"15 Eylül'de İran, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) dokuzuncu tam üyesi olmak üzere bir anlaşma imzaladı.
Ertesi gün, 16 Eylül, İran'ın birçok şehrinde protestolar patlak verdi ve hızla yozlaşarak ayaklanmalara dönüştü.
ABD, İran, Rusya ve Çin'e karşı aşırı baskı uyguluyor çünkü bu üç ülke Anglo-Siyonist İmparatorluğun gezegen hapishanesinden toplu bir kaçış girişimine öncülük ediyor.
Anglo-Siyonist İmparatorluğun en ilkeli, korkusuz ve tutarlı rakibi olan İran, kesintisiz histerik medya propagandasıyla tamamlanan, yoğunlaştırılmış bir rejim değişikliği girişimiyle vuruluyor.
Başörtüsü karşıtı propagandanın aksine, İran'ın Rusya'ya insansız hava araçları sattığına dair hikayeler büyük ölçüde doğru olabilir, çünkü İran ve Rusya, Washington'un tüm gezegene herkese uyan tek bir neoliberal imparatorluk dayatma girişimine karşı mücadelede Çin'le birlikte müttefiklerdir. Gerçekten de, İran'ın Rusya'ya verdiği destek, muhtemelen CIA'in başörtüsü karşıtı propaganda saldırısını ve daha büyük rejim değişikliği çabalarını başlatmaya karar vermesinin ana nedenlerinden biriydi.
Mehsa Emini örneğinde, İrşad salonu videosu onu görünüşte mükemmel bir sağlık içinde gösteriyor, İrşad salonuna giriyor, oturuyor, bir süre orada kalıyor, sonra ayağa kalkıp salonunun başka bir yerine yürüyor, burada bir kadın subay ile sözlü bir tartışma var gibi görünüyor. Amini daha sonra kalp krizi veya felç geçiriyormuş gibi aniden çöküyor.
(CIA'nın, anında veya gecikmeli olarak, belirgin kalp krizi ile ani ölüme neden olma yeteneğine sahip olduğunu unutmayın.)
CIA tarafından üretilen İran karşıtı histeri dalgasını anlamak isteyen herkes, Adam Curtis'in modern propaganda tekniklerinin mucidi Edward Bernays hakkındaki belgesel filmi The Century of the Self'i izlemeli. Bernays Amerikalı kadınları tek başına sigara kullanmaları için ikna etti ve bu yürüyüşte bir kadın kiralık çetenin ahenk içinde sigaraları yakması için ödeme yapıldı. Haber filmi görüntüleri bir gecede Amerikan kültürünü değiştirdi ve tütün endüstrisinin pazarını ve kârlarını ikiye katladı.
'Özgürlük Meşaleleri' protestosu sahte bir isyan eylemiydi. Gerçekte bu, görünmeyen otoriteye, yani tütün ve zihin kontrol endüstrilerine akılsızca bir itaatin sergilenmesiydi. Diğer Bernays PR dublörleri gibi, 'Özgürlük Meşaleleri' kurbanlarını duygusal olarak çağrıştıran görüntülerle kitlesel olarak manipüle etti. Görüntünün merkezinde, izleyicinin özdeşleşmeye davet edildiği “güç ve özgürlük arayan çekici genç kadınlar” vardı.
Haber filmi izleyicileri, sigara yakma “protestosunu” sahneleyen kadınların hiç de özgürlük arayanlar olmadığını, erkek efendilerinin emrettiğini akılsızca yapan bir tiyatro oyununda kuklalar olarak kiralandıklarını fark etmediler. Net sonucun milyonlarca kadının akciğer kanseri, kalp hastalığı ve tütünle ilgili diğer hastalıklardan korkunç bir şekilde ölmesi olacağının da farkında değillerdi.
CIA'nın İran karşıtı propagandası da aynı şekilde manipülatif karakterli adamlar tarafından uyduruluyor, senaryolaştırılıyor ve sahneleniyor ve kitlesel ölçekte ölüm, yıkım ve ıstırabı kışkırtmayı amaçlıyor. 'Özgürlük Meşaleleri' gibi, İran karşıtı halkla ilişkiler kampanyası da “özgürlük arayan çekici genç kadınların” ikonik, duygusal olarak çağrıştıran görüntülerini icat etti ve kitlesel olarak dağıttı.
Emini'nin İran'ın ŞİÖ'ye katılmasından bir gün sonra aniden ölümü tesadüf değildir.
Bugünün CIA propaganda makinesi, Mockingbird Operasyonu'nun ana akım medya üzerindeki kontrolünün ve sosyal medyadaki milyonlarca otomatik "sahte insan" hesabının bir kombinasyonunu kullanarak rutin olarak sahte taban (astroturf- yani tabanı olmadığı halde tabanı varmış gibi) kampanyaları yaratıyor.
İlk olarak, MSM (çoklu site yöneticisi) varlıklarına, ahlak polisi tarafından vahşice muamele gören çekici bir genç İranlı kadın hakkında Langley yapımı (yani uydurma) hikaye yayınlamalarını emrediyorlar. Ardından, hikayeyi yutturmak için milyonlarca sahte Twitter ve diğer sosyal medya hesaplarını harekete geçiriyorlar. Şüphesiz medya tüketicileri, gerçek haberleri ve yorumları gördüklerini hayal ediyorlar, aslında tüm karışım, hedeflerin algılarını ve duygularını manipüle etmek isteyen zihin kontrol uzmanları tarafından hazırlanıyor."
Kevin Barrett Crescent International Kim olduğumuzu bilmek hayati öneme sahip. Hem kendimiz hem de hayata yeni atılmakta olan ve gelecekleri çalınan nesil için büyük resmi okumak, yarını kurarken sürprizlerle karşılaşma ihtimalini azaltır ve anlam dünyasının sağlıklı bir zemine oturmasını sağlar.
Yaşanan ve yaşatılanların birer tesadüf olmadığının fark edilmesi bunun bir aşaması iken; olay ve olgulara etki eden, onları dizayn eden güçlerin ve odakların farkında olmak ve onların yöntemlerini, tuzaklarını, iş ve işleyiş tarzlarını görebilmek ikinci aşamadır. Diğer aşama ise bu küresel işleyiş karşısında nerede durulcağını doğru tespit etmektir.
Kişi, küresel muktedirleri tanıdıkça, onların, yaşamın tüm alanında uzun vadeli plan ve projelerle çalıştığını ve küresel ölçekte örgütlü hareket ettiklerini daha yakından görecek, küresel medyanın algı yönetimi ile oluşturduğu haber ve yönlendirmelerin büyük çoğunluğunun gerçek dışı ve yalan olduğunun farkına varacaktır. Dolayısıyla yaşanan her olayın, gösterilen/gösterilmek istenenden daha farklı ve çoğu kez tam tersi nedenleri ve hedefleri olduğunu görebilecek, her söylenene inanmaması gerektiğini daha iyi anlayacaktır.
Geleceklerini ve umutlarını çalan mekanizmaları doğru tanımaları için çaba göstermek ve bu konuda üzerimize farz olan görevlerimizi yapmak zorunda olduğumuz gençlerimizin; öncelikle algı yönetimi, dezenformasyon ve manipülasyon konularında okumalar yapmasını tavsiye etmeliyiz. Özellikle onların, neoliberalizmin yeni kurbanları olmaması için büyük resmi her fırsatta onların önlerine sermeli, dikkatlerine sunmalıyız. Bu yazının, bu mahiyette olduğunu düşündüğüm yazılardan alınmış alıntılardan ibaret olmasının ana nedeni de budur.
“İranlıyı, Filistinli kadından 20 kat önemli yapan ne?
Filistinli Şirin Ebu Akile ile İranlı Mehsa Emini’nin ölümleri hakkında dünyada üretilen haber, analiz vs. içeriklerini sadece miktar ve hacim olarak kıyaslamak bile bu iddiayı desteklemek için yeterli.
İkisi de kadın, ikisi de hayatını kaybetti; ancak biri Filistinli diğeri İranlıydı.
Şirin Ebu Akile, el-Cezire gibi bir medya imparatorluğunda çalışan bir muhabirdi.
Mehsa Emini ise öldüğü güne kadar hiç kimsenin tanımadığı sıradan bir İranlı genç kızdı.
Şirin Ebu Akile, muhabir olarak işinin başındayken ırkçı İsrail rejimi polisi tarafından doğrudan nişan alınarak silahla öldürüldü.
Mehsa Emini, polis tarafından göz altına alındıktan sonra götürüldüğü seminer salonunda geçirdiği kriz nedeniyle öldü.
Şirin Ebu Akile bir Hıristiyan, Mehsa Emini ise bir Müslümandı.
Ancak bu yazının yazıldığı an itibariyle Mehsa Emini’nin ismini İngilizce yazımla ‘Mahsa Amini’ olarak arattığınızda Google’da 22 milyon 400 bin; Ebu Akile’yi ise yine İngilizce yazımla ‘Shireen Abu Akleh’ diye yazarak arattığınızda 1 milyon 230 bin sonuç buluyorsunuz.
Şirin Ebu Akile, Mayıs 2022’de öldürüldü; Mehsa Emini, ise geçtiğimiz ay öldü.
Sıradan bir İranlı genç kızı bir medya imparatorluğunun muhabirinden 20 kat daha fazla içerik konusu yapan şey sadece ve sadece jeopolitik hedefler için taşıdığı kullanım değeridir.
