Zorlu bir hayat süren göçerler, TİGEM’de arazi istiyor!

Havaların ısınmasıyla birlikte yaylaların yolunu tutan göçerler bu yıl hem dünyayı saran koronavirüs hem de yolculuğun ramazan ayına denk gelmesi nedeniyle oldukça sıkıntı yaşıyor. Baharın gelişiyle birlikle hayvanlarını otlatmak için yayların olduğu bölgelere gitmek için yola düşen göçer aileler, çoluk çocuklarıyla uzun süren bir yolculuğa başlıyor. Erzurum, Kars, Bingöl ve Van gibi illerin yaylalarını tercih eden göçerlerin yolculuğu dünyayı etkisi altına alan koronavirüs nedeniyle tehlikeli hale gelirken ve zaman zaman engellenirken, Karacadağ Göçerler Derneği Başkanı Hamza Ağan’dan Ceylanpınar’da bulunan TİGEMarazileriyle ilgili önemli bir talep geldi. ‘GÖÇERLER PERİŞAN BİR DURUMDA’ Ceylanpınar’da daha önceleri göçer ailelere tahsis edilen araziler gibi Karacadağ’daki göçerlere de kendilerine yetecek kadar arazi verilmesini isteyen Ağan, göçerlerin şu anda perişan bir durumda olduklarını kaydetti. Ağan, “Göçerler perişan bir durumda. Yıllardır sıkıntılarımız sürüyor. Gidip bir mera buluyorsunuz bu sefer oradaki halk kabul etmiyor. Hazine malıdır bu meralar. Bu meralar yüzünden aşiretler birbirine giriyor. Kaç kişi şu ana kadar öldü. Yani şu anda göçerler için bir çözüm bulunmuş değil. Bizim isteğimiz TİGEM’dir. Ceylanpınar’daki göçerlere TİGEM’de verilen yer gibi bize bir yer verilse iyi olur. Oradaki göçerler bir taraftan ekinlerine bakıyor, diğer taraftan hayvanlarına bakıyor. Bize de orada bir yer verilse iyi olur. Eskiden TİGEM yoktu, bizim göçerler Abdulaziz Dağı’na giderdi. Su olmadığı için ve sıcak olduğu için Karacadağ’a çıkardık. Daha sonra bizim buradaki göçerler Siverek’e kaydoldu. Ceylanpınar’dakiler de oraya. Onlar kışın TİGEM’in kendilerine verdiği topraklarda kalıyorlar. Biz de valiliğe gittik, hayvancılıkla ilgili birliklere gittik. Bize orada arazi olmadığı söylendi. Bizim buradaki göçerler nereye gitsin” ifadelerini kullandı. MERALAR 50 BİN İLE 100 BİN ARASINDA DEĞİŞİYOR 250’ye yakın ailenin geçimini göçerlikten kazandığına vurgu yapan Ağan, “Şu anda bu ailelerin çoğu yolda çoluk çocuğuyla birlikte. Kimsenin kimseden haberi yok. Sağlık yönünde sıkıntıları var. Mecburiyetten yola çıkıyorlar. Her gün fırtına oluyor. Soğuk oldu mu hepsi hasta. Banyo yapacak imkanları yok. Üç beş çocuk bir çadırda kalıyor. Ya bir ağanın köyüne yerleşiyorlar hayvanlarını otlatmak için. O da bir nevi kölelik yani. Çok zor bir durum. Gören ancak bilir. Kimisi Karacadağ’a gelmiş. Karacadağ artık yükü kaldıramıyor. Hayvanı çok olanların kimisi Bingöl, Van, Kars, Erzurum tarafına gidiyor. Oraya gidip 50 bin liraya 100 bin liraya mera kiralıyorlar. Bu meralar da sorunlu olabiliyor. Şimdiye kadar çok kişi öldü bu meralar yüzünden. Hazine malıdır ama o diyor benimdir, o diyor benimdir. Bizi nasıl idare edecekler? Yüzlerce aile bu yüzden göçerliği bıraktı. Nereye gitseler, 40 bin lira, 50 bin lira mera parası istiyorlar. Bunun yemi var, ilacı var. Adama bir şey kalmıyor. Devlet bizim hayvanlarımız için ahır yapsa, bu insanlar temiz bir ortam bulsa güzel olmaz mı. Adamın 200 dönüm tarla tapusu yok ama bütün köy benimdir diyor” dedi. 8 YILDIR MÜCADELE VERİYORUZ Göçerlerin çok zorlu bir hayatı olduğunu belirten Ağan, “Göçerlerin ne bir hayatı var ne de geleceği. Bakın dünyada binlerce insan ölüyor. Kimsenin kimseden haberi yok. Bu adamlar, bu kadınlar, bu çocuklar ne olacak? Kimse bilmiyor. En azından bir köyleri olsaydı, bir sağlık ocağı olsaydı, kendi köylerinde kalırdı. Meclise de gittik. Her bakanlığa başvuruyu yaptık. Bütün partilere başvurduk. Her gün CİMER’e yazıyoruz. Şimdiye kadar bir çözüm bulunmadı. Ceylanpınar’dakiler gibi bir yasa yapılabilir. Bizim de orada hakkımız var. Orada daha sürülmemiş bir sürü yer var. En azından bize bir mera versinler. 8 yıldır mücadele veriyoruz” diye konuştu. Hüseyin ÖZKAN-İPEKYOL/ÖZEL HABER