İzmir'den Şanlıurfa'ya uzanan tespih serüveni... Yurt dışına da gönderiyor!

Adeta bir tespih sevdalısı olan babasının vefatının ardından tespihe olan ilgisi artan Cansu Dusak, evlenerek geldiği Şanlıurfa'da geçimini tespih ile sağlıyor. Attığı adım ile Şanlıurfa'nın tek kadın tespihçisi unvanını da alan Dusak, yaşadığı tüm zorluklara rağmen ise pes etmiyor. "Taşlanıyorum ama yoluma devam ediyorum" diyen Dusak, canlı yayın ile satışını yaptığı tespihleri Almanya, Hollanda başta olmak üzere birçok ülkeye de gönderiyor. Kadınlara örnek olmak istediğini söyleyen Dusak, şu sözlerle tavsiyelerde bulunuyor: Canınız yanacak, moraliniz bozulacak, sinirleriniz yıpranacak ama pes etmeyin!

İzmir'den Şanlıurfa'ya uzanan tespih serüveni... Yurt dışına da gönderiyor!

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Şanlıurfa'da kadınlar kendi ayakları üzerine durmaya devam ediyor. Ülkemizde iş hayatındaki erkek egemenliği artık birçok sektörde kırılıyor. Kadınlar artık hayatın her köşesinde ve her mesleği varlıklarıyla güzelleştirmeye devam ediyor. Bunun bir örneği daha Şanlıurfa'da yaşanıyor. ŞANLIURFA'NIN İLK KADIN TESPİHÇİSİ Şanlıurfa'nın ilk kadın davulcusu, ilk kadın pompacısı ve el emeği ürünlerle ev geçindiren kadınların yanı sıra bunların bir örneği de tespih sektöründe yaşanıyor. İzmir'den Şanlıurfa'ya gelen 38 yaşındaki Cansu Dusak, Şanlıurfa'nın ilk kadın tespihçisi olarak, sektörde "Ben de varım" diyor. ZORLUKLARA RAĞMEN PES ETMEDİ! Dusak'ın hikayesi 15 yıl önce evlenmesiyle başlıyor. Evlendikten sonra Şanlıurfa'ya yerleşen Dusak, şimdilerde ise hem 3 çocuğunu büyütüyor hem de kendi ayakları üzerinde duruyor. Yıllar geçmesiyle Şanlıurfa'dan kopamadığını kaydeden Dusak, zamanla tespih işine giriyor. Ustalar ile çalışan ve işin inceliklerini öğrenen Dusak, yaşadığı tüm zorluklara rağmen pes etmiyor ve 7 yıldır da kendi ayakları üzerinde duruyor. DUSAK: İNTERNETTEN BAŞLADIM, KÜÇÜK BİR TEZGAH YAPTIM Yaklaşık 7 yıldır sektörün 'Hanımağa'sı olarak varlığını sürdüren Dusak, tespih serüvenini şu sözlerle anlatıyor: "Detaylarına inersek ne kitaplar ne zaman ne ömür denir ya. 1 yıl evimde internet üzerinden başladım. Kendime küçük bir tezgah yaptım. Tabi bunun öncesi var. Bayağı sektörde görev aldım. Ondan sonra dedim ki kendi işimi kendim yapmalıyım. Dediğim gibi her şeyin bir eğitimi var. Bu işinde bir eğitimi var muhakkak. Ustalarımdan öğrendiğim kadarıyla. Güven olmadan hiçbir şey olmaz. Ustalarımızın büyüklerimizin ve gerçekten içinizde varsa bu işin üstesinden gelebilirsiniz." 'USTALARIMDAN ÖĞRENDİM VE BU YOLA ÇIKTIM' Ustalarından öğrendikleriyle bu yola tek başına çıkmaya karar verdiğini kaydeden Dusak, Şanlıurfa'da ilk kadın tespihçi olarak da takdirleri topluyor. Attığı adım sonrası gördüğü destek ile emin adımlarla ilerlediğini söyleyen Dusak, "Hanımağa ismini bulduk. Bu ismi kendimize işimize layık gördük. Tabi ki kardeşlerimizde destekledi bizi. Güven verdik. 