Küresel hibrit savaş için çok taraflı seferberlik
- Başka ülkelere askeri müdahaleler açısından Amerika ile Rusya’yı,
- Operasyonlardaki sivil ölümleri açısından Amerika ile Suriye’yi,
- Başka ülkelerin iç işlerine müdahaleleri açısından Amerika ile Rusya’yı veya İran’ı,
- Güvenlik politikaları, toplumsal denetim ve basın sansürü açılarından İsrail rejimi ile Suriye veya İran’ı,
- Kadına yönelik baskı açısından Suudi Arabistan ile İran’ı,
- Fırsat eşitliği ve siyasete katılım kanallarının açıklığı bakımından liberal demokrasilerle sosyalist ülkeleri veya sosyal devletleri,
- Polis şiddeti bakımından Amerika ile İran’ı vs. kıyasladığınızda da benzer sonuçlarla karşılaşmanız kaçınılmaz.
Üretilen içeriklerin miktarındaki bu açık üstünlük, verilen mesajların yönü konusunda de geçerli.
Yani aynı konuyu Amerika ve müttefiklerinin jeopolitik hedefleri doğrultusunda sunan içerikler karşıtından hem çok daha fazla hem de çok daha yönlendirici.
Peki neden Amerika ve müttefiklerinin jeopolitik çıkarları yönünde kullanım değeri taşıyan olaylara ilişkin yazılı, görsel, işitsel içerikler bu çıkarlara uymayan veya onlarla çelişen olaylara kıyasla çok daha fazla?
Zıt tarafları aynı cephede gönüllü yapma sanatı
Kuşkusuz gazetecilerin, akademisyenlerin, yazarların, sanatçıların çoğunun satın alınmış olmasından dolayı değil.
Elbette satın alınmış olan yahut pazara girmek için göz doldurmaya çalışan çok sayıda kişi var.
Ancak sadece Emini ile Ebu Akile konusunda üretilen içerik sayısı arasındaki 20 katlık fark bile gösteriyor ki ne satın alanların harcayacak bu kadar çok parası var; ne de satın alınanlar bu paraya değer.
Zira çoğu zaten bu enformasyon ve propaganda cephesinin gönüllüsü ve gerçekten ideolojik olarak Amerikan karşıtı olanlar dahi bu cepheye gönüllü olarak seferber olabiliyor.
Karşıtlarını dahi kendi cephesi için seferber edebilmenin artık klişe haline getirilmiş bir formülü var.
Her savaş bölgesi için muhatabınızın ideolojik hassasiyetlerini kışkırtacak bir anlatı oluşturmak, bunun en pratik formülü.
İşte bu formül sayesinde örneğin İslamcılar Suriye’de İsrail çıkarları için, liberaller Lübnan’da Suudi çıkarları için, solcular İran’da Amerikan çıkarları için, Yahudiler Ukrayna’da Naziler için (yahut tersi) seferber oluyor.
Suriye’de ‘alevi rejimine karşı Sünni mazlumluğu’, Lübnan’da ‘militarizm karşıtlığı’, İran’da ‘dinin sosyal ve siyasal hayattaki belirleyiciliği’, Ukrayna’da ‘Rusya emperyalizmine direnen Ukrayna’ anlatısı İslamcıları, liberalleri, solcuları veya İsrail rejimini ilgili cephelere seferber etmeye yetiyor.
Ancak bu zıt ideolojik tarafların aynı cephede gönüllü olmasına da zarar vermiyor.
Çünkü dünyanın her ülkesinde olduğu gibi bu hedef ülkelerde de uydurulacak anlatıyı üstelik de çeşitlendirerek destekleyecek yüzlerce iç sorun var.
Mesela Suriye’deki rejimin Aleviliğiyle ilgilenmeyecek olan bir liberali bu cepheye gönüllü kılmak için diktatörlük anlatısı da yedekte.
Elbette Suriye demokrasi cenneti değildi de Suriye’ye demokrasi götürme gerekçesiyle savaşı destekleyen hangi bölge ülkesi demokrasiden eser taşıyordu?
Ancak 2011 atmosferinde hangi liberal Suriye’den daha ilkel Amerikan müttefiki diktatörlükler olduğuyla ilgilenecek ve neden Suriye’de olması gereken değişimin oralarda da olmadığını sorgulayacaktı?
Dinin sosyal hayatta belirleyici olması gerektiği aslında İslamcının ideolojisiydi; ama ‘İran bir Şii molla rejimi’ olduğu için İslamcı ile solcunun aynı cephede omuz omza olmasının zararı yoktu.
İran’ın devrim liderlinden genelkurmay başkanına kadar üst düzey yetkililerinin birçoğu Azeri’ydi ve Azeriler de Şii’ydi; ama ‘Türklük gurur ve şuuru’, İran’a karşı şimdi ‘Sünni kardeşinin’ yanında olmayı gerektiriyordu!
Evet Ukrayna’da Naziler vardı ve NATO yayılmacılığı söz konusuydu; ama solcular Rusya’da da ‘Putin’in oligark rejiminden’ yana olamazdı!
Hizbullah, silahını hiçbir zaman içeri doğrultmamıştı; ama devletten başkasında silah hiç olacak şey miydi? Zaten Suriye rejiminin yanında savaşmıştı, İslamcıydı ve üstüne üstlük bir de Şii’ydi.
Dolayısıyla İslamcıların ve solcuların da Lübnan’da liberallerin, Siyonistlerin ve Suudilerin yanında saf tutmasını zorunlu kılıyordu!
Bu durumda Suriye’de, İran’da Lübnan’da ve Ukrayna’da zıt tarafların aynı sonuca varması ve aynı safta durması doğal değil midir? Zıt tarafların aynı gerçeklikle ilgili aynı sonuca ulaşması doğal olsa da bu sonucun onları aynı safta birleştirmesi doğal değildir..
Dolayısıyla zıt tarafların aynı yerde durmasının arkasında dışsal sebepler aramak komplo teorisi değil gerçeği bulma çabasıdır.
Zıtlar değil benzerler aynı safta durur
Gerek kurgusal anlatı gerekse nesnel gerçeklik aslında zıt tarafları değil sadece benzer tarafları aynı safta topluyor. Ancak kurgusal anlatının yerine nesnel gerçeklik hakim olduğu zaman kandırıldığı için yanlış safta duranlar doğru safa geçiyor.
Örneğin 2011’de “Suriye’de Alevi diktatörlük rejimine karşı halkın demokrasi mücadelesi var” şeklindeki kurgusal anlatıya inanan Hamas, Suriye’yi arkadan hançerlemişti.
2022’de Suriye’nin Amerika ve müttefiklerinin jeopolitik heveslerine teslim olmadığı için bu savaşın hedefi olduğu gerçeğini anladığı için Suriye’ye geri döndü.
Hizbullah’ın Lübnan’da sivil, demokratik ve taifeci olmayan bir devlet yaratmak için değil, İsrail’in önündeki caydırıcılığın kaldırılması için silahsızlandırılmak istendiği gerçeği görülürse İslamcı ile solcu, liberallere katılıp Suudi ve İsrail safında birleşebilir mi?
Rusya, emperyalist heveslerini gerçekleştirmek için değil, NATO’nun Kiev rejimini kullanarak emperyalist emellerini gerçekleştirmesini önlemek için Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunuyor. Peki bu gerçeklik karşısında emperyalizm hassasiyeti olan hangi kesimler ‘tarafsızlığı’ tercih edebilir?
İran’da bir “kadın özgürlük hareketi” değil, Yemen’de, Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da ve Filistin’de projeleri İran’ın direnişiyle karşılaşan tarafların bir hibrit savaş denemesi var.
Yemen, Irak, Suriye, Lübnan ve Filistin’de neler olduğundan zerre kadar haberi olan hangi solcu, İslamcı, hatta ulusalcı bu savaşın militanı olur?
Lümpen gönüllüler
Nesnel gerçekliğin değil kurgusal anlatının hakim olması, içerik üreteceği konuyla ilgili bilgi değil akılverenler sayesinde mümkün olabiliyor.
Cevabı Wikipedia'dan bulunabilecek sorular sormak için ‘uzman’ konuk eden gazeteci, Wikipedia düzeyinde dahi bilgi vermeyen 'uzman' konuğunun 'büyük ifşaatlarını' gözlerini dört açarak hayret makamında dinliyor.
Ama söz sırası kendine gelince konu edindiği ülkeye dair ‘…lazım’ veya ‘…gerekli’ ile biten cümleler kuruyor.
Bu sınıftakilerin büyük çoğunluğunu ya liberaller yahut hayatlarının bir döneminde belirli bir ideolojinin propagandisti olan; ancak şimdi kendi ideolojisi de dahil olmak üzere hiçbir ‘değer’i olmayanlar oluşturuyor.
Bunlar bir dönem mensubu bulundukları ideolojileri bilerek değil, ikna edilerek benimsemiş kişiler oldukları için yeni inançlarının ömrü de yeni bir iknaya kadar oluyor.
Kendilerinin hiçbir kırmızıçizgisi olmadığı için başkalarının kırmızıçizgilerini küçümsemekte bir sakınca görmüyorlar.
Ne zihinsel arşivleri ne fikri takipleri var; içerik ürettikleri konuyla ilgili okumaları gündemle sınırlı; ama ‘bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler’ temalı öğütleri ve talimatları sınırsız.
Sonuç
Afganistan 2001’de, Irak 2003’te, Libya 2011’de, Suriye 2012’de, Yemen 2015’te doğrudan savaşların hedefi oldu.
Afganistan 20 yıl sonra tüm maddi ve insani altyapısı yok edildikten sonra işgalden kurtuldu.
Irak, Suriye ve Yemen işgal altında direniş mücadelesi veriyor. Libya 10 yıldır belirsizliği aşabilmiş değil.
