ŞEHR-İ RAMAZAN MEDRESESİ (III)

“Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin vesussun ki, size merhamet edilsin.” (A’raf/204) Hürmet ve sükût edipdinlenilmesinde merhamet edilen, okunmasında mükâfat verilen; öğrenilmesi veöğretilmesi vacib olan tek Kitab Hz. Kur’an’dır! Zira, içinde Kur’an okunmayanher hane virane; ger gönül teşviş hane, her beden maraz hane olur. TİLAVET-ÜL KUR’AN! Ramazan ayınınKur’an ayı olması hasebiyle, Müminlerin bu kutlu zaman dilimlerini; mümkünolduğu kadar, Kur’an’ı kerim tilavetiyle taçlandırmaları lazımdır… Hidayetrehberi olan Hz. Kur’an’ın bu aziz ayda nazil olması; Ramazan-ı şerif ayınaayrı bir haz, ayrı bir güzellik ve ayrı bir kıymet kazandırmaktadır… Zira, bizmüminler olarak, Ramazan ayının kadr-u kıymetini; Kur’an’ı kerimden öğrenmişbulunuyoruz. Öyleyse, bu ayda Kur’an’a odaklanmalı, Kur’an’ın hükümlerinihayatımıza ve gündemimize taşımalı, emir ve yasaklarına ne kadar bağlıolduğumuzu bir kez daha gözden geçirmek için; Aziz Ramazan ayını ele geçmez birfırsat olarak telaki etmeliyiz. “Rabbimizşöyle buyurmaktadır: “Ramazan ayı öyle(bir aydır) ki, insanlara doğru yolu gösterici ve hidayet ile Furkan’ın (hakile batılı birbirinden ayıran hükümlerin) apaçık delilleri olarak Kur’an ondaindirildi. Sizden kim o aya erişirse onda oruç tutsun! İlh… (Bakara/185)Evet, Ramazan demek hem oruç hem de Kur’an ayı demektir! Çünkü,hak ile batılı birbirinden ayıran, insanlara hidayet ve doğruluk yolunugösteren Kur’an bu aziz ve şerefli ayda, gök âleminden yeryüzü âlemine nazilolup nurlandırmıştır… Onun eşsiz hükümlerine tabi olanlar, hidayet ve hakyolunu buldular, bulurlar! Onun hükümlerini, hayatlarına ve gündemlerine; vatanve memleketlerinin düzen ve nizamına oturtmayanlar, gerçekleşmesi için mücadelevermeyenler, Kur’an’ın niçin nazil olduğunu anlayamayacak kadar fehm yoksunuolmalarının yanı sıra, sadece süslü kılıflar içinde ve en yüksek yerde asılmışhürmet edilesi kitap olarak kalır kısır ve idraksiz zihinlerinde! Zira,Kur’an; Hz. Muhammed’e (s.a.v) nazil olmuş ve O’da (s.a.v); en ince detaylarınavarıncaya kadar, tüm ahkam ve mesajını insanlara tebliğ etmiştir… Kur’an, dünyave ahiret dengesini bir arada tutan, ama daha çok mana üzerinde duran,insanındünya hayatında nasıl ve ne şekilde yaşaması gerektiğini öğreten eşsiz vebenzersiz Allah kelamıdır… Kur’an dünyada yaşayan insanların üzerine nazilolduğuna göre; o, ölülerin değil dirilerin kitabıdır… Zira, ölen her insanın,bu dünyayla (üç şey hariç) irtibatı kesilmektedir. Kur’an, helal ve haramhükmünü, yaşayan insanlar için koymuştur, ölüler için değil… Merhum Akif’in dediği gibi: “İnmemiştir şu Kur’an, hele bunu hakkıylabilin/ Ne mezar başında okumak ne de fal bakmak için.” Evet,Kur’an; ne sadece mezarlıklarda okunacak, ne de fal ve efsunlara hasredilecekbir kitaptır… O, (Kur’an) nur üstünenurdur/ Gönüllerde sürur evlerde huzurdur. Rehberidir insanın Kur’an, dünya veahiretin/ Aç oku, bak öğren, ölmemişse zahmetin! Ne felaketmiş ki, yıllarcaKur’an’dan kalmışız uzakta/ İlahi, uyandır Ümmeti, daha ne kadar kalacak şukaranlık tuzakta?... Buluşsun hükmü Kur’an’la ümmet ve yeniden dirilsin/ Ki,nereden ve niçin dünyaya geldiğini hakkıyla bilsin! Azı dişleriyle yapışsın,Kitabın tüm ahkâmına/ Nur-u Kur’an bir daha yetişsin insanlığın imdadına! Şuaziz Ramazan ayı hürmetine ya Rab/ Kur’an’ın etrafında birleştir Ümmeti,üstünden kalksın bu türab. Hacetimizdir senden Allah’ım! Bizi Kur’an’la yenidenaziz eyle/ Ümmeti muzaffer, düşmanlarını kahrü-u perişan eyle! (N.Y) Amin.. Evet,Hz. Peygamber’in (s.a.v): “Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen veöğreteninizdir.” Buyurmaktadır. Öyleyse, Kur’an’ı hem öğrenmeli hem deöğretmeliyiz. Öyle ki, öğrendiklerimizi bir gerdanlık misali, ömür boyu boynumuzdataşımalıyız ki; şeytan ve şeytanlaşmış olan bir kısım insi şeytanlar bizi hakyoldan saptırmasınlar. Kur’an ’sız bir hayat, günlerce çölün sıcağında kalmışbayat bir aş gibidir. Kur’an’dan beslenmeyen gönüller, meyvesiz dal gibidir. Yakereste olur ya da odun… Fakat ne hazindir ki, yaşadığımız şu modern çağda,Müslüman nesillerinin çoğu; batının giyim tarzını, sporcu ve sanatçılarınsöylem ve eylemlerini; ideolojik ve fikir sapması olan batı menşeli ithaldüşüncelere odakladıkları kadar, Kur’an’a ve onun hükümlerine odaklanmaktan çokuzakta kalmışlardır… “Rabbimizin: HalaKur’an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah’tan başkasıtarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı.” (Nisa/82) buayeti kerime üzerinde,toplumsal olarak çokça düşünmeye ihtiyacımızın olduğunainanmaktayım…İnsan meçhullerin değil, malum olan menzilin yolcusu olmakzorundandır. Kur’an’ın nuru ve feyziyle dirilmemiz temennisiyle! 21 Mayıs 2018.