1 tane sattık 2 oldu, 2 sattık 3 oldu, öyle başladık. Bir yılın sonunda çok sevdiğimiz bir ustamız, yaşı küçük olabilirdi o dönemlerde ama yüreği büyük bir ustamızdı. Kendisiyle bir ortaklık yaptık. Bir yıl boyunca bir ortaklık yaptıktan sonra ayrıldık" ifadelerini kullandı. '1 SATTIK, 2 SATTIK, 3 SATTIK... VE GERİSİ GELDİ' Yaklaşık 1 yıl boyunca başka bir tespihçiyle yaptığı ortaklık sonrası yola yeniden yalnız devam eden Dusak, o günlerde tökezlemesine rağmen pes etmediğini aktardı. Talebin artmasıyla 1,2,3 diyerek satışa başladıklarını belirten Dusak, "Sonra tekrar tek başıma tekrardan bir tökezleme, tekrardan bir kalkınma ve sonra dükkanımızı açtık. 1 tespihle başladık. Çünkü her düşüşün bir kalkışı var. Pes etmemek lazım, pes etmedik. Durmak yok yola devam dedik. Tespihe 1 ile başladık 2-3 derken devam ettik. Şükürler olsun 7 yıl oldu." diye konuştu. 'ÇOK ZOR AMA SABIR GEREKTİRİYOR' Şanlıurfa'da kadın olarak tespih işiyle uğraşmanın zorlukları olduğuna da değinen Dusak, her şeyden önce amaçlarının 'insan' kazanmak olduğunu belirtti. Dusak, konuşmasına şöyle devam etti: "Tespihçi Hanımağa malla, mülkle, parayla değil hani böyle altınlar, arabalar, yatlar, katlar evler tarlalar değil aslında. Hanımağa ailesi, benim haftanın 4 günü canlı yayınım var. Biz burada satıştan çok, para kazanmaktan çok insan kazanmayı amaçlıyoruz. Amacımız aile edinmek. Çünkü bu dönem öyle bir dönem, benden daha iyi bilir esnaf kardeşlerim, çalışan kardeşlerim ve hanımefendiler beyefendiler. Çok zor. İnanılmaz zor. Para kazanmak da zor, insanları memnun etmek de zor. Ama sabır gerektiriyor. Eyyüp Peygamber Sabrı." BABASININ TESPİH SEVDASI ÖNCÜ OLDU Tespih işine girmesinde babasının da etkisini vurgulayan Dusak, 22 yıl önce hayata gözlerini yuman babasının tam bir tespih sevdalısı olduğunu ifade etti. Babasının tespih sevgisiyle büyüdüğünü kaydeden Dusak, bu yola adım atmasında en önemli etken olarak da babasını gösterdi. Dusak, "Babam 22 senedir rahmetli oldu. Babam olsaydı daha başka olurdu. Babam çok severdi tespihi. Oradan da esinleniyor tabi çünkü babamın bir tespih aşıklığı vardı. Ben mesela bir tespih aldığım zaman babam için alıyorum, babam için yapıyorum. Bu keyif işi, bu maneviyat" dedi. 'BİRÇOK ANI DA BİRİKTİRİYORUM' DEDİ VE ANLATTI Tespih sektöründe her gün farklı hikaye, hayat, zorluklarla karşılaştığını söyleyen Dusak, o anlılarında birini de şöyle anlattı: "Ceza evinden çıkmış evine gidemeyecek, otobüs parası olmayan bir kardeşim geldi. O kadar kalender bir çocuk ki, abla dedi ‘ben evime gideceğim bunu satmak istiyorum’ dedi. Normalde ben dışarıdan tespih almam, tespih de paramparça olmuş. Ben o tespihi aldım ve hala o saklıyorum. Daha sonra eşiyle, çocuğuyla ziyaretlerime geldi." 'TAŞLANIYORUZ AMA DEVAM EDİYORUZ' Kimi zaman "Sattığınız tespihler plastik" eleştirilerine de maruz kaldığını ifade eden Dusak, her şeye rağmen emek vermeye devam ettiğini kaydetti. Dusak, "Tespihçilik bir erkek işi değil adam işi, yürek işi bana göre. Çünkü zorlukları da var bu işin. Zorlukları çok. Taşlanıyorum ama ne yapıyoruz? Nasıl taşlanıyoruz? Tabi ki, 'İşte plastik satıyorsunuz' diyorlar. Tabi var. 5 TL’ye de tespih var, 10 TL’ye de var, bin liraya da var 2 bin liraya da var. Kademe kademe değişiyor. Ben kendimi geliştirdim. Ben bunun okulunu okumadım. Seviyorsan ip takmayı öğrenirsin, püskül yapmayı öğrenirsin, tornanın başına geçersin. Emek olmadan ekmek olmaz" şeklinde konuştu. 