Venezüella, Küba, İran, Rusya, Kuzey Kore hibrit savaşla uğraştırılıyor ve gerçek savaşla tehdit ediliyor. Yolsuzluklar, yönetim zafiyetleri, toplumsal sorunlar, tabi ki var; ama bunlar bağımsız kalmaya çalışmanın yan ürünleri.
Zira yaptırımları aşmak yasadışı yollarla mümkün ve yasa dışı yollar şeffaflığı ortadan kaldırıyor, şeffaflığın ortadan kalkması ise yolsuzlukları ve diğer sorunları doğuruyor.
Elbette bahsi geçen sebepler, doğurduğu sorunları ne mazur kılıyor ne de önemsizleştiriyor. Fakat bu ülkelerde yaşanan bir toplumsal olayın mevcut sorunlara doğal tepki olduğunu ispat da etmiyor.
Çünkü bu sorunların varlığı, bu ülkelerde rejim devirmek için bütçe ayıran ve bunu da resmi olarak açıklayan dış güçlerin hibrit savaşını ne gerçek dışı ne de komplo teorisi yapıyor.
Günümüzde dünyadaki toplumsal olayların karakterini anlamak özellikle de bir gazeteci veya sosyal bilimler araştırmacısı için oldukça kolaylaştı.
Bilgi ve enformasyon teknolojisi, neredeyse çeviri sorununu dahi ortadan kaldırdığı için bir gazeteci veya sosyal bilimler araştırmacısına araştırma konusuyla ilgili sınırsız bilgi sunuyor.
Ancak bir toplumsal olayın karakterini, dinamiklerini ve yaratacağı muhtemel sonuçları anlama çabasında, artık çoğu zaman mesleki veya akademik motivasyonlar değil, jeopolitik ihtiyaçlar belirleyici.
Bu yüzden de jeopolitik çatışmalarda kullanım değeri olan bir olayla ilgili olarak sınırsız içerik üretilmesi teşvik edilirken; jeopolitik çatışmalarda kulanım değeri olmayan yahut tersine kullanımı olan aynı olay, tek haberle geçiştirilir.
Dolayısıyla niteliğinden bağımsız olarak üretilen içeriğin adedi bile bir olayın jeopolitik kullanım değeri konusunda fikir verir.
İranlıyı, Filistinli kadından 20 kat önemli yapan ne?
Filistinli Şirin Ebu Akile ile İranlı Mehsa Emini’nin ölümleri hakkında dünyada üretilen haber, analiz vs. içeriklerini sadece miktar ve hacim olarak kıyaslamak bile bu iddiayı desteklemek için yeterli.
İkisi de kadın, ikisi de hayatını kaybetti; ancak biri Filistinli diğeri İranlıydı.
Şirin Ebu Akile, el-Cezire gibi bir medya imparatorluğunda çalışan bir muhabirdi.
Mehsa Emini ise öldüğü güne kadar hiç kimsenin tanımadığı sıradan bir İranlı genç kızdı.
Şirin Ebu Akile, muhabir olarak işinin başındayken ırkçı İsrail rejimi polisi tarafından doğrudan nişan alınarak silahla öldürüldü.
Mehsa Emini, polis tarafından göz altına alındıktan sonra götürüldüğü seminer salonunda geçirdiği kriz nedeniyle öldü.
Şirin Ebu Akile bir Hıristiyan, Mehsa Emini ise bir Müslümandı.
Ancak bu yazının yazıldığı an itibariyle Mehsa Emini’nin ismini İngilizce yazımla ‘Mahsa Amini’ olarak arattığınızda Google’da 22 milyon 400 bin; Ebu Akile’yi ise yine İngilizce yazımla ‘Shireen Abu Akleh’ diye yazarak arattığınızda 1 milyon 230 bin sonuç buluyorsunuz.
Şirin Ebu Akile, Mayıs 2022’de öldürüldü; Mehsa Emini, ise geçtiğimiz ay öldü.
Sıradan bir İranlı genç kızı bir medya imparatorluğunun muhabirinden 20 kat daha fazla içerik konusu yapan şey sadece ve sadece jeopolitik hedefler için taşıdığı kullanım değeridir.
Küresel hibrit savaş için çok taraflı seferberlik
- Başka ülkelere askeri müdahaleler açısından Amerika ile Rusya’yı,
- Operasyonlardaki sivil ölümleri açısından Amerika ile Suriye’yi,
- Başka ülkelerin iç işlerine müdahaleleri açısından Amerika ile Rusya’yı veya İran’ı,
- Güvenlik politikaları, toplumsal denetim ve basın sansürü açılarından İsrail rejimi ile Suriye veya İran’ı,
- Kadına yönelik baskı açısından Suudi Arabistan ile İran’ı,
- Fırsat eşitliği ve siyasete katılım kanallarının açıklığı bakımından liberal demokrasilerle sosyalist ülkeleri veya sosyal devletleri,
- Polis şiddeti bakımından Amerika ile İran’ı vs. kıyasladığınızda da benzer sonuçlarla karşılaşmanız kaçınılmaz.
Üretilen içeriklerin miktarındaki bu açık üstünlük, verilen mesajların yönü konusunda de geçerli.
Yani aynı konuyu Amerika ve müttefiklerinin jeopolitik hedefleri doğrultusunda sunan içerikler karşıtından hem çok daha fazla hem de çok daha yönlendirici.
Peki neden Amerika ve müttefiklerinin jeopolitik çıkarları yönünde kullanım değeri taşıyan olaylara ilişkin yazılı, görsel, işitsel içerikler bu çıkarlara uymayan veya onlarla çelişen olaylara kıyasla çok daha fazla?
Zıt tarafları aynı cephede gönüllü yapma sanatı
Kuşkusuz gazetecilerin, akademisyenlerin, yazarların, sanatçıların çoğunun satın alınmış olmasından dolayı değil.
Elbette satın alınmış olan yahut pazara girmek için göz doldurmaya çalışan çok sayıda kişi var.
Ancak sadece Emini ile Ebu Akile konusunda üretilen içerik sayısı arasındaki 20 katlık fark bile gösteriyor ki ne satın alanların harcayacak bu kadar çok parası var; ne de satın alınanlar bu paraya değer.
Zira çoğu zaten bu enformasyon ve propaganda cephesinin gönüllüsü ve gerçekten ideolojik olarak Amerikan karşıtı olanlar dahi bu cepheye gönüllü olarak seferber olabiliyor.
Karşıtlarını dahi kendi cephesi için seferber edebilmenin artık klişe haline getirilmiş bir formülü var.
Her savaş bölgesi için muhatabınızın ideolojik hassasiyetlerini kışkırtacak bir anlatı oluşturmak, bunun en pratik formülü.
İşte bu formül sayesinde örneğin İslamcılar Suriye’de İsrail çıkarları için, liberaller Lübnan’da Suudi çıkarları için, solcular İran’da Amerikan çıkarları için, Yahudiler Ukrayna’da Naziler için (yahut tersi) seferber oluyor.
Suriye’de ‘alevi rejimine karşı Sünni mazlumluğu’, Lübnan’da ‘militarizm karşıtlığı’, İran’da ‘dinin sosyal ve siyasal hayattaki belirleyiciliği’, Ukrayna’da ‘Rusya emperyalizmine direnen Ukrayna’ anlatısı İslamcıları, liberalleri, solcuları veya İsrail rejimini ilgili cephelere seferber etmeye yetiyor.
Ancak bu zıt ideolojik tarafların aynı cephede gönüllü olmasına da zarar vermiyor.
Çünkü dünyanın her ülkesinde olduğu gibi bu hedef ülkelerde de uydurulacak anlatıyı üstelik de çeşitlendirerek destekleyecek yüzlerce iç sorun var.
Mesela Suriye’deki rejimin Aleviliğiyle ilgilenmeyecek olan bir liberali bu cepheye gönüllü kılmak için diktatörlük anlatısı da yedekte.
Elbette Suriye demokrasi cenneti değildi de Suriye’ye demokrasi götürme gerekçesiyle savaşı destekleyen hangi bölge ülkesi demokrasiden eser taşıyordu?
Ancak 2011 atmosferinde hangi liberal Suriye’den daha ilkel Amerikan müttefiki diktatörlükler olduğuyla ilgilenecek ve neden Suriye’de olması gereken değişimin oralarda da olmadığını sorgulayacaktı?
Dinin sosyal hayatta belirleyici olması gerektiği aslında İslamcının ideolojisiydi; ama ‘İran bir Şii molla rejimi’ olduğu için İslamcı ile solcunun aynı cephede omuz omza olmasının zararı yoktu.
İran’ın devrim liderlinden genelkurmay başkanına kadar üst düzey yetkililerinin birçoğu Azeri’ydi ve Azeriler de Şii’ydi; ama ‘Türklük gurur ve şuuru’, İran’a karşı şimdi ‘Sünni kardeşinin’ yanında olmayı gerektiriyordu!
Evet Ukrayna’da Naziler vardı ve NATO yayılmacılığı söz konusuydu; ama solcular Rusya’da da ‘Putin’in oligark rejiminden’ yana olamazdı!
Hizbullah, silahını hiçbir zaman içeri doğrultmamıştı; ama devletten başkasında silah hiç olacak şey miydi? Zaten Suriye rejiminin yanında savaşmıştı, İslamcıydı ve üstüne üstlük bir de Şii’ydi.
Dolayısıyla İslamcıların ve solcuların da Lübnan’da liberallerin, Siyonistlerin ve Suudilerin yanında saf tutmasını zorunlu kılıyordu!
