Türkiye'nin köklü taşımacılık markalarından biri olan Ulusoy, 88 yıl boyunca Türk ulaşım sektörüne damgasını vurmuş, ancak sonunda iflas ederek tarihe karıştı. Bu süreç, sektörde ve kamuoyunda derin bir şok etkisi yarattı. İşte, bu dev markanın çöküşünün ardındaki hikaye…
DOĞAL AFETLE BAŞLAYAN BİR YOLCULUK: ULUSOY’UN TEMELLERİ
Ulusoy'un temelleri, 1937’de Karadeniz’in zorlu doğa koşullarına karşı verilen bir mücadeleyle atıldı. Hacı Mehmet Bahattin Ulusoy, bölgedeki ulaşım güçlüklerini aşmak için kurduğu firmayla, Karadeniz’in önemli ulaşım sağlayıcılarından biri haline geldi.
BÜYÜME VE HİSSELER ÜZERİNDEKİ MİRAS MÜCADELESİ
1995’te holding statüsüne kavuşan Ulusoy, yıllar içinde adını daha da büyüttü. Ancak, şirketin hisselerinin ve marka kullanım hakkının paylaşılması, özellikle Saffet Ulusoy’un 2012’deki ölümünden sonra ciddi bir miras mücadelesine yol açtı. Aile içindeki bu rekabet, firmanın geleceğini derinden etkiledi.
MALİ KRİZ VE İFLASIN ÇÖZÜLMEYEN DÜĞÜMÜ
Ulusoy Seyahat’in yaşadığı mali sorunlar, şirketin iflas sürecini hızlandırdı. 2017 yılında iflasını duyuran firma, 2019 yılında ismini devreden "Ulusoy Ulaşım" markasının da benzer sıkıntılarla karşılaşmasıyla son buldu.
BİR DEVRİN SONA ERDİĞİ AN: ULUSOY’UN KAYBI
Ulusoy’un iflası, sadece ekonomik bir çöküş değil, aynı zamanda Türk ulaşım sektöründe büyük bir boşluk bıraktı. Türkiye’nin dört bir yanındaki yolcuların tercihi olan bu markanın kaybı, sektördeki diğer firmalar için de ciddi bir ders niteliği taşıdı.