ZALİM ÇİN’E KİM DUR DİYECEK?

İslam coğrafyasında huzurlu bir yer biliyor muyuz? Maalesef… Müslümanların yaşadığı tüm coğrafyalarda feryatlar, zulümler, ölümler bitmek bilmiyor. İş...

ZALİM ÇİN’E KİM DUR DİYECEK?

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
İslam coğrafyasında huzurlu bir yer biliyor muyuz? Maalesef… Müslümanların yaşadığı tüm coğrafyalarda feryatlar, zulümler, ölümler bitmek bilmiyor. İşte bu bölgelerden biri de Doğu Türkistan. Doğu Türkistan’da müslüman Uygurlar Komünist Çin’in zulümleri altında 70 yıldır inliyor. İslam düşmanı komünist Çin asimilasyon, hapis, işkence, ölüm ve çeşitli zulümler ile sistematik olarak Uygur halkına zulmediyor. Son zamanlarda müslüman Uygur halkına uyguladığı insanlık dışı zulümleri katlanarak artıyor. 40 milyon nüfuslu Doğu Türkistan bölgesi adeta açık hava cezaevi konumunda bugün. Hiçbir müslüman Uygur sokakta hatta evinde dahi güvende değil. Erkeklerin sakal bırakmaları, bayanların uzun kıyafet giymeleri kısıtlanıyor. Düğünlerde müslüman Uygurlar alkol kullanmaları için zorlanıyor. “Aşırıcı” olmadıklarını ispatlamak için alkol içiriliyor. Camiye gidenler fişleniyor, kayda alınıyor. Camilere komünist partiye bağlılık bildiren afişler asılıyor. Zalim Çin, Kaşgar’daki İslami mimarileri yıkmaya devam ederek İslam’ın izlerini silmeye çalışıyor. Han Çinlilerini bölgeye kaydırıp demoğrafiyi değiştirmeye çalışıyor. Terörle mücadele, aşırılıkla mücadele adı altında müslümanları tutukluyor ve kamplara götürüyor. Komünist zalim Çine göre İslam inancı tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Kalın duvarlarla örülü, dikenli tellerle kaplı, her tarafı güvenlik kameralarıyla donatılmış Çinin adeta işkence hapishaneleri olan toplama kamplarına götürülüyorlar. Bugün 5 milyon Uygurlu müslüman bu kamplarda fiziksel ve psikolojik işkence görmektedir. Kamptan kurtulan müslüman Uygurların anlattıkları detaylar daha da korkutucu. Bu da yetmiyor geride kalan ailelerinin evlerine birer Çinli memurlar yerleştirerek mahremiyeti ayaklar altına alıyor. Çinli komünist memurlar ile yiyip içmek, oturup kalkmak, yatıp uyanmak zorunda kalıyorlar. Tam bir Çin İşkencesi! Bir an kendimizi bu kardeşlerimizin yerine koyalım ve düşünelim. Düşünmesi bile insanın ne kadar zoruna gidiyor değil mi? Peki, dünyanın gözü önünde bu zulümleri yapan zalim Çine kim dur diyecek? Birleşmiş Milletler mi? İslam beldelerindeki yöneticiler mi? Daha dün Bosnalı Müslümanları Sırp kasaplarına teslim eden Birleşmiş Milletleri değil midir? Binlerce Boşnak kardeşimizin Sırplar tarafından topluca katledilmesine göz yuman hatta ön ayak olan Birleşmiş Milletleri değil midir? İslam beldelerini tarumar eden Amerika’nın oyuncağı olan, Amerika’nın çıkarları doğrultusunda kararlar alan Birleşmiş Milletleri değil midir? Dolayısıyla Doğu Türkistanlı Müslümanların kaderini Birleşmiş Milletlere teslim etmek, orada çözüm aramak, Doğu Türkistanlı Müslüman kardeşlerimizi celladına teslim etmektir, göz göre göre ateşe atmak demektir. Doğu Türkistan meselesinden Çin ile birlikte olduğunu söyleyen Pakistan mı? Çin’in ulusal egemenlik, güvenlik ve istikrarını koruma çabalarını destekliyoruz. Çin’in iç işlerine müdahale edilmesine karşıyız” diyen Suudi Arabistan mı? Ülkesine sığınan 6 bin Müslüman Uyguru Çin’e iade eden, müslüman Uygurları sorgulaması için Çin’e izin veren Mısır mı? Yoksa “Türkiye aşırılığa kesin bir şekilde karşıdır ve Çin ile karşılıklı siyasi güveni ve güvenlik işbirliğini güçlendirmeyi arzu etmektedir" ve “Çin’in egemenliği, toprak bütünlüğü bizim için çok önemli” diyen Türkiye yöneticileri mi? Türkiye, aksine Doğu Türkistan’daki Çin zulmüne karşı geçen aylara kadar da sessizliğini koruyup üstünü örtme girişimlerinde bulundu. Ta ki işkence kampları afişe olana kadar. Özel de Türkiye’nin genelde diğer İslami beldelerdeki yöneticilerin bu tutumunun sebebi Çin ile olan ticari ilişkiler, kredi akışı ve Çinli şirketlerle olan anlaşmalardır. Çinin ekonomisinden faydalanmak adına, ticari çıkar ve siyasi menfaatleri uğruna bu zulme karşı suskunluklarını koruyorlar. Allah’tan korkmuyorlar! Müslüman Uygurların dertleriyle dertlenmiyorlar! Peki, biz de bu yöneticiler gibi sessiz mi kalacağız? Hayır, biz de sessiz kalmayacağız. Müslüman Uygurlar için ve tüm İslami beldelerdeki mazlum müslümanlar için sesimizi çıkaracağız. Onların çağrılarına koşmayan yöneticileri muhasebe edeceğiz! Öfkemiz sadece komünist Çine karşı olmayacak, mazlum müslüman Uygurların çağrılarına koşmayan yöneticilere de olacak! Ve biliyoruz ki zalim Çine dur diyecek olan, müslüman Uygurların yanında yer alacak olan ancak Allah’tan hakkıyla korkan yöneticiler olacaktır. Allah’ın Şeriatıyla hükmeden, insana insan olduğu için kıymet veren, ticari çıkar ve siyasi menfaatlere aldırmayan Raşid bir Halife ancak müslüman Uyguların ve mazlum müslümanların çağrılarına koşacaktır. Tıpkı Hz Ebubekir gibi, Mutasım gibi, Kanuni gibi, Abdülhamit Han gibi… O halde müslümanlar buna odaklansınlar, güçlerini bu noktada birleştirsinler ve bunun için çalışsınlar.
ZALİM ÇİN’E KİM DUR DİYECEK?

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.