Komplo teorisi komplosu
Peki zıt taraflar, aynı konuda her zaman zıt sonuçlara mı ulaşmak zorunda? Zıt görüşte de olsa aynı şeye bakan farklı insanların aynı sonuçlara varması imkansız mı?
Elbette hayır tam aksine ideolojik tercihleri gereği zıt taraflarda yer alacak olsalar da zıt görüşteki insanların aynı olayla ilgili aynı sonuçlara ulaşması kaçınılmazdır.
Çünkü bu nesnel bir durumdur bir dağa bakan iki zıt görüşteki birinin onu dağ diğerinin ise deniz görmesi akla ve gerçekliğe aykırıdır. Ancak tatil için dağa veya denize gitmek bir tercih meselesidir.
Bu durumda Suriye’de, İran’da Lübnan’da ve Ukrayna’da zıt tarafların aynı sonuca varması ve aynı safta durması doğal değil midir? Zıt tarafların aynı gerçeklikle ilgili aynı sonuca ulaşması doğal olsa da bu sonucun onları aynı safta birleştirmesi doğal değildir..
Dolayısıyla zıt tarafların aynı yerde durmasının arkasında dışsal sebepler aramak komplo teorisi değil gerçeği bulma çabasıdır.
Bu ülkelerde yaşanan olaylarla ilgili olarak zıt ideolojik tarafların aynı sonuca ulaşması, o olayların kendi nesnel gerçekliğiyle değil, yazının başında dikkat çekildiği üzere jeopolitik çelişkilere dayalı bir kurgusal anlatıyla öğrenilmesinden kaynaklanıyor.
Zıtlar değil benzerler aynı safta durur
Gerek kurgusal anlatı gerekse nesnel gerçeklik aslında zıt tarafları değil sadece benzer tarafları aynı safta topluyor. Ancak kurgusal anlatının yerine nesnel gerçeklik hakim olduğu zaman kandırıldığı için yanlış safta duranlar doğru safa geçiyor.
Örneğin 2011’de “Suriye’de Alevi diktatörlük rejimine karşı halkın demokrasi mücadelesi var” şeklindeki kurgusal anlatıya inanan Hamas, Suriye’yi arkadan hançerlemişti.
2022’de Suriye’nin Amerika ve müttefiklerinin jeopolitik heveslerine teslim olmadığı için bu savaşın hedefi olduğu gerçeğini anladığı için Suriye’ye geri döndü.
Hizbullah’ın Lübnan’da sivil, demokratik ve taifeci olmayan bir devlet yaratmak için değil, İsrail’in önündeki caydırıcılığın kaldırılması için silahsızlandırılmak istendiği gerçeği görülürse İslamcı ile solcu, liberallere katılıp Suudi ve İsrail safında birleşebilir mi?
Rusya, emperyalist heveslerini gerçekleştirmek için değil, NATO’nun Kiev rejimini kullanarak emperyalist emellerini gerçekleştirmesini önlemek için Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunuyor. Peki bu gerçeklik karşısında emperyalizm hassasiyeti olan hangi kesimler ‘tarafsızlığı’ tercih edebilir?
İran’da bir “kadın özgürlük hareketi” değil, Yemen’de, Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da ve Filistin’de projeleri İran’ın direnişiyle karşılaşan tarafların bir hibrit savaş denemesi var.
Yemen, Irak, Suriye, Lübnan ve Filistin’de neler olduğundan zerre kadar haberi olan hangi solcu, İslamcı, hatta ulusalcı bu savaşın militanı olur?
Lümpen gönüllüler
Nesnel gerçekliğin değil kurgusal anlatının hakim olması, içerik üreteceği konuyla ilgili bilgi değil akılverenler sayesinde mümkün olabiliyor.
Cevabı Wikipedia'dan bulunabilecek sorular sormak için ‘uzman’ konuk eden gazeteci, Wikipedia düzeyinde dahi bilgi vermeyen 'uzman' konuğunun 'büyük ifşaatlarını' gözlerini dört açarak hayret makamında dinliyor.
Ama söz sırası kendine gelince konu edindiği ülkeye dair ‘…lazım’ veya ‘…gerekli’ ile biten cümleler kuruyor.
Bu sınıftakilerin büyük çoğunluğunu ya liberaller yahut hayatlarının bir döneminde belirli bir ideolojinin propagandisti olan; ancak şimdi kendi ideolojisi de dahil olmak üzere hiçbir ‘değer’i olmayanlar oluşturuyor.
Bunlar bir dönem mensubu bulundukları ideolojileri bilerek değil, ikna edilerek benimsemiş kişiler oldukları için yeni inançlarının ömrü de yeni bir iknaya kadar oluyor.
Kendilerinin hiçbir kırmızıçizgisi olmadığı için başkalarının kırmızıçizgilerini küçümsemekte bir sakınca görmüyorlar.
Ne zihinsel arşivleri ne fikri takipleri var; içerik ürettikleri konuyla ilgili okumaları gündemle sınırlı; ama ‘bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler’ temalı öğütleri ve talimatları sınırsız.
Sonuç
Afganistan 2001’de, Irak 2003’te, Libya 2011’de, Suriye 2012’de, Yemen 2015’te doğrudan savaşların hedefi oldu.
Afganistan 20 yıl sonra tüm maddi ve insani altyapısı yok edildikten sonra işgalden kurtuldu.
Irak, Suriye ve Yemen işgal altında direniş mücadelesi veriyor. Libya 10 yıldır belirsizliği aşabilmiş değil.
Venezüella, Küba, İran, Rusya, Kuzey Kore hibrit savaşla uğraştırılıyor ve gerçek savaşla tehdit ediliyor. Yolsuzluklar, yönetim zafiyetleri, toplumsal sorunlar, tabi ki var; ama bunlar bağımsız kalmaya çalışmanın yan ürünleri.
Zira yaptırımları aşmak yasadışı yollarla mümkün ve yasa dışı yollar şeffaflığı ortadan kaldırıyor, şeffaflığın ortadan kalkması ise yolsuzlukları ve diğer sorunları doğuruyor.
Elbette bahsi geçen sebepler, doğurduğu sorunları ne mazur kılıyor ne de önemsizleştiriyor. Fakat bu ülkelerde yaşanan bir toplumsal olayın mevcut sorunlara doğal tepki olduğunu ispat da etmiyor.
Çünkü bu sorunların varlığı, bu ülkelerde rejim devirmek için bütçe ayıran ve bunu da resmi olarak açıklayan dış güçlerin hibrit savaşını ne gerçek dışı ne de komplo teorisi yapıyor. “https://www.ydh.com.tr/YD580_dunyanin-butun-lumpenlerini-birlestirme-sanati.html
Önemine binaen yazıyı fazla kesmeye elim varmadı. Deneyimli ve bir duruşu olan Alptekin Dursunoğlu' nun, bu yazıda ilke, ölçüt ve büyük resmi vermesi yazının aktarılmasını adeta görev kıldı.
Basiret denilen, biraz da büyük resmi doğru okuyarak her parçanın büyük resimdeki işlevini idrak edebilmektir. Yoksa bol bilgi, bol malumat insanı isabetli muhakemelere ve muhasebelere götürmez, cehaletten kurtarmaz, kendi lehine ve aleyhine olanı görebilmesini sağlamaz.
Rabbim. Basiret gözlerimizi aç, bizi, bizden görünen zalimler başta olmak üzere, tüm zalimlere ve küresel tezgahlara karşı uyanık, çabalarımızı isabetli, ayaklarımızı sabit kıl. “…Şüphesiz Şeytan’ın hilesi pek zayıftır.” Nisa: 76
Selam ve dua ile.
Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin
Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Reklam Alanı
Diğer Yazıları
- BEKLEYİŞ - 2 13 Nis 2024, 10:24
- BEKLEYİŞ 06 Nis 2024, 10:35
- ‘BİR SOYKIRIMIN ANATOMİSİ’ 30 Mar 2024, 10:41
- ARTIK VAR 23 Mar 2024, 10:42
- SÜRPRİZLER 16 Mar 2024, 10:32
- BU SOYKIRIM KİMİN ESERİ? 09 Mar 2024, 11:02
- AÇLIK OYUNLARI – 2 02 Mar 2024, 10:23
- UMUTLU OLMALI MIYIZ? 24 Şub 2024, 10:56
- İLK NORMALLEŞME: CAMP DAVİD 17 Şub 2024, 10:20
- KAYBEDENLER 10 Şub 2024, 10:20
- “AÇLIK OYUNLARI” 03 Şub 2024, 10:19
- HER İHTİMAL MÜMKÜN 27 Oca 2024, 10:22
- SOYKIRIMA ALIŞMAK! 20 Oca 2024, 10:24
- İNSANLIK VİCDANI, KÜRESEL SİYONİZM’DEN DAVACI 13 Oca 2024, 10:30
- İSRAİL, ÖLÜM DÖŞEĞİNDE ÖLMEK İSTEMİYOR 06 Oca 2024, 10:22
- SURİYE'NİN KASIM SÜLEYMANİ'Sİ 30 Ara 2023, 10:31
- 7 EKİM DEVRİMİ BİR UMUTTUR 23 Ara 2023, 10:57
- GEMİLER 16 Ara 2023, 10:25
- BÜYÜYÜNCE NE OLMAK İSTİYORSUN? 09 Ara 2023, 10:08
- HEPİNİZ ORDAYDINIZ 02 Ara 2023, 10:13
- AKSA TUFANI VE GAZZE ÇOCUK SOYKIRIMI’NDA BUNDAN SONRASI 25 Kas 2023, 10:09
- YENİ BİR ÇAĞIN İLK SOYKIRIMI: GAZZE ÇOCUK SOYKIRIMI-2 18 Kas 2023, 10:46
- GAZZE’ DE KİM KAYBETMELİ? 11 Kas 2023, 09:44
- SON SAVAŞ 04 Kas 2023, 10:03
- YENİ BİR ÇAĞIN İLK SOYKIRIMI: GAZZE ÇOCUK SOYKIRIMI 28 Eki 2023, 10:09
- MUHAKEME YETİSİ KAYBI VE KÜRESEL İNTİFADA 21 Eki 2023, 09:59
- 7 EKİM/ YENİ BİR ÇAĞIN BAŞLANGICI 14 Eki 2023, 12:25
- BİR TAŞLA KAÇ KUŞ ÖLÜR? 07 Eki 2023, 12:38
- ZAMAN 30 Eyl 2023, 12:06
- 'SUSUN ÖĞRETMENİM' 23 Eyl 2023, 12:32
- EKONOMİK YAPTIRIM 16 Eyl 2023, 14:12
- KİMDİR KESEN PARMAKLARIMIZI? 09 Eyl 2023, 15:16
- LA/HAYIR 02 Eyl 2023, 13:05
- 'YOL BİR YERE GİDER' 26 Ağu 2023, 14:26
- “EY KAVMİM!” 19 Ağu 2023, 13:03
- İNSAN- OTORİTE İLİŞKİSİ 12 Ağu 2023, 12:50
- “ARADIĞINA AMA BULAMADIĞINA…” 05 Ağu 2023, 12:29
- HER MEVSİM “MEVSİMLİK” DRAM 29 Tem 2023, 16:47
- SERMAYE 22 Tem 2023, 19:23
- ÖZGÜRLÜK MÜ, HÜRRİYET Mİ? – 2 15 Tem 2023, 16:19
- ÖZGÜRLÜK MÜ, HÜRRİYET Mİ? 08 Tem 2023, 09:51
- ATLANTİK/KÖTÜLÜK VE KÜRESEL KÖLELİK 01 Tem 2023, 12:34
- ABDURRAHMAN ARSLAN, LİBERALİZM VE MUHAFAZAKARLIK 24 Haz 2023, 10:30
- ÇOCUKLAR ÖLÜR MÜ? 17 Haz 2023, 14:43
- DİJİTAL ÇAĞDA DEMOKRASİLERİN UYUŞTURUCU ETKİSİ 10 Haz 2023, 14:00
- BÜTÜN SEÇENEKLER MASADA MI? 04 Haz 2023, 15:11
- İSLAMİ VAROLUŞ VE ENGELLER – 3 27 May 2023, 18:12
- NAKBE BİTER Mİ? 20 May 2023, 12:21
- EVET, ONLAR KAZANMIYOR 13 May 2023, 13:08
- MİDE BULANDIRICI BİR ZAMAN 06 May 2023, 12:13
- SORUNLAR, KÜRESEL SİSTEMDEN KAYNAKLANIYOR 29 Nis 2023, 12:25
- BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN 22 Nis 2023, 15:29
- DEPREMZEDELER, DÜNYA KUDÜS GÜNÜ VE KUDÜS MEYDANI 15 Nis 2023, 12:26
- SONUN BAŞLANGICI 08 Nis 2023, 12:26
- ÇÖZÜM: KİŞİSEL/TOPLUMSAL/SİSTEMSEL DEĞİŞİM 01 Nis 2023, 12:20
- İSLAMİ VAROLUŞ VE ENGELLER – 2 25 Mar 2023, 12:21
- AHLAKİ KOLONLARIMIZ SAĞLAM MI? 18 Mar 2023, 12:36
- İSLAMİ VAROLUŞ VE ENGELLER 11 Mar 2023, 12:11
- ‘BİLİNÇ VE ONUR YOKSULLUĞU’ 04 Mar 2023, 12:48
- ZAMANI MIYDI YANİ? 25 Şub 2023, 12:47
- DEPREMİN DİNİ, IRKI YOKTUR 18 Şub 2023, 12:02
- DEPREM VE UMUT 11 Şub 2023, 13:05
- İÇİMİZDEKİ MAHKEME: VİCDAN 04 Şub 2023, 12:49
- KUR'AN' I YAKAN BİZİZ 28 Oca 2023, 12:16
- ALLAH’ IN İPİ 21 Oca 2023, 12:41
- BÜTÜN DÜĞMELER 14 Oca 2023, 12:14
- BİLİM İSLAMLA ÇELİŞEMEZ 07 Oca 2023, 12:27
- ‘SERMAYESİ ERİYEN ADAM’ 31 Ara 2022, 12:38
- İSLAM, TABİAT, FITRAT 24 Ara 2022, 12:13
- HİBRİT SAVAŞ, ‘NORMALLEŞME’ VE ÇARESİZLİK ALGISI 17 Ara 2022, 12:34
- ZORBALIK 10 Ara 2022, 12:13
- YALAN ÇAĞI 03 Ara 2022, 12:27
- YOKSUL ÖĞRETMENLER GÜNÜ 26 Kas 2022, 12:07
- “ONUN İNANCINI ONDAN ÖTÜRÜ SEVDİM” 19 Kas 2022, 13:02
- TÜRKİYE VE İRAN' IN ORTAK KADERİ 12 Kas 2022, 12:06
- KÜRESEL MUKTEDİRLERİN JEOPOLİTİK HEDEFLERİ/BÜYÜK RESİM 05 Kas 2022, 12:22
- EŞREF-İ MAHLUKAT 29 Eki 2022, 12:12
- ‘DEĞERLERİNİZİ SATMAYIN ..!’ 22 Eki 2022, 12:10
- YOKSULLUK KADER Mİ, SİSTEMSEL Mİ? 15 Eki 2022, 15:34
- HAYRET, NEDEN KİMSE HAYRET ETMİYOR? 08 Eki 2022, 12:09
- 'ZEYTİN AĞACI PLATFORMU' NEDEN YALNIZ BIRAKILDI? 01 Eki 2022, 12:29
- EVRENSEL DİRENİŞ BİLİNCİ VE MAHSA AMİNİ ' İ PROVOKASYONUNDA ISKALANANLAR 24 Eyl 2022, 12:35
- ÇOCUK, BAKKAL VE SOKAK 17 Eyl 2022, 12:51
- SÜREGELEN SORUNLAR EĞİTİMİ UMUT OLMAKTAN ÇIKARIYOR 10 Eyl 2022, 11:53
- URFA SAHİPSİZ Mİ? 03 Eyl 2022, 12:53
- YOLDAKİ İŞARETLER 27 Ağu 2022, 12:14
- YURT VE BARINMA SORUNU 20 Ağu 2022, 12:17
- KUL HAKKI 13 Ağu 2022, 12:09
- EĞİTİM, SINAVLAR VE GENÇLERİMİZ 06 Ağu 2022, 12:13
- DİN TOPLUM KURAR, İNSAN İNŞA EDER 30 Tem 2022, 11:52
- ASTANA DEĞİL, "TAHRAN ZİRVESİ" 23 Tem 2022, 11:51
- MÜMKÜN VE GEREKLİ BİR ÖNERİ 16 Tem 2022, 12:51
- SORUN ÜRETİM Mİ? 02 Tem 2022, 12:22
- ‘BÜYÜK HABER’ 25 Haz 2022, 12:48
- ZARİF BİR YAPRAK DAHA RÜZGARA BIRAKIRKEN KENDİNİ/Mevlana İdris Zengin 18 Haz 2022, 13:04
- EKONOMİYİ SARSAN NEDENLER 11 Haz 2022, 12:24
- ÜÇ BAYRAK YÜRÜYÜŞÜ 04 Haz 2022, 12:28
- ULUSLARARASI SİVEREK SEMPOZYUMU 28 May 2022, 12:42
- BİR YIL DEĞİL; HER YIL GÖBEKLİTEPE YILI! 21 May 2022, 12:45
- BİLİM, POZİTİVİST BİLGİ VE VAHİY 14 May 2022, 12:46
- ŞAHSİYETLER, OLAYLAR VE HAKİKATLER – 4 ABDURRAHMAN ARSLAN/1. KISIM 07 May 2022, 13:11
- HÜZÜNLER SEVİNCE DÖNSÜN BU BAYRAM 30 Nis 2022, 13:05
- ADİTASYON KAĞIDI 23 Nis 2022, 13:39
- “CİVE PAKİSTAN, CİVE TÜRKİYE” 16 Nis 2022, 12:19
- YOKSULLUĞUN SİSTEMSEL BOYUTLARI 09 Nis 2022, 12:45