'KARŞILARINDA KADIN GÖRÜNCE ŞAŞIRIYORLAR' Tespihçi Hanımağa dükkanına giden birçok müşterinin karşısında bir kadın görünce şaşırdığına değinen Dusak, müşterilerin şaşkınlığına şu sözlerle yer verdi: "Gelen müşteriler Şaşırıyorlar. 'Ne alaka, Hanımağa kim?' diyorlar. Hanımağa’yı daha bir heybetli bekliyorlar. 'Benim' diyorum. 'Abla sen tespihten anlıyor musun gerçekten?' diyorlar. 'Anladığım kadarıyla' diyorum. Çok şaşıran var, eşlerini getiren var." 'BAĞA, KATELİN, DAMLA...' Aldığı ve satışını yaptığı tespihleri detaylı incelediğini aktaran Dusak, kendisine ait olmayan tespihlere de fiyat vermediğinin altını çizdi. Tespihin plastik çıkma ihtimalini de göz önünde bulundurduğunu söyleyen Dusak, tespih modellerini de sıraladı: "Benim olmayan tespihe fiyat vermiyorum. Çünkü tespih öyle bir şey ki, bir insanı birbirine de düşürebilir. Orijinal aldım deyip, plastik de çıkabilir. O plastiğin de bir değeri olur onu da söylüyorum. Urfa’da bağa deniliyor, kate deniliyor. Katelin-Bağa tespihinin yapıldığı ürünler katelindir. Iskarta diye de geçiyor. Ağaç grubu da var. Portakal ağacımız var, andız ağacımız var, hurma ağacı var. Yok, kelimesi yok bizde. Orijinal damla kehribar, eski Osmanlı desenlerimiz var. Damla şifa kaynağıdır. Ağabeylerimin çoğu damlacıdır." 'HER FİYATA TESPİH BULMAK MÜMKÜN' Tespihlerin 5 TL'ye de 5 bin TL'ye de bulunabileceğini belirten Dusak, "Artık bunun fiyatını bilen biliyor. Dolar bazında geliyor, dolar bazında vermek zorundayız. Değişiyor fiyatlar, tek parça kaya tespihinin fiyatı 5 binin üzerinde. Bu 3 binin üzerinde Osmanlı. Babama ayırdım dediğim tespih; 7 binin üstünde. Fiyatlar değişiyor" diye konuştu. 'ALMANYA, HOLLANDA... YURT DIŞINA DA SATIYORUZ' Şanlıurfa'nın, Türkiye'nin dört bir tarafının yanı sıra yurt dışına da canlı yayın ile satış yaptıklarını ifade eden Dusak, "Yurt dışına var satışlarımız. Şuan bir kargomuz Almanya’ya hazırlanıyor. Ondan önce Hollanda’ya gönderdik. Geçen hafta Hollanda’dan ailemiz geldi, Urfa’ya bizleri ziyarete geldiler" şeklinde konuştu. KADINLARA SESLENDİ: PES ETMEK YOK, YOLA DEVAM! Tespihin her şeyden önce bir maneviyat işi olduğunu dile getiren Dusak, her şeyden önce iş disiplini ve saygının olmadı gerektiğini vurguladı. Şanlıurfa'da attığı adımın birçok kadına örnek olmasını istediğini belirten Dusak, şu sözleriyle de kadınlara seslendi: "Kendimize yapılmasını istemediğimiz hiçbir şeyi karşı tarafa yapmıyoruz. İçimize sinmeyen hiçbir şeyi karşı tarafa sunmuyoruz. Dürüst oluyoruz. İşimize yalan katmıyoruz. İşimizle evimizi, çocuklarımızı, arkadaşlıklarımızı, parayı ve işi, dostluğu karıştırmıyoruz. Disiplin şart. Dürüstlük şart. Para öncelik olmamalı ikinci plan olmalı. Para kazanmak istersek her türlü kazanırız ama dostluğu kaybederiz. Önce dost kazanacağız ondan sonra para kazanacağız. Canınız yanacak, moraliniz bozulacak, sinirleriniz yıpranacak ama pes etmeyin. Dediğim gibi Tespihçi Hanımağa yaptıysa bence bütün kadınlar yapar. Pes etmek yok, yola devam." Özlem DİKMEN-ÖZEL HABER/GAZETE İPEKYOL Kamera: Esma ALBAYRAK
İzmir'den Şanlıurfa'ya uzanan tespih serüveni... Yurt dışına da gönderiyor!

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.