GECELER BİZE NEYİ ANLATIR

Güneş,  bütün ihtişamıyla elveda deyince, ardından bir karanlık başlar. Güneşin, yokluğu ise bize nasıl bir nimet olduğunu hatırlatır.  Evet, geceler ah! geceler başlar her yanımızda.  Peki, geceler gerçekten bir zulmet mi yoksa bir nimet mi?  Evet, bu sorunun cevabı kişiden kişiye göre değişir.  Kimine göre bir nimet, kimine göre ise bir zulmettir.  Biz, nimet olduğunu düşünenlerdeniz.  Neden mi?  Gün boyu çalışan bir kişi için, geceler bir dinlenme anıdır.  Tabiri caizse, bedene yeniden pozitif enerji yükleme anıdır.  Gün boyu yorulan ruh ve bedene negatif enerjiden arındırmadır.  Yuvasına çekilen kuşlar misali.  Kuşlar, gün boyunca yiyecek ve hayatını idame etmek için ne gerekiyorsa gündüz anında yaparlar. Ya da giderirler.  Güneşin batışı ile birlikte sımsıcak yu alarına çekilip, u dinlenmeye geçerler.  Biz insanlar da, halkın tabiriyle mazot ya da benzinle çalışan bir motor değiliz.  Sadece et ile kemikten oluşan bir robot değiliz.  Bir bedenimiz var. Bir ruhumuz var bir de kalbimiz.  Dolayısıyla bu MÜCİZE vari varlığa ise dinleme  ihtiyacı vardır.  Hele yorgun bir bedene en iyi ilaç ise, uykudur.  Uyku gibi bir nimeti kendi içinde barındırıyor geceler.  Uyku ki,bir canlı için YARADAN'ın nın en büyük nimeti.  Bazen yorgun bir beden, uyku yu hiç bir şey ile değiştirmez.  Yorgun bir insan için dinlenmek, hayatının olmazsa olmazıdır.  Uyku ile insan bu dünyada dan el çeker.  Dünya dertlerinden bir an uzaklaşır.  Ruh, uyku ile özgürlükleşir.  Özgürlüğün tadına ancak uyku ile ulaşır.  Dünyanın, dert ve sıkıntılarından arınır.  O halde gelin dostlar, geceleri bir nimet olarak görelim.  Bu anı bize bağışlayan, Rabb'e gecenin bir anında, secde ile süsleyelim.  Ne mutlu ki , gecenin bir anında kalkıp, bize tüm bu nimetleri bağışlayan, ve güneşi de bir lamba misali üzerimize günderen Sonsuz Kudret sahibine, bir secde ile teşekkür edenlere.  Görüşüne edek. Kalın selametle...