- RAMAZAN’ A GİRERKEN 02 Nis 2022, 12:56
- “TARLADA BALIK” MI? 26 Mar 2022, 12:25
- HALEPÇE’DEN ERBİL'E KÜRTLER VE BÖLGENİN KADERİ 19 Mar 2022, 12:26
- İSRAİL, HANGİ SORUNUMUZUN RESMİDİR? 12 Mar 2022, 12:33
- İŞGALE KARŞI MIYIZ? 05 Mar 2022, 12:20
- NATO, UKRAYNA VE BİZ 26 Şub 2022, 12:39
- SAVRULMALAR 19 Şub 2022, 12:41
- ACİL TEDBİRLER 12 Şub 2022, 12:27
- BİR TOPLUMSAL YARA OLARAK “MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLİĞİ” 05 Şub 2022, 12:23
- ZARRAB DAVASI, NEYİN DAVASI? 18 Kas 2017, 13:34
- AYNI GEMİDE OLMA/MA BİLİNCİ 10 Tem 2020, 12:42
- FELAKET KAPİTALİZMİ VE ŞOK UYGULAMALAR – 3 12 May 2020, 18:05
- ŞAHSİYETLER, OLAYLAR VE HAKİKATLER- 1 16 Eki 2021, 11:36
- 1 MAYIS BİLİNCİ VE ÜCRETLENDİRME SİSTEMİ 04 May 2018, 15:23
- Sınav Odaklı Eğitime Son Verilmeli 15 Mar 2017, 13:29
- BÜYÜK GÜNAHLAR 24 May 2019, 12:40
- ÇOCUKLAR, CAMİ, GÖRMEZ/DİYANET AMCA 02 Ağu 2017, 13:48
- TEFECİLİK ÖLÜM SAÇIYOR 19 Eki 2018, 12:32
- İNFAK VE PAYLAŞIM 05 Ağu 2017, 19:00
- MURSİ ÖLÜRKEN İZLEMEK! 19 Haz 2020, 15:28
- İSLAMCILIK ELEŞTİRİLERİ 25 Mar 2018, 16:04
- EMEK VE ADALET BİLİNCİ 03 May 2017, 15:13
- BİZE NE OLDU? 12 Tem 2017, 14:07
- 28 ŞUBAT/”İKNA” ZULMÜ VE 8 MART 08 Mar 2019, 12:26
- KUDÜS ŞAİRİ 08 Oca 2021, 13:29
- SİYONİST İSLAM-3 07 Şub 2020, 13:10
- URFA YEŞİLE MECBUR 23 Ağu 2019, 12:36
- 2018 ÇOCUK İŞÇİLİĞİ İLE MÜCADELE YILI 24 Şub 2018, 12:48
- AİLEDE BABANIN ROLÜ 21 Ara 2018, 14:21
- ÖZGÜRLÜK MÜ, SAPKINLIK MI? 11 Oca 2019, 12:23
- “YÜRÜ GİDELİM ABİ…” 28 Şub 2020, 12:42
- Eğitimde temel sorunlar 21 Oca 2017, 12:56
- GENÇLERİMİZ 22 Oca 2022, 11:43
- SREBRENİTSA, ALİYA VE GENÇLİK 12 Tem 2019, 13:54
- SORUN “KADINA ŞİDDET” Mİ? 29 Kas 2019, 14:18
- ORUÇ; İNŞA, YARDIMLAŞMA VE DUA 24 Nis 2020, 13:28
- URFA, ÜLKENİN GIDA İHTİYACINA CEVAP VEREBİLİR Mİ? 15 Mar 2019, 12:59
- Seçim ve İstikrar 11 Şub 2017, 13:00
- FELAKET KAPİTALİZMİ VE ŞOK UYGULAMALAR - 4 15 May 2020, 14:59
- URFA’ DA EMLAK PAHALILIĞI VE KİRACILIK 03 Tem 2021, 13:14
- İSLAMCILIK NEREYE? 22 Şub 2019, 12:16
- SORGULAMA VE HATIRLAMA 25 Eyl 2020, 12:32
- DUA 11 Eki 2019, 16:47
- KÜRESEL KUŞATMA VE HAMAS 07 May 2017, 15:18
- Yeni il milli eğitim müdürü ve beklentiler 01 Şub 2017, 13:08
- KAŞMER PROJESİ RAFTAN İNDİRİLMELİ 09 Eki 2021, 12:01
- NEYİ KAYBETTİK, EKSİK NE? 06 Kas 2021, 11:10
- BİN BELLA'DAN BUGÜNE 01 Haz 2018, 13:59
- KURBAN 17 Tem 2021, 12:29
- RAHMETLİ ERBAKAN HOCA NEDEN ÖZLENİYOR? 01 Mar 2019, 12:52
- İYİYİ MÜMKÜN KILMAK 13 Ara 2019, 16:42
- BÜYÜK RESİM KÖTÜ AMA DAYANMALIYIZ 24 Nis 2021, 12:26
- Yanlışlar ve Doğrular 07 Oca 2017, 13:36
- “ERCÜMEND ABİ” 29 Oca 2021, 12:18
- TAHRİFAT VE DEJENERASYON 31 Mar 2018, 15:41
- MERHAMET 23 Eki 2021, 11:18
- Türkiye'nin Medeniyet Potansiyeli 29 Mar 2017, 14:28
- ÇÜRÜMEYİ FARK ETMEK 09 Eki 2020, 13:31
- KUDÜS’ ÜN KILICI DENKLEMİ DEĞİŞTİRİRKEN – II 22 May 2021, 11:31
- SEÇİMLERİMİZ VE BEKAMIZ 05 Nis 2019, 12:30
- KÜRESEL ISINMA VE KURAKLIK 14 Oca 2018, 19:58
- ZİHNİ İNŞA SÜRECİNDE, BOZGUNCULUKLA MÜCADELE 20 Tem 2018, 14:47
- Yanlışlar ve Doğrular 3 14 Oca 2017, 12:55
- “BAĞ EVLERİ VE HOBİ BAHÇELERİ YIKILMASIN” 19 Şub 2021, 11:40
- ALLAH SORUYOR: “SAKINMAZ MISINIZ?” 17 Nis 2021, 15:20
- FUAT SEZGİN KİMDİ? 06 Tem 2018, 13:41
- 8 MART, KADIN VE YAŞAM HAKKI İHLALLERİ 11 Mar 2018, 13:51
- Türkiye ve Küresel Faşizm 01 Nis 2017, 12:40
- TERÖRÜN ANA KAYNAĞI ABD VE 'KARANLIK PRENS': MİCHAEL D'ANDREA 07 Haz 2017, 13:47
- İŞSİZLİĞE GEÇİT VERME! 08 Kas 2019, 16:35
- İNGİLİZ ŞİİLİĞİ 30 Nis 2017, 15:37
- DEDAŞ, ETME! 17 Tem 2020, 13:21
- TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ-2 14 Mar 2020, 13:33
- MUSİBETLER KARŞISINDA İNSAN 28 Ara 2018, 12:22
- KUDÜS’ ÜN KILICI DENKLEMİ DEĞİŞTİRİRKEN 18 May 2021, 11:00
- FAZİLETLİ OLMAK VE NİTELİKLİ SUSKUNLUK 26 Ağu 2018, 17:30
- DUYARLILIK/GÜVEN/UMUT/ADALET = HAYAT 21 Şub 2020, 12:25
- PANDEMİ, EKONOMİ, EĞİTİM 07 Ağu 2020, 16:18
- EĞİTİM SİSTEMİMİZ MUTSUZLUK ÜRETİYOR 23 Nis 2017, 19:35
- DOĞRU YERDE DURMAK VE ARAKAN 09 Eyl 2017, 18:31
- Bu Ülkenin Üç Genci 25 Mar 2017, 13:28
- ÇOCUKLAR VE KARNELER 14 Haz 2019, 13:36
- EĞİTİM, ÜRETİM, İSTİHDAM- II 15 Oca 2022, 11:43
- SİYONİST İSLAM-4 14 Şub 2020, 12:42
- YENİ DİNLER 21 Haz 2017, 13:43
- YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI VE AR-GE 18 Eyl 2017, 15:10
- KONFORMİZM 13 Kas 2020, 14:17
- KUDÜS 18 May 2018, 15:15
- 28 Şubat Başarılı Bir Darbedir 01 Mar 2017, 13:11
- URFA'NIN KALKINMASI, İŞSİZLİK VE FUAR ALANI 16 Nis 2018, 11:50
- Yeni müfredat taslağı eğitime ne katar ? 18 Oca 2017, 12:47
- ZİHNİ İNŞA SÜRECİNDE “VATAN/EVİMİZ” BİLİNCİ 28 Eyl 2018, 15:46
- ADALET TOPLUMU OLMALIYIZ 25 May 2018, 17:20
- 20. ZIRHLI TUGAY KOMUTANLIĞININ TAŞINMAMASI HALKA EZİYETTİR 08 Tem 2017, 14:32
- DUVARLARI YIKMAK 10 May 2017, 13:54
- SAF İYİ / POTANSIYEL İYİ 27 May 2017, 14:55
- TÜRKİYE İRAN İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL GİDİŞAT 07 Eki 2017, 21:03
- ZORLUKLARI BİRLİKTE AŞABİLİRİZ 27 Mar 2021, 12:43
- TOLUMSAL KONSENSUS, BİRLİKTE YAŞAMA VE BİRLİK OLMA 26 Eki 2018, 12:30
- REFERANDUM'A YAKLAŞIM POLİTİKALARI BİZLERİ AYRIŞTICI OLAMAMALI 30 Eyl 2017, 12:40
- BATININ DÖNÜŞÜM ARAYIŞLARI VE KUDÜS GÜNÜ 31 May 2019, 12:54
- ŞİDDET TOPLUMU OLMAYI ÖNLEMELİYİZ/ŞİDDETE SIFIR TOLERANS 20 Oca 2018, 14:42
- BÜYÜYEN TEHLİKE: UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞI 17 Şub 2018, 13:34
