Onun en büyük hayali Galatasaray'ı tribünden izlemek

Şanlıurfa'da 8 yıl önce tedavi gördüğü hastanede HIV'li kan verilen ve o tarihten bu yana tedavi gören 10 yaşındaki Y.Ç, taraftarı olduğu Galatasaray'...

Onun en büyük hayali Galatasaray'ı tribünden izlemek

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Şanlıurfa'da 8 yıl önce tedavi gördüğü hastanede HIV'li kan verilen ve o tarihten bu yana tedavi gören 10 yaşındaki Y.Ç, taraftarı olduğu Galatasaray'ın maçını tribünden izlemek istiyor Şanlıurfa'da, tedavi gördüğü hastanede HIV'li kan verilen ve bu nedenle 8 yıldır zor günler geçiren 10 yaşındaki Y.Ç'nin en büyük hayali, taraftarı olduğu Galatasaray'ın maçını tribünden izlemek. Henüz 1,5 yaşındayken, 2008 yılında üzerine çaydanlık devrilen ve vücudunun sol bölümünde yanıklar oluşan, bu nedenle hastanede tedavi gördüğü sırada verilen kanda HIV virüsü tespit edilen Y.Ç'nin ailesi, tüm olumsuzluklara rağmen çocuklarının sağlığına kavuşacağına inanıyor. Bir süredir yapılan tahlillerin olumlu çıkmaya başlamasıyla umutlanan acılı aile, doktorlardan gelecek mucize haberi bekliyor. Evlerinin yakınında bulunan okulda 5. sınıfa giden, arkadaşları ve 9 kardeşiyle oynayarak vakit geçiren Y.Ç, pek çok akranı gibi futbola ilgi duyuyor. Y.Ç, yaptığı açıklamada, Galatasaraylı olduğunu ve adeta sarı-kırmızı renklerle yatıp kalktığını söyledi. Büyüyünce doktor olmak istediğini belirten Y.Ç, "Futbol oynamayı çok seviyorum, Galatasaraylıyım, televizyondan maç özetlerini izliyorum ve bir gün tribünden takımımı izlemek istiyorum. Bunu düşününce bile heyecanlanıyorum. Özellikle kaptan Selçuk İnan'ı çok beğeniyorum. İnşallah bu hayalim bir gün gerçek olur. Buna inanıyorum çünkü rüyalarıma giriyor." dedi. ‘GELİŞİMİ NORMAL, UMUTLUYUZ’ Baba Mehmet Ç. ise tedavisi devam eden oğlunun sağlık durumunun iyi olduğunu söyledi. Oğullarına HIV'li kan verildikten sonra büyük sıkıntılar yaşadıklarını ve bu nedenle çevreden de olumsuz tepkiler aldıklarını belirten Baba, yaşadıkları sıkıntılı günleri şöyle anlattı: "Buradaki işlemlerin ardından bizi Adana'ya yönlendirdiler. Adana'ya gittik, tahlil yaptılar ve doktor bize 'çocuk AIDS, nereden kan verdiniz, kim verdi?' dediler. Orada şok olduk. Doktorlar, olayın anlaşılması için ailemin tamamını getirmemi istedi. Tabi benim de maddi durumum iyi değildi, araba yoktu, ama doktor 'mutlaka herkesin gelmesi gerekiyor, hastalığın size bulaşıp bulaşmadığını öğrenmemiz gerekiyor' deyince, zor koşullarda ailemle tahlil yaptırdık. Sonuçta herkesin tahlili temiz çıktı. Sadece oğlumun olumsuz çıktı. Bunun üzerine Şanlıurfa'daki hastaneye geldik. Doktorları sonucu görünce panikledi. Sonra Sağlık Müdürlüğü ekipleri bizi Ankara'ya götürdü. Tahliller yaptılar. Bir hafta kaldık o günden itibaren sürekli Ankara'ya gidip geliyoruz. Şu an sağlık durumu tahlillere göre çok iyi görünüyor. Kontroller devam ediyor. Allah'a şükür bir sıkıntı görünmüyor. Herhangi bir şikayeti yok, gelişimi normal. Kilo alıyor, boyu uzuyor. Bunun için umutluyuz." Mehmet Ç, olayın ardından ilgililer hakkında açtıkları davadan 1 milyon 393 bin lira tazminat kazandıklarını, parayla oğluna kentte iki ev ve araba aldığını aktardı. AİLESİ HER ŞEYİ YAPMAYA HAZIR Geriye kalan parayı oğlunun geleceği için harcayacağını kaydeden Mehmet Ç, "Geçen yıl hacca gitmek için yazıldık ama o ve annesinin ismi çıkmadı. Ben gittim. Kutsal topraklarda onun için dua ettim. Allah'tan umut kesilmez. Belki bu hastalığın da tedavisi olur. Çünkü artık teknoloji gelişiyor. Olası bir durumda elimdeki tüm parayı ve daha fazlasını harcamaya hazırım." dedi. Hastalık ortaya çıkınca bazı tanıdıklarının kendisinden rahatsızlık duymaya başladığını ve bunun üzerine taşınmak zorunda kaldıklarını aktaran Mehmet Ç, dönemin valisi AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç'in kendilerine şimdi oturdukları evi yaptırdığını hatırlattı. Mehmet Ç, şöyle devam etti: "Millet parayı aldığımızı duyunca, 'bu çocuk sağlıklı' demeye başladı. İnsanları anlayamıyorum. Biz Allah'a tevekkül ettik, dua ediyoruz. İnşallah bir şey olmaz ama ne olacağını da bilmiyoruz, bekliyoruz. Kullandığımız ilaç sadece hastalığın ilerlemesini engelliyor. Hastalığı ortaya çıkınca, 'Hastalık bulaşıcı, yaklaşmayın. Tabağı, çatalı ayrı olsun, kıyafetleri ayrı yıkansın.' dediler. Zaten çocuk 2 yaşında değildi. Nasıl bunu ayrı tutacaktık? Zaten biz dinlemedik, aynı yemeği yedik, aynı tabağı kullandık, Allah'a şükür bir sıkıntı olmadı. Allah kimseye bu hastalığı yaşatmasın. 10 çocuğum var. Oğluma bu durumda olduğunu hissettirmemeye çalışıyorum. Hepsiyle aynı şekilde ilgileniyorum." OLAY Şanlıurfa'da kırsal bir mahallede inşaat işçiliği yapan Mehmet Ç'nin oğlu Y.Ç'nin üzerine 2008'de çaydanlık devrilmesi sonucu vücudunun sol bölümünde yanıklar oluşmuş, tedavi gördüğü hastanede kendisine verilen kanda HIV virüsü tespit edilen çocuk, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde bir süre tedavi gördükten sonra taburcu edilmişti. Y.Ç'ye HIV'li kan verilmesine neden olduğu iddia edilen hemşire A.B'ye Şanlıurfa 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 5 aylık hapis cezası para cezasına çevrilmişti. Çocuğun ailesinin Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinde, "İdarenin ağır hizmet kusuru bulunduğu" gerekçesiyle açtığı maddi ve manevi tazminat davası geçen yıl sonuçlanırken, mahkeme maddi tazminat yönünden davalı idarenin ağır hizmet kusuru nedeniyle yaşam hakkı ve kişisel bütünlüğü zarar gören aileye, Sağlık Bakanlığının 1 milyon 393 bin lira tazminat ödemesine hükmetmişti. Yol ve tedavi masrafları karşılanan Y.Ç'nin tedavilerine Ankara'da devam ediliyor. (AA)
Onun en büyük hayali Galatasaray'ı tribünden izlemek

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.