EĞİTİM SİSTEMİMİZ MUTSUZLUK ÜRETİYOR

Başarıya odaklı bir eğitim sistemi elbette ki sorunlunesiller yetiştirir. Başarı tek başına bir amaç/hedef olamaz. Önemli olankişinin kendi yetenekleri doğrultusunda bir donanıma sahip olması ve severekyapabileceği işe dair özelliklerini geliştirmesi. Ancak bunu yaparken kesinlikle iyi insan olma hedefinin enön sırada olması gerekir. Başarı mutluluğu getirmez. Mutluluğu getiren, herşeyin olması gerektiği gibi olmasıdır. PİSA'nın yapmış olduğu bir testte, Türkiye'nin öğrencileri;72 ülke arasında mutluluk anlamında sonucu olmuştur. "72 ülke ve ekonomik bölgede 15 yaşındaki 540 binöğrenci arasında yapıldı. Bu 72 ülke ve ekonomik bölgeden 35'ini AvrupaEkonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) ülkeleri oluşturuyor. Türkiye 72 ülke arasında 50. sırada yer alırken, öncekitestlere göre de performansı geriledi." ( BBC) Tabii ki bunun eğitim sisteminin tüm kademeleri ve eğitimeyaklaşımımız, eğitim politikaları ve sınıfsal sorunlarla da ilişkisi var.Dolayısıyla sonuçları ve çözüm yollarını irdelerken, konuyu tüm bu unsurlarlaberaber ele almak gerekir. Yine bunun; teknik konular dışında, siyasi, ekonomik vesosyal bazı derindeki nedenleri de vardır. Elbette PISA testini tek başına bir ölçüt olarak kabul etmekve bunun mutlak bir sonuç olduğunu ifade etmek de doğru olmaz ancak eğitimleilgili veya eğitimden elde edilen dönütlere bakıldığında; Türkiye'nin,gerçekten olabileceği yerde olmadığı da görülecektir. OECD tarafından 2000 yılından itibaren başlatılmış olan PİSAtesti uygulaması 2003'ten başlayarak düzenli şekilde Türkiye'de de devametmektedir. Gençlere; bireysellikten dünya vatandaşlığına doğru birformat kazandırma ve çağın gereklerine göre özellikler kazandırma hedefikapsamında yapılan en büyük değerlendirme projelerinden biridir PİSA. Türkiye'de PİSA testi 2003 yılından itibaren uygulanmakta.34'ü OECD ülkesi olmak üzere, toplam 71 ülkenin yer aldığı bu projede; 15 yaşgrubu öğrencilerin örgün eğitimde; fen, matematik ve okuma becerileri alanındaedindikleri bilgileri günlük yaşantılarında ne oranda kullandıklarını ölçmeyihedeflemiştir. Ayrıca onların eğitim hakkında kişisel görüşleri, kendileri veaileleri hakkındaki değerlendirmeleri de çalışma kapsamına girmekte. PİSA sonuçları bir başarı değerlendirmesinden ziyade durumtespiti mahiyetinde. Türkiye, inişli çıkışlı bir periyot izlemiş. Sondeğerlendirmelerde ise Türkiye; 72 ülke arasında 50. sırada yer almış. Elbette PİSA gibi; Uluslararası kuruluşların yaptığıçalışmalar tamamen masum değil. Küresel Kapitalist sistem için donanımlıinsan/beyin tespiti, potansiyel saptamalar öncelikli hedefleri. Ancak yine debiz kendi tablomuz hakkında bazı ipuçlarını yakalamaya çalışabilir, bu verilerikullanabiliriz. Bu çalışmalardan; kendi eksikliklerimizi ve yanlışlarımızıgiderme yönünde yararlanma yoluna gidebiliriz. Dünyanın en mutsuz öğrencileri sıralamasında da yine Türkiyene yazık ki sonuncu durumda. Yani bu dünyanın en mutsuz öğrencilerine sahibiz.Düşünün; umutsuz ve mutsuz bir öğrenci kitlesine sahibiz. Ne acı bir durum,değil mi? Neticede dönüp dolaşıp, eğitim sistemimizdeki temel/yapısalyanlışlarla yüzleşiyoruz her defasında. Problem çözücü değil; test çözücü bir sistemimiz var. Yapabilen değil; bilen bir yapıya sahibiz. Gerektiğinden fazla vakti okul, dershane, etüt ve benzerialanlarda geçiriyoruz. geçiriyor Öğrencilerimizi; hayattan hatta ailelerinden koparıyoruz. Düzensiz efor, düzensiz uyku, düzensiz beslenme, sağlıksızsosyal hayat/sanal, dünya sağlıksız teknolojik bağımlılık gibi yanlışuygulamalarımızın sonuçları var. Kesinlikle okuldaki eğitim; -küçük küller ve daha kısasüreli olmak şartıyla- öğlen yemeği saatini geçmemelidir.Yani işin okulboyutundaki, dershane boyutundaki süreçleri için söylüyorum. Eğitim hayatı boyunca çocuğun çeşitli alanlardakiedinimleri, bulunduğu derece belirlenip bilinmeli, çocukların hayatla,aileleriyle, doğayla bağları yeniden kurulmalıdır. Günümüzde psikolojik sorun yaşamayan öğrendiğiniz neredeyseyok gibi. Öğrenciler ne istiyor, nasıl bir okul hayatı istiyor, nasılbir eğitim sistemi/metodu istiyor diye onların taleplerini dikkate alan birtespitimiz, bir çalışmamız olmadığı gibi; bu tespit ve talebe göre birdüzenlememiz de yoktur. Öğrencilerimizi uyuşturucu ve benzeri olumsuzluklardan koruyacaksosyal ağların oluşmasının önünde, eğitim yapılanmamızın en büyük engeli teşkilettiğini söylemek abartı olmayacaktır. Okullarımız güvenlik açısından ne yazık ki kötü durumdadır. Çocuklarımızı hayata hazırlama ve onların mutluluğunusağlama yönündeki eğitim içerikleri sağlıksızdır. Okul hayatı sürecinde geçen süre boyunca; çocuklarımız neyazık ki yönsüz veya umutsuz bir şekilde bir yarışa sokulmakta ve onlarasürekli bilgi yüklenmektedir. Bu, sağlıksız bir gidişattır ve kesinlikle bukonuda ciddi bir yapılanma, köklü değişiklikler gerekmektedir.