- ÜÇÜNCÜ YOL 03 Haz 2017, 18:36
- KUR'AN SAHNELERİ VE İNSAN 17 Nis 2017, 14:20
- KÜRESEL GERGİNLİK VE TÜRKIYE 05 Nis 2017, 17:23
- ASTANA SÜRECİNİN ÖNEMİ 01 Tem 2017, 18:42
- FİYATLAR, NEDEN JET HIZIYLA DÜŞMÜYOR? 25 Ara 2021, 11:41
- “BİR ASKER” /ŞEHİD/ KASIM SÜLEYMANİ/HAC KASIM 10 Oca 2020, 12:04
- ŞİMDİ İNFAK VAKTİ 03 Nis 2020, 15:56
- AMERİKAN ZORBALIĞI 25 Oca 2019, 12:28
- 'İSRAİL, BİR TERÖR DEVLETİDİR' 16 Ara 2017, 16:55
- “GELİN TANIŞ OLALIM” 08 Şub 2021, 11:34
- KORONAVİRÜSLE MÜCADELE BİTMEDİ 14 Ağu 2021, 12:56
- ERKEN SEÇİM 20 Nis 2018, 14:00
- KUALA LUMPUR D8 OLABİLİR Mİ? 27 Ara 2019, 16:03
- UYUŞTURUCU VE MADDE BAĞIMLILIĞI 04 Eyl 2020, 16:57
- EĞİTİM SİSTEMİMİZ MUTSUZLUK ÜRETİYOR 23 Nis 2017, 15:35
- SON MESAJ 26 Nis 2017, 13:31
- ŞAHSİYETLER, OLAYLAR VE HAKİKATLER – 2 30 Eki 2021, 11:15
- İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNEMESİ 14. MADDE: “ZULÜM ALTINDAKİ HERKES BAŞKA ÜLKEYE SIĞINMA HAKKINA SAHİPTİR” 31 Tem 2021, 12:18
- ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİ VE SORULAR 05 Tem 2017, 13:48
- ŞANLIURFA’ NIN ÇÖZÜM BEKLEYEN SORUNLARI 04 Eyl 2021, 12:21
- TÜRKİYE İRAN İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL GİDİŞAT 08 Eki 2017, 14:36
- MERHAMET MEDENİYETİ HAC FARİZASI VE YANLIŞ DİN ANLAYIŞLARI 02 Ağu 2019, 14:44
- İNTERNET VE TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI 28 Oca 2018, 14:51
- ELİMİZDEKİ EN BÜYÜK GÜÇ: KUR’AN 01 Şub 2019, 15:16
- Şüphesiz ki islam, Batıyı da kurtaracaktır 04 Şub 2017, 14:52
- “TEMİZ AKIL” 20 Eyl 2019, 13:06
- İSLAM'IN ŞARTLARI: EMPATİ 29 Tem 2017, 12:35
- BAYRAM SONRASI UMUTLAR 28 Haz 2017, 13:26
- ENGELLİLER HAFTASI 13 May 2017, 14:58
- SİYONİST İSLAM-2 31 Oca 2020, 13:08
- "NORMALLEŞME" İÇİN NE DEDİLER? 21 Ağu 2020, 12:45
- YENİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BURUK BAŞLADI 15 Eyl 2019, 19:56
- ERDEMLİ OLMAK VE İLKESEL DÜŞÜNMEK 11 May 2018, 13:50
- İSLAM MUTLAK İYİLİKTİR 10 Nis 2020, 12:26
- "İMKANSIZ DEVLET" 06 Ara 2019, 16:16
- MUHAMMED MURSİ 19 Haz 2021, 12:42
- ÜRETİM, İSTİHDAM VE URFA 25 Ara 2020, 13:12
- HAYIR DİYELİM Mİ? 30 Kas 2017, 12:25
- YENİLENEBİLİR ENERJİ VE ELEKTRİK SORUNU 14 Haz 2017, 13:35
- HER ALANDA KÖKLÜ POLİTİKALAR 03 Tem 2020, 13:22
- MESELE GIDA MI? 25 Eyl 2021, 12:04
- 28 ŞUBAT NEYDİ? 26 Şub 2021, 11:59
- KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖLÇEKTE HALİMİZ 05 Tem 2019, 13:19
- YARIN BAYRAM OLSUN MU? 07 Haz 2019, 14:36
- AĞAÇLANDIRMA SEFERBERLİĞİ 07 Ağu 2021, 12:10
- YALNIZLIK DOSYASI 07 Mar 2021, 12:54
- 18 ARALIK ULUSLARARASI GÖÇMENLER GÜNÜ VE SURİYELİ 'MİSAFİRLERİMİZ' 28 Ara 2017, 14:46
- GÖBEKLİTEPE YILI 02 Kas 2018, 12:06
- KARNEMİZ 18 Oca 2019, 12:20
- İfade Özgürlüğü 11 Mar 2017, 13:51
- ALİMLER TOPLUMUN REHBERLERİDİR 25 Eki 2019, 16:14
- “EVDE KAL” 20 Mar 2020, 12:42
- ORYANTALİST TUZAKLAR VE ALİMLERİN SAYGINLIĞI 18 Ara 2020, 14:07
- 2020 BİTTİ Mİ? 31 Ara 2020, 19:24
- EĞİTİMİN TEMEL SORUNLARI, SİSTEM ARAYIŞLARI VE YENİ MİLLİ EĞİTİM BAKANI 13 Tem 2018, 13:09
- ZİHNİ İNŞA SÜRECİNDE OKUMAK VE KİTAP 21 Eyl 2018, 13:15
- EĞİTİM, ÜRETİM, İSTİHDAM 08 Oca 2022, 11:42
- OKULLAR AÇILIRKEN 14 Eyl 2018, 13:42
- SARI YELEKLİLER, YENİ BİR DiRENiŞ MODELİ OLABİLİR Mİ? 07 Ara 2018, 12:57
- HAK VE SABIR 16 Eki 2020, 20:43
- SEZAİ KARAKOÇ/SON OSMANLI 20 Kas 2021, 11:28
- BRZEZİNZKİ 31 May 2017, 15:00
- 2017'DE DÜNYA VE MAZLUMLAR 30 Ara 2017, 13:08
- Anayasaların Ana Problemleri 27 Şub 2017, 13:39
- REFERANDUM NASIL SONUÇLANMALI? 12 Nis 2017, 14:21
- IRKÇILIK TEHLİKESİ VE KÜRESEL TERÖRİZM 20 Ağu 2017, 15:56
- MASUM DEĞİLİZ HİÇ BİRİMİZ 06 Eyl 2019, 13:33
- WİKİLEAKS BELGELERİ 19 Nis 2019, 13:41
- OLUMLU MESAJLARLA KENETLENMEK 12 Haz 2020, 19:13
- SEMAVİ ÖĞRETİLER 24 Tem 2021, 12:51
- İbadet Felsefemiz 22 Şub 2017, 12:55
- 1 MAYIS KUTLANIRKEN 03 May 2019, 19:04
- GENÇLER İŞSİZ VE PARASIZ, AİLELER BORÇ BATAĞINDA 16 Ağu 2019, 13:57
- KİTAP FUARI DEVAM EDİYOR 03 Ara 2018, 13:18
- ZİHNİ DEĞİŞİM 24 Tem 2020, 15:43
- AMBARGO-II 03 Ağu 2018, 18:09
- Batıya/Kaosa geçit yok 04 Oca 2017, 12:53
- Ötekileştirme ve Irkçılık 08 Şub 2017, 12:33
- AMBARGO-I 02 Ağu 2018, 15:29
- PERİKLES'TEN BUGÜNE DÜNYA 15 Şub 2019, 12:25
- AYLARIN SULTANI RAMAZAN 10 Nis 2021, 12:08
- ŞAHSİYETLER, OLAYLAR VE HAKİKATLER – 3 13 Kas 2021, 11:31
- BÖLGESEL KENETLENME GECİKTİRİLMEMELİ 19 Tem 2017, 13:46
- ANNE; “ANNE” DİR 17 May 2019, 12:28
- HATA YAPANLARI UYARALIM VE BİRBİRİMİZE DESTEK OLALIM...!!!! NORMALLEŞTİRMEYİN!.. 21 Ağu 2020, 12:41
- Eğitimde Teknoloji Kullanımı ve Yeni Müfredat 18 Şub 2017, 14:28
- ŞİMDİ NE YAPMALI? 02 Haz 2020, 20:19
- “FARKINDALIĞIN DİLİ” 26 Tem 2019, 14:13
- SIĞINMACI MİSAFİRLERİMİZ/ÖTEKİLER 17 May 2017, 13:12
- RABBİN KULDAN İSTEDİĞİ/İNSANIN DEĞERLİLİĞİ 13 Mar 2021, 13:30
- 24 HAZİRAN 22 Haz 2018, 15:35
- “HOŞ GELDİN KARDEŞİM” 28 Ağu 2020, 13:23
- MEMURLARIN HAK ARAYIŞI 21 Ağu 2021, 12:36
- MADDE BAĞIMLILIĞINI ÖNLEME VE OKUL/AMATEM-ÇEMATEM 09 Kas 2018, 12:17
- ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN YURT VE BARINMA SORUNLARI 18 Eyl 2021, 12:30
- TATİL, EĞİTİM VE ÇOCUKLARIMIZ 08 Haz 2018, 14:43
- KİTAP OKUMAK 27 Mar 2020, 12:28
- ÜRPERTEN BİR SUSKUNLUKTUR GOLAN! 29 Mar 2019, 12:57
- 2020 VE BEKLENTİLER 03 Oca 2020, 15:39
- ENGELLİLERE YAKLAŞIMIMIZ NASIL OLMALI? 15 Kas 2019, 17:28
- GÖBEKLİ TEPE YILI, REKABET YILI OLABİLİR Mİ? 12 Nis 2019, 12:41
