ETKİSİ KESİN OLAN İLAÇLAR

Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.

Hastalanınca, etkisi kesin olan ilaçları kullanmamak elbette günahtır. 

Efendim;

Bazı ilaçların, mesela antibiyotiklerin ve sülfamidlerin bakterilere karşı tesiri; ekmeğin açlığı, suyun susuzluğu gidermesi gibidir. Yangını su ile söndürmek de böyledir. Tesiri kesin olan bunun gibi ilaçları kullanmamak tevekkül değil, ahmaklıktır, haramdır. 

 

Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:

“Her hastalığın ilacı vardır. Yalnız ölüme çare yoktur.” [Taberani]

Efendim;

Hazreti Musa, hastalanınca, “İlaçsız da Allahü Teâlâ şifa verir” diyerek ilaç kullanmadı. Allahü Teâlâ, “İlaç kullanmazsan şifa ihsan etmem” buyurdu. İlacı kullanınca iyi oldu. Fakat sebebini merak etti. Allahü Teâlâ, “Tevekkül etmek için, benim âdetimi, hikmetimi değiştirmek mi istiyorsun? İlaçlara tesir veren kimdir? Elbette tesirleri yaratan benim” buyurdu. (K. Saadet)

 

Doktora gitmeli, ilaç kullanmalıdır. Fakat, şifayı doktor ve ilaçtan değil Allahü Teâlâ’dan beklemelidir. 

 

Kur’an-ı Kerimde mealen buyuruldu ki:

“İmanınız varsa, Allahü Teâlâ’ya tevekkül ediniz!” [Maide 23]

 

İlaç almak, Âyet-i Kerime ve dua okumak ve yanında taşımak, insanın ömrünü uzatmaz, ölüme mani olmaz, eceli geciktirmez. Ömrü olanın dertlerini, ağrılarını giderip, sıhhatli, rahat ve neşeli yaşamasına sebep olur. İlaç kullanıp da iyi olmayan, ameliyat masasında ölen az değildir. Bu bakımdan, ilaca, doktora değil, Allah’a güvenmelidir. Allahü Teâlâ’ya güvenen Müslüman da, dinimizin emrine uyarak doktora gidip ilaç kullanır.

 

İlaçlara konan alkol maddeleri

 

Necis olan sıvı, mesela ispirto; ilaç gibi şeylere bir menfaat için karıştırılınca karışım temiz olur, fakat ilaç için olmayanları içmek haramdır. (İslam Ahlakı)

 

Demek ki, ilaç için olan karışımlar affediliyor ve caiz oluyor.

 

Domuz maddeli ilaçlar

 

Sentetik yapılmayan, hayvanlardan, özellikle domuz ve sığırdan alınan Anilaz ve Tripsin gibi maddeler ihtiva eden ilaçlar kullanılır, hangi hayvandan alındığını araştırmak gerekmez.

 

Haram şeyi ilaç olarak kullanmak

 

Haram olan bir şeyi ilaç olarak kullanmanın ve ihtiyacı olan birine kan vermenin dinimizdeki hükmü konusunda Dürr-ül-Muhtârda deniyor ki:

“Zaruret olmadıkça insanın bir parçasını kullanmak haramdır. Kullanması haram olan şeyi ilaç olarak yemek ve içmek de caiz değildir.” 

İbni Âbidîn hazretleri bunu açıklarken buyuruyor ki:

“Kullanılması haram olan şey temiz olsun, necis, pis olsun, ilaç olarak kullanmak haramdır. Fakat, hastalığa iyi geleceği bilinir ise ve ondan başka ilaç yoksa, kullanılmasına izin verilmiştir. Ölüm tehlikesi olduğu ve başka çare bulunmadığı zaman, kadına ve erkeğe kan vermek caiz olur.” 

 

Şeyh Tâhir-üz-Zâvî, fetvâsında diyor ki:

“İslâm dini, sıhhati korumayı ve bedenin selametini emretmektedir. Hastaya kan vermek, insani vazifedir. Çünkü, hayatı korumak, bazen kan verilmesine bağlı olmaktadır. Kan vermek, süt kardeşliğine sebep olmaz, nikâhı bozmaz.”

 

Alkollü içkileri kullanmak

 

Alkollü içkilerin içilmesi, ilaç olarak tedavide ve sanayide kullanılmasının dinimizdeki hükmü konusunu şöyle açıklayabiliriz;

Allahü Teâlâ’ya asi olmak yani haram işlemek, insanı dünyada ve ahirette felakete götürür. Bu sebeple Allahü Teâlâ’ya asi olmaktan kaçınmalıdır. Ehl-i Sünnet itikadını öğrenmeyen, imanı bunlara uygun olmayan, haramları, farzları bilmeyen ve bunlara uymayan kimse, Allahü Teâlâ’ya asi olur, haramlardan sakınmaz, günah işler. Haramların en büyüğü, Ehl-i Sünnet itikadını bilmemek, ikincisi namaz kılmamak, üçüncüsü de içki içmektir. Dinimizde sarhoş eden her içki haramdır. Şarap ve her türlü alkollü içkileri içmek, haram olup, büyük günahtırlar. Bir kimse, bu günahları işlerken Besmele söylese veya helal olduğuna itikat etse, yahut Allahü Teâlâ’nın haram etmesine ehemmiyet vermese, imanı gider. 

 

Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:

“Şarap içmek, büyük günahların en büyüğü ve bütün fenalıkların ve günahların anasıdır.”

“Bütün fenalıklar bir yere toplanmıştır. Bu yerin kilidi zina, anahtarı şaraptır ve bütün iyilikler bir yerde toplanmıştır. Bu yerin kilidi namaz, anahtarı abdest almaktır.”

“Allahü Teâlâ’yı seven ve Kıyamete inanan kimse, içki içilen yerde oturmasın.”

“Şarabı yapmak, üzümünü sıkmak, taşımak, dağıtmak, satmak ve içmek, günahta beraberdir ve bunların namazlarına, oruçlarına, haclarına, zekâtlarına ve sadakalarına sevap verilmez. Meğer ki tevbe ederler.”

“Baldan ve arpadan yapılan içkiler ve sarhoş eden her içki haramdır.”

 

İmam-ı Muhammed Şeybânî hazretleri;

“Çok içilince sarhoş eden içkinin azı da haramdır” buyurmuştur ve fetva da bunun üzerinedir.

 

Başka ilaç varken, bunları ilaç olarak içmek de haramdır. Hariçten kullanmak caiz ise de, necistirler, uçmakla temizlenemez, yıkamak lazımdır. 

 

El-Fıkhü Alel Mezâhibil-Erbe'a kitabında deniyor ki:

“Sarhoş eden sıvıların hepsi, dört mezhepte de şarap gibi galiz, fena necasettir. Hanefide avuç içi yüzeyinden fazlası ile, diğer üç mezhepte görülebilen az miktarı ile kılınan namaz sahih olmaz. Şafiide ve Hanefinin bir rivayetinde, ilaç ve kolonya yapmakta kullanılan miktarı, çok olsa da affedilmiş olup, namazın sıhhatine mani olmaz.”

 

Esrar, afyon, eroin gibi uyuşturucu şeyleri keyif için yemek, içmek haram olup, tedavi için caizdir.

 

Allahu Teâlâ cümlemizi kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)