Şanlıurfa'da acılı baba isyan etti: Kılını kıpırdatan yok!

Şanlıurfa'da feci kaza 9 Kasım Pazartesi günü meydana geldi. Karaköprü İlçesi Narlıdere Köprülü Kavşağında saat 17.38 sıralarında yaşanan kazada, Halil Çıtırık hakimiyetindeki 63 M 4039 plakalı çimento yüklü kamyon, freninin boşalmasıyla köprüden uçtu. Halk otobüsü ve başka araçların da karıştığı kazada kamyonun seyir halindeki 01 ABS 152 plakalı otomobile de yandan çarpmasıyla, sürücü Serdar Yükselir kontrolündeki araç da köprüden düştü. Olay yerine ulaşan sağlık ekipleri tarafından ilk müdahaleleri yapılan 5 yaralı, ambulanslarla hastanelere kaldırıldı. (Serdar Yükselir/Halil Akceylan) KAZADA 2 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ Yaralıların hastanede tedavisi sürerken, ilk acı haber 27 yaşındaki İbrahim Halil Akceylan'dan geldi. Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınan ağır yaralı Akceylan, kazadan sonraki gün sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Akceylan'ın vefatının ardından ise aynı araçta yer alan 27 yaşındaki sürücü Serdar Yükselir de hayata gözlerini yumdu. Akceylan ve çocukluk arkadaşı Yükselir'in ölümüyle sonuçlanan kazanın ardından diğer yaralılar ve kamyon şoförü Halil Çıtırık ise taburcu oldu. ACILI BABA İSYAN ETTİ Kazanın üzerinden 20 gün geçmesine rağmen ise kamyon şoförü Çıtırık'ın ifadesinin alınmadığı iddia edildi. Kazada oğlu İbrahim Halil Akceylan ve akrabası Serdar Yükselir'i kaybeden 58 yaşındaki acılı baba Muzaffer Akceylan, Ajans Urfa'ya yaptığı açıklamada suç duyurusunda bulunduklarını ancak kendilerine bilgi verilmediğini öne sürdü. 'BEN OĞLUMU TOPRAĞIN ALTINA KOYARKEN...' Haftaların geçtiği kaza sonrası, "Savcılık bir soruşturma açmamış. Biz kendimizi burada parçalıyoruz ama kılını kıpırdatan yok" diyen acılı baba, şu sözlerle isyan etti: "Kaza oldu, biz hastanede kendi derdimize düştük. Oğlum rahmetli oldu. 'Şoföre ne oldu?' dedik. 'Şoförün de beli kırılmış o da yoğun bakımda' dediler. Biz de kazadır dedik, böyle bir olay oldu. O adamın da beli kırılmış, kötü bir durumda. Dua da ettik ama sonra öğreniyoruz ki, şoför özel bir hastaneye gitmiş ve 1 gün sonra da taburcu olmuş. Ben oğlumu toprağın altına koyarken, o gitmiş evinde çoluk çocuğuyla rahat etmiş. Bu adalet mi? Kolluk kuvvetleri bu adamı niye gözaltına almadı, bu adam niye dışarıda?" '20 GÜN GEÇTİ KİMSE GELİP BİZDEN İFADE ALMADI' Avukatları Ahmet Tokmakçı'nın da yanlış yönlendirildiğini kaydeden Baba Muzaffer Akceylan, kamyon şoförünün ifadesinin alınmadığını öne sürdü. Hayatını kaybeden oğlu Halil Akceylan'ın 3, Serdar Yükselir'in de 1 çocuğunun olduğunu söyleyen Muzaffer Akceylan, "Avukatımızı sürekli yanıltmaya çalışıyorlar. Yok 3, yok 5 ölü var diyorlar. Sonradan öğreniyoruz ki bu adam özel hastanede tedavi olup, dışarı çıkmış. Beli falan da kırık değil. 20 gün geçti kimse gelip bizden ifade almadı. Savcılık bir soruşturma açmamış. Bu adam hala dışarıda. En son kendim kalkıp, emniyete gittim. Emniyet de 'Biz takip ediyoruz' dedi. O zaman bu adam niye dışarıda? Şu anda iki tane ölü var. İki gencecik can. Benim oğlumun 3 yavrusu var, diğerinin de 2 aylık yavrusu var. 5 yıl evliydi, 2 ay önce çocuğunu kucağına aldı" sözlerine yer verdi. 'FRENİN TUTMAYACAĞI ORADAN İNERKEN BELLİ' Kazaya neden olan kamyonun 3 yıldır muayenesinin olmadığını ve sürücünün de SRC Belgesini n olmadığını iddia eden Muzaffer Akceylan, "Bu araç 3 senedir muayenesi olmayan, 1986 model bir araç. Üstünde de haddinden fazla çimento yüklüydü. TOKİ'den aşağı bırakmışlar bu aracı. Aracın muayenesi yok, şoförün SRC Belgesi yok. Bu arabanın oradan inmesi başlı başına bir yanlış. Bunun fren tutmayacağı oradan inerken belli. Eski bir araç. Üstünde 7-8 ton çimento var. Kaza anında yarım saat araçtaki çimentoları indirdiler yaralılara müdahale etmek için. Şu anda yüreğim sızlıyor. Oğlumun ateşini bıraktım, bu adam niye tutuklanmıyor bunun peşine düştüm. Avukatımız defalarca savcının yanına gitti, 'Sen işine bak, biz işimize bakarız' demişler. Bu nasıl işe bakmak? Bu savcının nasıl yüreği sızlamıyor?" diye konuştu. 'BENİM ACIMDAN SİZE NE? DEVLET İŞİNİ YAPSIN' Kaza sonrası ifadelerin alınmamasının ardından emniyete gittiğini dile getiren Muzaffer Akceylan, şu sözlerle duruma tepki gösterdi: "Şu anda bunlar bilgi kirliliği yapıyor, bilgi çalıyor. Artık siyasi adamlarını mı devreye koymuşlar, parayı mı devreye koymuşlar bilmiyorum. Şu anda ortada bizi üzen, mağdur eden olaylar cereyan etmiş. Bu olayın üzerinden 20 gün geçmiş. Cuma günü kendim gittim emniyete. 'Niye gelip ifademi almadınız?' dedim. 'Acınız, taziyeniz vardı' diyorlar. Benim acımdan size ne? Sen devletsin, görevini yapman lazım. Devletin adam kayırma, acı hissetme, acıyı paylaşma gibi bir şeyi mi var? Devlet işini yapsın." 'KAÇ KİŞİNİN ÖLMESİ LAZIMDI?' Kazanın soruşturması için Adalet ve İçişleri Bakanlığına başvurduğunu ifade eden Muzaffer Akceylan, "Ben Adalet Bakanlığına, İçişleri Bakanlığına başvurdum. Savcı olayı çok yavaştan alıyor. Aracı TOKİ'den aşağı bırakmış, direksiyon başında kendisini atmış, kurtarmış. Bu araç seyir halinde giden araca çarpmış. Oradan da alt geçitteki araçların üstüne düşmüş. Oğlum da bu kazada misafir koltuğundaydı. Kendi şeritlerinde seyir halindeydiler. İşin enteresan tarafı da kazadan 1 saat sonra bunlar Mali Sorumluluk Sigortası yaptırıyorlar araca. Burada ne amaçta oldukları belli oluyor" dedi. 'BİZ KENDİMİZİ PARÇALIYORUZ AMA KILINI KIPIRDATAN YOK' Kamyon şoförünün gözaltına alınmasını ve kazanın araştırılmasını talep ettiklerine değinen acılı baba, "Biz kendimizi burada parçalıyoruz ama kılını kıpırdatan yok" diyerek, yetkililere seslendi: "Kamyon şoförünün gözaltına alınması, bu kamyon şirketinin ve yetkililerinin ifadesinin alınması lazım. Benim oğlum olmayabilirdi, başkasının oğlu olabilirdi. Bir siyasinin, bir devlet yetkilisinin oğlu olsaydı bu böyle mi olurdu? Bu olay bütün vicdanları rahatsız etmeli. Bu kazada ne oluyor? Türkiye kamuoyuna mal olan bu kazada hala gözaltı, tutuklama yok. Bu adamın tutuklanması için kaç kişinin ölmesi lazımdı? 2 can öldü bu kazada. Ölümlü olaylarda bu adamı en azından koruma amaçlı gözaltına almaları lazımdı. Diğer ölü sahiplerinin bu adama zarar vermemesi için. Ama ne hikmetse biz kendimizi burada parçalıyoruz ama kılını kıpırdatan yok." Özlem DİKMEN-ÖZEL HABER/GAZETE İPEKYOL KAZA ANI: