YAĞMUR KABARCIKLARI

İnsanlar birbirlerinden bazı bilgileri gizlemeye çalışırlar. Birçok sırlar vardır ki hayat boyu açığa çıkmaz, insanla birlikte kabre girerler. Her bir insanın, toplumun muttali olmasını istemeyip sakladığı sırları vardır. Ancak bütün herkesten saklasa da kalpleri yaratan ve kalplerden geçenleri bilen Yüce Allah’tan saklayamaz. Kur’an-ı Kerim, “Şüphesiz ki ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz.” Buyurmuştur. (Al-i İmran, 5.) Allah bu dünyada hayat boyu fırsat tanıma hikmetiyle kulların bazı sırlarını ortaya çıkarmaz, mahşer gününe bırakır. Cinayet gibi bir kısım suçları insan ne kadar gizlemek istese de Allah bir şekilde ortaya çıkarır. “Kan gizlenemez.” Şeklindeki atasözü de bunu ifade eder. Türkçede “Gerçeklerin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır” atasözü de aynı durumu bildirmektedir. Dökülen kanın asla gizli kalmayacağını gösteren bir hikaye ile konuyu açıklamaya çalışalım. Çocukluğumda annemden dinlemiştim: Bir zaman iki arkadaş birlikte bir yolculuğa çıkmışlardı. Yol ıssızdı, birbirleriyle sohbet ederek yürüyorlardı. Aniden yağmur bastırdı. Gittikçe şiddetlenince,  yakında gördükleri mağaraya sığındılar. Yağmur gittikçe şiddetlendi ve mağaranın önünde su birikintisi oluştu. Bu iki arkadaştan birinin diğeriyle daha önce bir anlaşmazlığı vardı, onu öldürmeyi planlıyordu. Mağarada iken şeytan onu kışkırttı ve “tam sırası” diye düşündürdü. Kötü niyetli arkadaşı kırıcı olmaya ve tartışmaya başladı ve ardından ona saldırdı. Ondan daha güçlü ve hazırlıklıydı. Onu yere serdi. Arkadaşı kendisini öldüreceğini anlayınca, onu vazgeçirmeye çalıştı. “Beni öldürürsen bu cinayet gizli kalmaz mutlaka ortay çıkar. Kimse yok, kimse bilmez, diye sanma!” dedi. Kötü niyetli arkadaş “Şahit yok ki..” deyince, öbür arkadaş mağara ağzında biriken suda yağmur damlalarının oluşturduğu kabarcıkları göstererek, “Bu yağmur kabarcıkları şahitlik eder!” Bunu saçma buldu ve vazgeçmedi, sonuçta arkadaşını öldürdü ve oracıkta gömdü.   Yıllar geçti. Katil şahıs yağmurlu bir gün işe gitmemiş, evdeydi. Şiddetli yağmur yağıyordu. Eşi ile pencereden yağmura baktılar. Dışardaki su birikintisine düşen yağmur damlaları kabarcıklar oluşturuyordu. Bunu görünce, öldürdüğü arkadaşının “Bu yağmur kabarcıkları şahitlik eder!“ sözünü hatırladı ve gülümsedi. Eşi merak edip neden gülümsediğini sordu. “Bir sebep yok, öylesine gülümsedim” dediyse de inandıramadı, kadın ısrar etti.  Bunun üzerine, adam, “Artık yıllar geçmiş, unutulup gitmiş, açıklamamda sorun olmaz” diye düşünüp cinayet olayını anlattı. Sonra “Sakın kimseye söylemeyesin!” diye tembihledi. Kadın da kimseye söylemeyeceğine dair güvence verdi. Bir zaman sonra karı koca arasında çıkan bir tartışma sonucu adam eşini dövdü. Kadın öfkelendi ve gidip kocasını ihbar etti ve her şeyi emniyet güçlerine anlattı. Yakalanan adam suçunu itiraf etmek zorunda kaldı ve Onu idam cezasına çarptıran hâkim, “İşte Yağmur kabarcıkları senin aleyhine şahitlik etti .” dedi. Kur'an, kulak, göz ve derilerin günahkârlar aleyhine şahitlik edeceğini haber veriyor. Fussilet Suresi - 19-23 . Ayetlerinde bu durumu şöyle haber vermektedir: "Allah düşmanlarının ateşe doğru sevk edilecekleri gün, öncekileriyle sonrakileriyle onların hepsi bir araya getirilir. Nihayet oraya geldiklerinde vaktiyle yaptıklarından dolayı kulakları, gözleri ve derileri onların aleyhine şahitlik eder. Derilerine, “Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?” diye sorarlar. “Her şeyi konuşturan Allah bizi de konuşturdu” derler. İlk önce sizi O yarattı, şimdi de yine O’na dönüyorsunuz. Vaktiyle siz, ne kulaklarınızın ne gözlerinizin ne de derilerinizin aleyhinizde şahitlik etmesinden sakınıyordunuz; üstelik yaptıklarınızın çoğunu Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz. İşte rabbiniz hakkında taşıdığınız bu kanaatiniz sizi mahvetti, sonunda kaybedenlerden oldunuz." Yasin suresinde de, ağızlarına mühür vurup, ellerini konuşturacağını, ayaklarının da şahitlik edeceğini bildirmektedir. (Yasin, 65.) Şimdi dikkat buyurun: dünyevi bir mahkemede yağmur kabarcıklarını şahit yaparak onları bir nevi konuşturan Allah, en adil mahkeme olan mahkeme-i kübrada el, ayak, göz, kulak ve derileri de konuşturmaya ve onlara şahitlik ettirmeye kadirdir.