- BÜYÜK FELAKET 24 May 2017, 14:06
- 2019'DA UMUTLAR VE KAYGILAR 04 Oca 2019, 12:35
- DİJİTAL ÇAĞDA BİLGİYE YAKLAŞIM 29 Oca 2022, 12:29
- DAHA GÜZEL URFA 17 Ağu 2018, 13:53
- Türkiye ve Avrupa İlişkileri 22 Mar 2017, 12:37
- YARIN BAYRAM! 09 Ağu 2019, 13:17
- KÜRESEL OYUNLARI VE TEHDİTLERİ DOĞRU OKUMA 03 Şub 2018, 13:59
- FELAKET KAPİTALİZMİ VE ŞOK UYGULAMALAR – 5 19 May 2020, 12:20
- Belirsizliğin diğer adı: Trump 28 Oca 2017, 13:20
- SOSYAL YARALARIMIZ DERİNLEŞİYOR 03 Mar 2018, 12:43
- ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİN İTİBARI VE 24 KASIM 27 Kas 2020, 16:18
- MEMUR VE EMEKLİYE YİNE 'BUÇUK'LU ZAMLAR, HAYIRLI OLSUN! 27 Ağu 2017, 14:52
- ORUÇ VE HAK BİLİNCİ 23 May 2017, 13:58
- FELAKET KAPİTALİZMİ VE ŞOK UYGULAMALAR – 7 (SON) 21 May 2020, 14:10
- KARUN 01 Oca 2022, 11:38
- FELAKET KAPİTALİZMİ VE ŞOK UYGULAMALAR - 6 20 May 2020, 21:06
- HASAR TESPİTİ 18 Eyl 2020, 13:56
- GELENEKSEL TABULAR 07 Eyl 2018, 13:47
- URFALI BAKAN: FAKIBABA 23 Tem 2017, 15:29
- İhvan 15 Şub 2017, 12:44
- EKSEN KRİZİ 14 Eki 2017, 13:42
- NE HALDEYİZ? 15 Oca 2021, 13:11
- ALGI YÖNETİMİ VE MANİPÜLASYON 18 Ara 2021, 13:01
- KARNEMİZ 10 Haz 2017, 12:54
- “NEFES ALAMIYORUM” 04 Haz 2020, 18:24
- YAŞAM YÜKÜ AĞIRLAŞIYOR 11 Eyl 2021, 12:11
- GAZZE DİRENİŞİ BİR MİLAT MI? 16 Kas 2018, 12:09
- KENTİMİZE SAHİP ÇIKALIM! 22 Oca 2021, 12:09
- ALİMİN ÖLÜMÜ 14 Ağu 2020, 13:27
- KÜRESEL KURAKLIK, İKLİM VE DENGE 12 Haz 2021, 12:52
- Belirsizliğin diğer adı: Trump 28 Oca 2017, 13:52
- PEYGAMBERE SAHİP ÇIKMAK 30 Eki 2020, 13:37
- SİYONİST İSLAM 24 Oca 2020, 13:21
- BİR SİVEREK GÖNÜLLÜSÜ: KOÇALİ AYMAZ 08 Şub 2019, 12:33
- PANDEMİ TEDBİRLERİ VE DEZAVANTAJLI KESİMLER 20 Kas 2020, 13:21
- SAF İYİ / POTANSIYEL İYİ 27 May 2017, 14:50
- BİLGİ, BİLİNÇ VE CAHİLİYYE 27 Eyl 2019, 16:11
- REFERANDUM NASIL SONUÇLANMALI? (II) 19 Nis 2017, 13:52
- STEPHEN HAWKİNG, ALBERT EİNSTEİN, RACHEL CORRİE, TANRI VE ALLAH 17 Mar 2018, 12:37
- İNSANLIK VE UMUT 23 Eki 2020, 14:17
- SURİYELİ SIĞINMACILAR VE BİZ 05 Eki 2018, 18:45
- İşsizlik 18 Mar 2017, 12:43
- GAP HAVA LİMANI VE UÇAK SEFERLERİMİZ 17 Haz 2017, 13:04
- URFALI BAKAN: FAKIBABA – II 26 Tem 2017, 14:33
- YEŞİL, KIRMIZI ÇİZGİMİZ Mİ? 02 Ara 2017, 14:18
- EKONOMİK ŞİDDET VE EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞI 27 Kas 2021, 11:34
- EMANET VE İHANET 02 Eki 2021, 15:15
- DEPREM 04 Eki 2019, 16:50
- ABD BÖLGEYİ BÜYÜK KAOSA SÜRÜKLEMEK İSTİYOR 09 Nis 2017, 15:04
- İNSAN HAKLARI YALANI 14 Ara 2018, 12:22
- YAŞAM ALANLARINDAKİ ENGELLER 04 Ara 2020, 14:03
- “ALLAH BİZE YETER/ O, NE GÜZEL VEKİLDİR” 28 Haz 2019, 13:24
- KENDİNİ VE ALLAH'I BİLMEK 08 Nis 2018, 13:46
- MURSİ’ NİN ŞEHADETİ, BİZE NEYİ ÖĞRETMELİ? 21 Haz 2019, 14:24
- ÖĞRETMENLER VE HİBRİT EĞİTİM 11 Eyl 2020, 13:44
- ORUÇ / TUTMAK 10 May 2019, 12:31
- KARANLIK VE UMUT 03 Nis 2021, 11:57
- GEÇMİŞİN RUHUNU TANIMAK 30 Ağu 2019, 13:15
- KEŞKE! 10 Tem 2021, 13:08
- "OĞLUM GİBİ" 11 Ara 2021, 11:51
- Yanlışlar ve Doğrular 2 11 Oca 2017, 13:07
- GIDA POLİTİKAMIZ NASIL OLMALI? 11 Şub 2018, 13:20
- ÇALIŞAN VE "ÇALIŞMAYAN" KADIN 18 Eki 2019, 15:54
- İNSAN MEHMET ALAGAŞ/”ÖYLE DEĞİLDİ BU TÜRKÜ BİLRİM” 20 Mar 2021, 13:29
- 8 Mart ve Kadınlarımız 08 Mar 2017, 12:24
- ÇOCUKLAR 26 Nis 2019, 14:32
- DİNLEMEK 22 Kas 2019, 18:24
- YARIN BAYRAM 24 Haz 2017, 20:03
- KORONA NEYİ DEĞİŞTİRMELİ? 18 Nis 2020, 15:25
- 15 TEMMUZ BİR FIRSATTI 16 Tem 2017, 15:49
- Rakka / Yeni Bir Evre ve Riskler 04 Mar 2017, 13:49
- İSLAM KARDEŞLIĞINI ENGELLEYEN PUTLAR 05 Haz 2021, 12:08
- “HOŞ GELDİN KARDEŞİM” SALDIRININ ANLAMI, MAHİYETİ VE NEDENİ 22 Mar 2019, 12:48
- ŞİDDETİ FARK ETMEMEK 01 Kas 2019, 15:40
- BÖLGESEL SAVAŞTA YENİ HEDEF SADECE LÜBNAN MI? 11 Kas 2017, 14:09
- DOĞRU BAKMAK, DOĞRU DÜŞÜNMEK 19 Tem 2019, 13:08
- SEYYİD KUTUB’ U ANLAMAK 31 Ağu 2018, 13:34
- EĞİTİMDE SİSTEM ARAYIŞLARI VE KAYIP NESİLLER 23 Eyl 2017, 12:34
- FURKAN CELEP NEYİN RESMİ? 02 Eki 2020, 16:16
- FELAKET KAPİTALİZMİ VE ŞOK UYGULAMALAR - 2 07 May 2020, 15:00
- HOBİ BAHÇELERİ 12 Şub 2021, 13:43
- GENÇLERİN İSTİKBALİ VE ÜNİVERSİTE SINAVLARI 01 Tem 2020, 21:34
- AMBARGO - III 10 Ağu 2018, 14:15
- MERG BER AMERİKA! / AMERİKAN EMPERYALİZMİNE ÖLÜM! 07 Oca 2018, 19:25
- KÜRESEL SÖMÜRÜ SİSTEMİ KARŞISINDA LOKAL KONUMLANMALAR 20 Ara 2019, 15:41
- DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ VE KADININ KONUMU 23 Kas 2018, 12:18
- 3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ 04 Ara 2021, 11:55
- ÖĞRETMENİN RIZKINA/EK DERSİNE DOKUNMAYIN! 30 Nis 2021, 12:03
- YEREL YÖNETİMLERİN DENETLENMESİ VE İMAR İLE İLGİLİ SİSTEMSEL SORUNLAR KAŞMER DAĞINDA YENİ BİR UYDU KENT 12 Eki 2018, 13:05
- OKULLAR AÇILMALI/MI? 28 Ağu 2021, 12:55
- FELAKET KAPİTALİZMİ VE ŞOK UYGULAMALAR 03 May 2020, 21:31
- TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ 06 Mar 2020, 12:26
- UMUDUMUZU YİTİRMEYELİM 26 Haz 2021, 13:34
- RAMAZAN BİTERKEN 08 May 2021, 14:20
- “İNSAN HAKLARI”, PANDEMİ VE DAYANIŞMA SEFERBERLİĞİ 11 Ara 2020, 15:11
- “BİR ASKER”/ŞEHİD/ KASIM SÜLEYMANİ/HAC KASIM-2 17 Oca 2020, 13:16
- Astana süreci iyi değerlendirilmeli 25 Oca 2017, 13:18
- ÖĞRETMENLER MUTLU MU? 27 Kas 2017, 13:12
- EN KÖTÜ ŞER: EHVENİ ŞER 29 Haz 2018, 13:18
- PROJELER MEVSİMİ 28 Nis 2018, 15:22
- KIŞ YAKLAŞIRKEN URFA 06 Kas 2020, 19:00
Popüler Haberler
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum