LİYAKAT OUT, RETWEET IN

Her kurumun ve özel kuruluşun teknik ve mali kriterlere dayalı performans ölçüm modelleri vardır. Kamu kurumları yasal mevzuat çerçevesinde, stratejik plana dayalı bir altyapıya sahiptir. Son zamanlarda özellikle yerel yönetimlerde bazı basit düşünceli fakat ağır yaptırımlı “cellatlar” türedi. Bu zatların, çalışanı bir yerden başka yere görevlendirirken işin ehli olmasına bakmaktansa, Twitter hesabını baz aldığına şahit olunmakta. Bir çalışanın, belediye başkanının kaç twitini retweet ettiği, kaçını etmediği, hangilerine beğeni bıraktığını veya beğeni bırakmadığının hangi konularda olduğuna dair akıllara ziyan bir yöntemle değerlendirildiği vuku bulmakta. Bu tip uygulamaların yürütülmesi amacıyla ücretli ekipler kurulu. O ekiplerin başındaki zatın buyruğu ile rotasyonlar, kızağa alınmalar ya da üst göreve atamalar yapılmakta. Dayanak olarak da, sosyal medya gösterilmekte. (Sanki çok meşru bir yöntemmiş gibi.) Bilindiği üzere belediyelerde işçi ve memur kadroları ağırlıktadır. Bunlardan hangisini kızağa çekerseniz, işe gelmeden maaşını alma yoluna mecbur edersiniz. Bu durum; çoğu kimseyi rahatsız ettiği gibi kızağa çekilen çalışanların da bir kısmını rahatsız eder. Ancak rahatsız olmayıp aksine memnun olan bir kesim de elbette olabilir. İşte bu zihniyette olan bir çalışana, işe gelmeden maaş alma emeline kavuşmasının, bu yolla mümkün olduğu da salık verilmiş olunuyor. Niyeti çalışmak olana ceza, aksi olana ödül verilmekte. Ödülün yolu da, bu uygulamanın tatbikçileri tarafından zımni olarak gösterilmekte. Çalışmaya niyeti olmayan kişi, Twitterda başkana karşı olan “sözde görevini” yerine getirmemesi durumunda emeline kavuşacağından emin. Aslında kimin kimi idare ettiği de bu örnekte olduğu gibi karışık bir hal almış oluyor. Adil olmayan idareci, bilinçsizce davranıp kendi iradesini ve idaresini de bu yolla emrindekilere teslim etmiş oluyor. Siz cezalandırdığınızı sanırsınız, ancak ödüllendirmişsinizdir. Aklı gözünde yönetici ile aklı başında yönetici arasındaki fark, hiç bu kadar açılmış mıydı? Benim 20 yıllık iş hayatımda bu denli farka şahit olmadığım kesin. İşin liyakat kısmını çoktan geçtik, bari sıradan iki çalışan arasında seçim yaparken biraz vicdan penceresinden bakılsın. Sözün özü, Aklı gözünde olanın, vicdanı dilindedir. Yazık olan; değerlerimizdir, kurumlarımızdır, yarınlamızdır.