesin olarak biliniyorsa, önce hurma, su gibi bir şey ile oruç açılır sonra namaz kılınır. Yemeği tezce yiyip sonra namaz kılmak da caizdir. Ancak iftar sofrasında çeşitli yemekler olduğu için, akşam namazı gecikebilir. Namaz mekruh vakte kalabilir. Bu bakımdan önce namazı kılmak ve sonra yavaş yavaş yemeği yemek daha uygun olur. Vaktin girdiği kesin belli değilse, önce namazı kılmak gerekir. Daha sonra vaktin girmediği anlaşılırsa, namazı iade etmek mümkündür. Fakat vakit girmeden oruç açılırsa, oruç bozulmuş olur. Telafisi de mümkün olmaz. Vaktin girdiği kesin biliniyorsa, önce orucu açıp, namaz kıldıktan sonra yemeği yemelidir. Hadis-i Şerifte, “İftarda acele edin” buyuruldu. (Hakim) Acelenin son vaktinin, muteber kitaplarda, yıldızlar görününceye kadar olduğu bildiriliyor. Bu da takriben akşam vakti girdikten yarım saat sonradır. Hadis-i şerifte, “Yıldızlar görünmeden iftar eden, sünnetimle amel etmiş olur” buyuruldu. (İbni Hibban) İftar duaları İftardan önce, Euzü ve Besmele çekilip, “Allahümme yâ vâsi'al-mağfireh iğfirlî ve li-vâlideyye ve li-üstâziyye ve lil-müminîne vel müminât yevme yekûmülhisâb” denir. Mânâsı şöyledir: “Ey mağfireti çok geniş olan Allah'ım! Kıyamet günü hesaba çekilirken, beni, ana babamı, hocamı, erkek ve kadın bütün müminleri affet!” Bir iki lokma yedikten sonra, “Zehebezzama' vebtelletil urûk ve sebe-tel-ecr inşâallahü teâlâ” denir ve yemeğe başlanır. Bu iftar duasının mânâsı ise şöyledir: “Açlık bitti. Damarlarımızın suya kavuşma vakti geldi. İnşallah sevab hâsıl oldu.” Ramazanda, şöyle dua da edilir: Ya Rabbi, Ramazan-ı Şerifin şefaatine nail eyle! Ramazan-ı Şerifte af ve mağfiret eylediğin ve Cehennemden azat eylediğin kulların arasına bizleri de dahil eyle! Akşam namazını geciktirmemeli Vaktin girdiği kesin belliyse, önce orucu açıp, sonra akşam namazını kılmalı, sonra yemek yemeli. Namazı mekruh vakte bırakmamalıdır. Akşam namazını, yıldızlar görününceye kadar [yaklaşık yarım saat] geciktirmemeli. Son sünneti olan namazlarda, farzdan sonra son sünneti hemen kılmamak da mekruhtur. İftarı bahane ederek, bir mecburiyet olmadan akşamın sünnetini terk etmek caiz olmaz. Haram işlemek orucu bozar mı? Oruçluyken günah işlemek, gıybet etmek orucu bozmaz; fakat özellikle oruçluyken günahtan daha çok sakınmalıdır. Hadis-i Şerifte, “Gıybet etmek, söz taşımak, yalan yere yemin etmek, namahreme şehvetle bakmak orucu bozar” buyuruldu. (Deylemi) İmam-ı A’zam hazretleri, bu hadis-i şerifi açıklıyor ve “Bu günahlar orucun sevabını bozar, sıhhatini bozmaz, oruç mekruh olur” buyuruyor. Yani bu günahları işleyen, oruç borcundan kurtulursa da, oruca mahsus olan büyük sevaba kavuşamaz. Hadis-i şerifte, “Nice oruç tutan vardır ki, açlık ve susuzluktan başka bir şey elde etmez” buyuruldu. (İbni Mace) Oruç, müminler için bir nimet ve emanettir. Emanete riayet etmek gerekir. Onun zayi olmaması için şartlarını gözetmek gerekir. Harama bakmaktan sakınmalıdır! Hadis-i şerifte, “Harama bakmak, şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Allah korkusuyla bunu terk edene, Allahü Teâlâ öyle bir iman verir ki, imanın tadını kalbinde bulur.” buyuruldu. (Hakim) Oruçlu, dilini de korumalıdır! Hadis-i şerifte “Oruç ateşe kalkandır. Gıybetle parçalanmadıkça korur. Oruçlu, cahillik edip de kötü söz söylemesin! Kendisine sataşana, ‘ben oruçluyum’ desin” buyuruldu. (Buhari) Gözü ve dili günahlardan koruduğumuz gibi, kulağımızı da korumamız gerekir. Konuşulması haram olan şeyi, dinlemek de haramdır. El, ayak ve diğer uzuvları da haramdan korumalıdır! Oruç tutup azalarıyla günah işleyen, ilaç yerine zehir içen hastaya benzer. Çünkü günah zehirdir, sevapları yok eder. Bir günah işledikten sonra pişman olmak, iyilik ve ibadet etmeye devam etmek gerekir.