HERKESİN DUASINI ALALIM

  Muhterem Kardeşlerim… Yaptığımız ve yapacağımız her işimizi Allahu Teâlâ’nın rızasını gözeterek, düşünerek yapalım. Herkesin duasını alalım. Efendim; Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Sadaka belayı önler ve ömrü uzatır. Onun için sadaka vermeye çalışmalıdır. Dua da, kaza ve kaderi değiştirir. Bir duayla ömür uzayabilir. Bilhassa anne babadan ve salih akrabalardan alınacak bedduayla da, ömür kısalabilir. Onun için sıla-ı rahim önemlidir; yani eş dost, akraba, anne baba hatta işvereni ziyaret etmek, bunların duasını almak lazım. Bütün bunlar hayra alamettir, iyi şeylerdir; dua etmek ve dua almak güzeldir. Onun için Peygamber Efendimiz, “Size [Başta ana baba, hoca, işveren olmak üzere] bir iyilik edene teşekkür etmezseniz, Allah’a şükretmiş olamazsınız” buyuruyor.   Allah sizden razı olmaz. Çünkü o iyiliği Allah yaptı; fakat onlara yaptırdı. O halde siz, önce onlara şükredin, onların rızasını duasını alın, sonra Cenâb-Hak’tan ne istiyorsanız isteyin buyuruyor.   Bir kahvenin bile kırk yıl hatırı var. Bize bir iyilik edeni ölünceye kadar unutmamalıyız. Mübarek zatlar, kendilerine bir bardak çay içiren kişiye bile senelerce dua eder, onun için Fatiha okurlardı. Hikmeti sorulunca da, “Bana bir bardak çay vermişti, onun bana iyiliği var” derlerdi. İşte İslamiyet, işte insanlık budur. Bu dinde nankörlük yoktur. Bir bardak çay için senelerce dua edilir mi? Evet edilir. Çünkü Allah bundan razıdır.   Bir ananın, bir babanın hakkı nasıl ödenir ki, bizim için uykusuz kalan, sağlığını, malını mülkünü feda eden kimseye teşekkür etmemek, onların duasını almamak, akıl alacak iş değildir, büyük nasipsizliktir.   Her işin başında büyüklerin duası alınması gerekir. Başta büyüklerimiz olmak üzere herkesin duasını alalım, hiç kimsenin kalbini kırmayalım. İster Müslüman olsun, ister kâfir olsun, ister inansın, ister inanmasın, ister fâsık olsun, ister evliya olsun, yani kim olursa olsun, kalb kırmayalım; çünkü yüce Allah, yarattığı bu kâinatta, bu mahlûklar arasında, kendisine en yakın olarak kalbi yaratmıştır. Komşuyu üzersek, yandaki sıkılır. Şimdi iki ev yan yana düşünelim, birinde feryat var. Yanındakinin bundan rahatsız olmaması mümkün değil. İşte kalb, Allah’ın komşusudur.   Bunları, İmam-ı Rabbani hazretleri Mektubat-ı Şerifinde bildiriyor. Eğer bir insanın kalbini kırarsak, o komşuyu darıltmış oluruz. O halde, biz kırılalım; ama bir Müslüman’ın, bir insanın kalbini kırmayalım; çünkü kalb kırmak, yetmiş kere Kâbe’yi yıkmaktan büyük günahtır.   Toplantıdan sonra dua   Yaptığımız toplantılarda, ister istemez lüzumsuz şeyler konuşuluyor, belki günah olan şeyler yapılıyor. Bu konudaki Hadis-i Şerif şu mealdedir: “Bir kimse, bir meclisten ayrılmadan önce, ‘Sübhanekellahümme ve bihamdike, eşhedü en lâ ilâhe illâ ente, estağfirüke ve etübü ileyke’ derse, oradaki sözlerinden dolayı işlediği günahları affedilmiş olur.” [Ebu Davud, Tirmizî, Nesaî - Şir’a]   Mânası: “Allah’ım, seni tesbih, tenzih eder ve sana hamd ederim. Senden başka ilâh olmadığına şehadet ederim. Sana istiğfar ve tevbe ederim” demektir.   Bu istiğfarı üç kere okumak daha iyidir. (Levâkıh) Abdest aldıktan sonra, bu istiğfarı okumak müstehabdır. (Hindiyye)   İmtihana girerken   Önemli bir imtihana girmeden önce, Allahü Teâlâ’dan her şeyin hayırlısını istemelidir. Mutlaka kazanayım dememeli, “Hakkımda hayırlı olacaksa, kazanmamı nasip et” diye dua etmelidir. İmtihana girmeden önce, bir Fatiha’yla istiğfar duası okuyarak, Peygamber Efendimize, diğer Peygamberlere, Ehl-i Beyte, Eshab-ı Kirama, Tâbiine, mezhep imamlarımıza, Silsile-i Aliyyeye, Meşâyıh-ı İzâma hediye ederek, onların hatırına dua etmek iyi olur. Hediye ederken, mümkünse Silsile-i Aliyye büyüklerinin isimlerini de söylemek iyi olur. Evliyanın, salihlerin isimlerinin söylendiği yere rahmet yağacağı Hadis-i Şerifle bildirilmiştir.   Merhum hocamız, İmtihana girerken şu duayı tavsiye etmişlerdi: “Yâ men leccemel mütekebbirîne bi licâmi azametihî sellim sellim yâ hâfız!” Mânâsı: Ey muhafaza eden Allah'ım, kibirlenenleri, azametinin gemiyle dizginle, bize selamet ver, bizi selamete çıkar!   Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layım Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)