OYNATANLAR VE OYNAYANLAR

Hala o oyunun oynanıp oynanmadığını bilmiyorum tabi. İlkokulu okuduğumuz yıllarda; beden eğitimi dersinde “DEV CÜCE” diye bir oyun şekli vardı! Oyunun kuralı şöyleydi: “Öğretmenimiz söz konusu oyunu sınıfta oynatırdı. Öğrenciler pür dikkat kesildiklerinde, öğretmenimiz dev dediğinde kalkacak, cüce dediğinde de oturacaktık. Dev kalk, cüce otur derken; bizlertam da kendimizi buşekildeforma koymuşken, öğretmenimiz aniden önce cüce sonra dev demez mi? Tabi öğretmenimizin cüce demesini dev, dev demesini de cüce algılayan biz öğrencilerin tümü; oturmamız gereken yerde kalktığımıziçin oyunu kaybediyorduk! Şimdi bu misali oyunile neyi kastettiğime gelince: “İslam coğrafyasının parsellendiği günden bu yana, birlik ve beraberliklerini kaybeden Müslümanlar; başta Emperyalistler olmak üzere, dış güçler tarafından daima kandırılmış, oynatılmış ve hala da bu oyunun farkında değiller ne yazık ki! Adamlar dün savaşlarla elde edemediklerini, bu gün değişik taktik ve yöntemler kullanarak elde etmeyi başarmış durumdalar. Avrupa birliğinin bir Hıristiyanlar kulübü olduğunu bilmeyen mi var? Elin Hıristiyan’ı, Yahudi’si, Ateist ve Budist’i; dünyadaki güç dengelerini birleştirip Müslümanları katlederlerken, “İslam âlemi ise hala darmadağınık bir şekilde ve Mezhep Meşrep kavgalarıyla birbirlerini yiyip bitirmeye çalışıyorlar. Bir tarafta oyunu kurgulayanlar, beri taraftan oyunu nerede ve ne zaman kaybedeceklerini bilmeden oynayanlar!... Yani, bizler, hepimiz…. Modern asırda, insan yaşamının her alanını kadrajına alan internet ve benzeri etkenlerin, daha çok bizimçocuklarımızı olumsuz yönde etkilediğini inkâr edemeyiz… Lise ve yüksekokullardatahsil gören ve okuyan gençlerimizin büyük bir oranı, hala; geçmişlerini, tarihlerini ve dinikonulardamükellefoldukları meselelerde oldukça cahil ve lakayt durumda olduğunu inkâr etmek mümkün değildir. Gerek Sosyal hayatta karşılaştığımız, gerekse görsel ve basın medyada öğrendiğimiz birçok olumsuz olayın sebebi; insanlarımızın İslami kimliklerinden uzaklaşmalarından başka bir şey olmadığını bilmemiz lazım. Yer, göğün ve Mülkün tek sahibininyalnızca Allah olduğuna rağmen; “bu gün İslam âleminde Demokrasi, laiklik ve diğer ideolojiler uğruna mücadele veren kadrolar işi;“Göğe hükmeden Allah bizim yeryüzündeki işlerimize karışmasın (haşa) demeye getirmiyorlar mı? Çünkü şu anda, İslam âleminde baş gösteren cereyanlar, vuku bulan olumsuz hadiseler; “oyun yazan senaristlerin muradına göre oynayan oyuncuların düştükleri tuzaktan başka nedir ki? Adamların dev demesiyle kalkanların, cüce demeleriyle oturanların haddi hesabı olmadığının yanında; birde insan/insanlık idrakine ateşten giydirilmiş bir gömlek olan İzmlerin mürekkep yalamış entellerimizce (!), meşrulaştırma, iyiye (!) yorumlama garabetinin tavan yapması; akıllara dev cüce oyununun Modernce ‘sini getirmektedir. Oynatanların içimizden ve bizden (!) olmaları, “ağacın baltaya sana kızmıyorum çünkü senin sapın bizdendir” darb-ı meselle anlatılmak istenenin farklı bir açıklamasıdır. Yirmi birinci yüz yıl; İslam âleminin ekonomiyle, siyasi çalkantılarla, terör ve yolsuzluk hadiseleriyle başının dertlerle ağrıdığı bir asırdır. Nimet eldeyken kıymetini bilmeyen toplumlar, nimetin mahrumu ve eldeki fırsatları kaptırdıklarının; dev cüce oyununun birer oyuncusu olmaya mahkûm olurlar… Genel geçer bir kaide olarak, muayyen hiçbir kimseyi hedef tahtasına oturtma kastı gütmeksizin; çok az istisnaların dışında, İslam âlemi olarak hepimiz az veya çok, oynanan oyunun ya farkında değiliz ya da beni ısırmayan yılan bin yaşasın diye” “kaçamak felsefesinin kaftanında saklanmaya çalışan idealsizlerle birlikte kalkıp oturanlarız… Şimdi birileri kalkıp da, “ya kardeşi devir değişti bizimde değişime ayak uydurmamızın ne gibi mahzuru olabilir tezinden; kendilerine paydan hisse çıkarmanın gayreti içerisinde olacakları kesindir! Lakin şartlar ne olursa olsun, her Müslümanım diyen/diyenlerin vazifesi; ne her değişime ayak uydurmaları,ne de oyunu kuralına göre oynamalarıdır;asıl olan oynanan oyunun meşru ve lehte mi, yoksa gayri meşru ve aleyhte mi olduğu hakkında şuur ve bilinç sahibi olup tehlikenin dışında kalmayı başarabilmeleridir… Hiç bir şey yapamıyorsak dahi, bari dev yerine cüce, cüce yerine dev diye bizi oyunun mağlubu yapmak isteyenlerin oyununa gelmeyelim! Kalın sıhhat ve selamette!