İKİ FİLM

İki film izledim. İki gün arayla. Başkalarının Hayatı ve İçimdeki Deniz. İçimdeki Deniz 2004 yapımlı. Ramon çok yakışıklı bir gençtir ve yüzmeye tutkundur. Bir gün yüzme sırasında bir kaza geçirir ve başından aşağı bütün vücudu felç olur. Böylece 28 yıl yatağa mahkum olur. Bundan kurtulmak için intihar etmek ister ve kendisine aşık olan Rosa'nın yardımıyla bu isteğini yerine getirir. Ramon'un bakışları, konuşmaları, duruşları, ağlamaları, krizleri, hayalleri, rüyaları, okumaları, yazmaları, anlamlı sözleri, kaldığı evin gece dışarıdan görünüşü filme damgasını vurur. Yattığı odada dışarıya açılan bir pencere var, bütün dünyası o pencere. Bazen geceleyin rüyasında yatağından kalkar, uçarak sulara salar kendini. İki adım yürüyebilmek dünyanın en büyük saadetidir, Ramon'un gözünde. Film boyunca Necip Fazıl'ın Takvimdeki Deniz şiiri geldi aklıma. Her şeye rağmen yaşamanın değil, bazen ölmenin yaşamaktan daha onurluca bir hareket olduğunu söyler. Elbette bu, onur denen o asil duyguya iman edenler için bir kıymet ifade eder. Tanrıya, öteki dünyaya inanmadığı için kendisi durumundaki bir rahibin bütün ikna çabaları sonuçsuz kalır. Yanındaki kadın: "öldükten sonra öte dünya varsa beni haberdar edebilir misiniz lütfen?" Diye sorar Ramon'a. Ramon gülümseyerek: Tanrı ve öteki bir dünya yok, bunlara inanmıyorum. Kadın: Ama nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Ramon: Emin değilim ama içimdeki bir his öyle söylüyor. Çocukken babam yarın yağmur yağacak derdi ve yağardı. Buna benzer bir his benimkisi. Doğmadan önce benim için hiçbir şey yoktu, öldükten sonra aynı şey olacak. Hepsi bu. Onun için telaş etmeye lüzum yok. Bu sözler belki de tek gerçek, yegane gerçek, çırılçıplak gerçek. Hayatı, ölümü, tanrıyı, tanrının adaletini derinden sorgulayan bir film. Gerçek hayat film kadar tesirli değil. Bilhassa Ramon ile kendisi durumundaki felçli bir rahip arasında geçen diyalog çok muhteşem. Felsefi ve dini içerikli bir diyalog. Rahip mağlup olunca çaresiz susmayı tercih eder. Ramon teselliyi kabul etmediği için intihar eder, rahip teselliye kandığı için yaşamaya devam eder. Aralarındaki tek fark bu. Teselli, yani din her şeye rağmen yaşamak için, yaşama tutunmak için bir ümittir. Başkalarının Hayatı bambaşka ve güzel bir film. 2006 yapımlı. Kısmen politik ama daha çok psikolojik. Özgürlüğün, fedakarlığın, başkaları için yaşamanın, iyiliğe inanmanın hikayesi. O da başka bir yazıya kalsın. Hâsıl-ı kelam, batıperest değilim ama batılıların sinemadaki olağanüstü başarısına hayranım. Adamlar neye el atarlarsa mükemmel yapıyorlar. Hakkını veriyorlar. Hepsinden önemlisi yaptıkları işe inanıyorlar. Onun için sinema, edebiyat, sanat, insan hakları, demokrasi ne ararsan onlarda var.