Vatandaşa psikolojik destek de verilecek!

Sağlık Bakanlığı koronavirüs salgınına karşı yeni bir Bilim Kurulu’nu hayata geçiriyor. Yeni kurul olayın psikolojik, sosyolojik ve istatistiksel boyutunu değerlendirecek. Yeni kurulun gerekli ve elzem olduğunu belirten Psikolog Abidin Balkan, “Bizim bağışıklık sistemimizi güçlü tutabilmemiz için psikolojik sağlamlığa da ihtiyaç var” dedi.

Vatandaşa psikolojik destek de verilecek!

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Çin’de başlayıp bütün dünyaya yayılan ve şu ana kadar 1 milyonun üzerinde insanın enfekte olmasına ve yaklaşık 65 bin insanın da ölümüne neden olan koronovirüs salgını için alınan tedbirler her geçen gün artıyor. Kısmi sokağa çıkma, şehirlere giriş çıkışların kapatılması ve bireylerin kendini izole etmesini isteyen Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu’nun almış olduğu kararları hükümete tavsiye niteliğinde sunuyor. Hükümet de bu karar doğrultusunda kararlar alıyor. İlk vakanın çıktığı günden itibaren her gün verileri kamuoyuyla paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yeni bir Bilim Kurulu’nu hayata geçireceklerini sosyal medya hesabından duyurdu. Salgının henüz başında olduğumuzu belirten Bakan Koca, “Önümüzdeki günlerde salgını ve tedbirleri çok farklı yönlerden ele alacağımız, Bilim Kurulu’na benzer, niteliği ayrı ikinci bir Bilim Kurulu kurmuş olacağız. Bu kurulda, olayın psikolojik, sosyolojik, istatistiksel… boyutları değerlendirilecek. Yeni yaklaşımlar arayacağız” ifadelerini kullandı. ‘GEREKLİ VE ELZEMDİR’ Yeni oluşturulacak Bilim Kurulu’nun gerekli ve elzem olduğuna vurgu yapan Psikoloji Eğitim Danışmanlığı ve Empati Derneği (PEDED) Psikologu Abidin Balkan, “Gerekli ve elzemdir. Çünkü, salgın hastalığın Türkiye’de görülmesiyle birlikte psikolojik sağlamlıkla ilgili çalışmaların da başlaması gerekiyordu. Şimdi başlaması da önemli ve değerli. Neden önemli ve değerli, çünkü bu salgın hastalıkla birlikte bireyin hayatı da değişti. Artık eve kapanma, sosyal izolasyon dediğimiz kendini karantinaya alma, vaka sayısının artması, ölüm sayısının artması ve ne zaman bitebileceğine ilişkin bir belirsizliğin artmasıyla birlikte insanların stres tepkileri de artmaya başladı. Evet önlem almak önemli ve değerli, fakat panik yapmak tamamen zarar veren bir şey. Biyolojik sağlamlık elbette önemli, ki, bu hastalık için şu söyleniyordu, bağışıklık sistemi güçlü olanlarda virüs olumsuz bir etki bırakmaz, yani ölümle sonuçlanmaz. Ama bağışıklık sistemi iyi olmayan bireylerde ölümle sonuçlandığı söylenmişti. 65 yaş ve üstü bireylerle ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde bu virüs etkili denmişti. Bağışıklık sisteminin güçlü olması sadece biyolojik sağlıkla yeterli değil. İşte bu hastalığın ortaya çıkardığı belirsizlik, korku, kaygı, ümitsizlik, panik, çaresizlik gibi faktörler psikolojik sağlığı bozmaya başladı. Psikolojik sağlık, biyolojik sağlığı da olumsuz etkiler. Bunlar psiko-somatik hastalık dediğimiz hastalıkları ortaya çıkarır. Bunlar panik atak, obsesif kompülsif bozukluk, anksiyete, sosyal fobi, ilerleyen sürelerde depresyon. Bu nedenle biyolojik ve psikolojik sağlıklı olma hali bizim bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Bizim bağışıklık sistemimizi güçlü tutabilmemiz için psikolojik sağlamlığa da ihtiyaç var. İşte bunun için baştan yapılması gerekirdi. Bugün Türkiye’de Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (PDR) var. Psikoterapi yapan elamanları bir katkı sağlamaya çalışıyor. Psikolojik sorunları olan insanlara bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bu nedenle baştan yapılması gerekirdi. Ama bunun şimdi yapılıyor olması da önemli ve değerlidir” dedi. KURUL NE YAPABİLİR? Yeni oluşturulacak kurulun neler yapması gerektiğini belirten Balkan, “Özellikle sosyal destek oluşturmak, şu an için sadece sosyal medya üzerinden, ulusal ya da yerel televizyonlar üzerinden gerçekleştirilmeli ki, insanların dışarı çıkmaması gerekiyor. Bununla ilgili salgın süresi içerisinde psikolojik sağlamlığımızı nasıl sağlarız, psikolojik destek nasıl sağlanmalı gibi etkinliklerin düzenli yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. ‘İŞ VE OKUL EVE TAŞINDI’ Evde karantinada kalan bireylere de tavsiyelerde bulunan Balkan, salgınla birlikte bireylerin rutin hayatının da değiştiğini kaydetti. Balkan, “Ev içerisine döndüğümüzde evet insanların bir işi vardı. Sokakta sürekli bir temas halindeydiler, çalışan da çalışmayan da, yaşlı da genci de. Fakat şimdi bu sosyal izolasyon nedeniyle herkes eve kapandı. Eve kapandığı ve rutin değiştiği için de evin içinde de tabiri caizse bir bocalama başladı. Örneğin okullar kapandı ve çocuklar şu anda evde. Evde kalan çocuklar TRT’de EBA üzerinden dersleri yapmaya çalışıyor. Yani okul eve taşındı. Eve kapanmaların avantajları var. Birileri eşlerini, çocuklarını fark etti. Onlarla daha fazla zaman geçirmeye başladı. Aktiviteler evde yapılmaya başlandı. Sohbet etmeye başladılar. Birbirlerini fark etmenin yanı sıra dezavantajları da var. İşini eve taşıyan bireyler. Okulu eve taşıyan öğrenciler. Çalışmayan kadın evde günün belli saatlerinde kendisiyle baş başa kalıyordu. O yaşam alanlarında artık eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşıyorlar. Salgınla ilgili olumsuz haberlerin bireylerde ortaya çıkardığı bu kaygı, yakınlarındaki bireylere de yansıtmaya başladı. Bu da sosyal çatışmaları ortaya çıkarmaya başladı” diye konuştu. PSİKOLOJİK SAĞLIĞIMIZI NASIL KORUMALIYIZ? Olumsuz haberlerin ve bilgi kirliliğinin sayıca fazla olduğuna dikkat çeken Balkan bireyin psikolojik sağlığını koruması için de şu tavsiyelerde bulundu: “Öncelikle doğru bilgiyi almak önemlidir. Özellikle sosyal medyayı olabildiğince azaltmak gerekir. Çünkü sosyal medyada öyle olumsuz haberler var ki, öyle korku ve kaygı içeren ve gerçeklikten uzak görüntüler var ki… Bu nedenle bir veya iki tane güvenilir kaynak bulup günün belli saatlerinde onları takip etmek önemlidir. Bunun yanında günü planlamak önemlidir. Sabah, öğle ve akşam neler yapılacak. Bunları düzenlemek lazım. Diyelim ki, home office çalışan biri günün hangi saatinde yaşadığı evin hangi mekanında çalışma kimliğini ortaya koyacak. Bunu düzenleyecek. Örneğin çocuğun okula gittiği saatler var. O saatlerde çocuklar okuldaymış gibi, çünkü veliler aynı zamanda çocukların öğretmenleri de olmaya başladı. Çünkü takip, kontrol veliler üzerinde gerçekleştirilecek. Birlikte geçirecekleri bir plan yapmaları önemli. Bunun yanında hobiler önemli. Yapacakları etkinlikler kimlikler birbirine geçmeden ne yaptıkları önemli. Bireyler ne yaptıklarını bildikleri oranda kendilerin güvende hissederler ve olumsuz durumun üstesinden gelirler.” ‘SOSYAL MESAFE YAŞLILARI KORUMAK İÇİNDİR’ Salgınla ilgili vakalar ortaya çıktığında 65 yaş ve üstü insanlarla ilgili gelen olumsuz haberler nedeniyle birçok yaşlı dışlanmış ve adete salgının kaynağıymış gibi gösterilmişti. Bu yanlış kanaatin de doğru ve şeffaf bilgi eksikliğinden kaynaklandığını dile getiren Balkan, sözlerini şöyle tamamladı: “Onların dışarı çıkmaması gerektiği, bu haberin özünde şu yatıyor: 65 yaş ve üstü bireylerin ki, Sağlık Bakanı bunu 50’ye çekti, bir de 20 yaş altı dedi. Yaşlılarla ilgili haberin özünde yaşlıların bağışıklık sistemi zayıf olduğu için ölüm oranları daha çok fazla. Onları korumak amaçlı bir haberdi bu. İşte doğru bilgi, açık şeffaf bilgi olmadığı için sanki hastalığı yayan bireylermiş gibi algılamaya ve davranışlar da değişmeye başladı. Bu hastalık bağışıklık sistemi zayıf olan, yaşlı, genç fark etmiyor ve ne yazık ki, kronik hastalığı olanları olumsuz etkiliyor. Yapacağımız şey ev içerisinde de olsak sosyal mesafeyi korumak önemli ve değerlidir. Çünkü kimin taşıyıcı olduğu bilinmiyor. Testler sadece bu hastalık şüphesi olanlara uygulanıyor. Evde çocuğunuza sarılabilirsiniz, anne veya babanızın elini öpebilirsiniz ama dışarıyla temas ettiğinizde taşıyıcı olup olmadığınızı bilmiyorsunuz. Ev içinde sosyal mesafeyi korumak yaşlılara olumsuz bir davranış değil onları korumak amaçlıdır. Yine onlara saygıyı ve sevgiyi eksik etmemek gerekir. Onlara sorarsanız onlar da şu kaygıyı taşıyor. Onların kaygısı hastalığı çocuklarına yayacakları korkusudur.” Hüseyin ÖZKAN-İPEKYOL
Vatandaşa psikolojik destek de verilecek!

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.