FAYDA VERMEYEN TARTIŞMALAR AYRIŞTIRMAYI DOĞURUR

“ALLAH veResulü ’ne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin, sonra korkuya kapılırsınız da(rüzgârınız, kokunuz) kuvvetiniz gider. O halde sabrediniz! Şüphesiz ALLAHsabredenlerle beraberdir.” (Enfal/46) Her şeyden önce, Müslümanların; ALLAH veResulü ’ne kayıtsız şartsız, pazarlıksız, ön yargısız, âmâsız, lakinsiz;fakatsız, tam bir teslimiyetle itaat etmeleri, farz-ı ayındır… Bu bir,ikincisi Müslümanlar; birbirleriyle çekişmekten men edilmişlerdir. Üçüncüsü,çekiştikleri takdirde, hem kalplerini bir korku kaplar hem de heybet, kuvvet verüzgârlarını (yani, düşmana saldıkları korku) kaybederler… Acele etmeden,sabretmeyi şiar edinmeleri öğütlenmektedir. Şüphesiz, sabırdan sonra, sahiliselamet vardır ve ALLAH’IN, sabredenlerle beraber olduğu da müjdelenmektedir… Müslümanlar,yukarıdaki ayette buyurulduğu gibi, yüce ALLAH’IN emir ve hükümlerinin aksineyaşadıkları, öğüt ve mesajını kale almadıkları günden beridir ki; bu gün birbuçuk milyar İslam âlemi, darmadağınık bir şekilde ve kopuk halde yaşamaktadır…Özellikle Müslümanların kıran kırana, birbirleriyle uğraştıkları bir zamandiliminden geçmekteyiz; ne acı! Lüzumsuz tartışmalar, karşılıklı atışmalar vekırıcı soru cevap mahiyetinde yapılan uğraşlar; İslam’a ve Müslümanlara düşmanolanların işini kolaylaştırmaktadır… Tarihe baktığımızda, her toplumun enzirvede olduğu dönemleri; ittifak halinde hareket ettikleri zamanlardır… Mağlubiyetve hüsran yaşadıkları anlar ise, birbirleriyle; gereksiz ve fayda sağlamayanşeyler hakkında tartıştıkları dönemlerdir… İstersenizkonumuzla ilgili, tarihten bir not düşelim: “İslam coğrafyasına Haçlı seferleri düzenlendiği esnanda; Papa IIUrbanus, Clermont meclisinde Haçlı seferlerini başlatan şu vaazını 1095 yılındaVatikan’da verdiğinde Haçlı ordularına, hedef olarak doğuyu, bizatihiAnadolu’da Bizans’a karşı duran Selçuklu Müslüman Türklerini ve Kudüs’e sahipolan Müslüman Abbasilerini göstermiştir. Çok uzun olan vaazından, biz sadecekonumuzla ilgili olan şu cümleleri vermeyi yeterli buluyoruz: “Papa II Urbanus,Müslüman Türkleri ve Abbasileri barbarlıkla vasıflandırdıktan sonra şucümleleri söyler: “Fakirinden zenginine bütün kesimden inanan Hıristiyanlarınkendi aralarındaki savaşmayı bırakıp doğuda yaşayan Hıristiyan kardeşlerineyardım için Haçlı Seferlerine katılmaya çağırıyorum.” (Filiz Barın Akın.“Batılı seyyahların gözüyle Osmanlı Kadını”) diye umumi bir ilan vermişHıristiyan âlemine! Ya düşünmek lazım! Vetabi ki Papa’nın çağrısı karşılık bulur, öyle ki İslam âlemi yıllarca Haçlıorduları tarafından saldırılara maruz kalıp büyük kayıplar verir;Müslümanlardaki bu hal, ta ki Selahaddin-i Eyyubi yeni bir İslam ordusuylagelip, Haçlı ordularını dağıtana kadar devam eder! Şimdi bu misali nedenverdiğimize gelince: “Müslümanlar birbirleriyle uğraştıkları müddetçe, kendidüşmanlarının kolay yutulur lokması olarak kalacaklardır… Ne onların heybeti,ne de sesleri düşmanlarını korkutmaya yetmeyecektir. Aralarındaki Irkçılık,mezhepçilik, meşrebçilik ve grupçuluk kavgaları ve tartışmaları sürüp devamettikçe; düşmanlarına asla galebe çalmayacaklarıdır. Bundandolayı, Müslümanların aralarındaki gereksiz ve fayda sağlamayan tartışmalarıbırakıp; ALLAH’A ve Onun şanlı Resul’üne iman eden, Türküyle, Kürdiyle,Laz’ıyla, Çerkez’iyle ve daha ne kadar İslam davasına gönül vermiş ırk varsa;hepsinin tek bir ruh ve tek bir beden gibi birleşip; el-an: “aralarındaki bütünsürtüşmelere son vermeleri ve gerçek düşmanlarıyla uğraşmaları üzerlerine anınvacibidir!... Yoksa bu gereksiz ve fayda getirmeyen tartışmalar, atışmalardevam ettikçe; Müslümanlar arasında, daha çok ayrışma duvarları örülecektir… Bugibi konuları anlatırken, birileri bizi bazı tarafgirliklerle suçlayabilir vehakkımızda kötü zan besleyebilirler, olsun! Bizim bir tek tarafımız vardır oda: ALLAH ve Resulü ’nün tarafıdır… Kur’an ve Sünnet referansımızdır. BütünMüminler kardeşlerimizdir. Gönül coğrafyamız ise sınır tanımaz, her mazlumu ve mahkûmukucaklar mahiyette; Ümmet şuurunu köreltmeye yönelik olan, her gereksiz ayrışmave mücadeleşeklinde de uzağız, kabul etmeyiz… Yaşadığımıztoprakları bize vatan olarak bırakan ecdadımızın mirasına; elimizden geldiğincezarar vermemeye, verdirmemeye gayret ve çabanın içerisindeyiz. Sloganlarlavatansever geçinip de; vatanın altını oyanlardan ve onlarla birlikte iştutanlardan uzağız, ve onlardan Rabbimize sığınırız… Evet, konumuza dönelim. Şugünlerde, özellikle sosyal medyada;Müslümanların birbirleriyle gereksiz konularhakkında; sorulu cevaplı mahiyette tartıştıklarına şahit olmaktayız. Bu gibitartışmalarla bir yere varılmayacağını, varılamaz olduğunu bir kez daha buradanduyurmuş olalım... Birbirinizin yakasını bırakın da, İslam âleminin üzerine çullanmakve çökmek için fırsat kollayan düşmanlarınızla uğraşın! Bir zalimi ve zulmübertaraf etmeye çalışırken; başka bir zalimin ve zulmün kucağına düşülmemelidir.İslam akaidi, bir Müslümanın olay ve hadiseleri, nasıl ve ne şekilde;değerlendirmesi gerektiğini açıkça beyan etmektedir. Dünyanınneresinde bulunursa bulunsun, hangi ırktan olursa olsun; İslam’a imanıylateslim olmuş herkesi kardeşimiz bilmeli ve onların hukukunu çiğnetmemeye azamigayret sarf etmeliyiz. Bunun aksine, ana baba bir kardeşlerimiz dahi olsa;bizimle aynı inancı ve aynı değerleri paylaşmayanlardan da uzak durmalıyız.İslam’a Davet,tebliğ ve ısındırma faaliyetleri istisna olmak üzere kaidebudur…Unutmayalım: “Gün tartışma ve ayrışma günü değildir. Aksine, Emperyalist veSiyonist Haçlı bozuntularına karşı birleşme günüdür. Başta vatanımız olmaküzere, tüm İslam coğrafyasında fitne ve terör estirmeye çalışan ne kadarillegal örgüt ve onların uzantıları varsa, onlara el altında ve el üstündedestek veren, ne kadar batıl batının ikiyüzlü ülkeleri varsa; hepsine karşı birbeden gibi durup uyanık olmalı, ve onların planladıklarıkötü emellerini kursaklarında bırakmanın vaktidir. Tıpkı, Bedir’de, Uhud’da,Hendek’te; Mute’de, Çanakkale’de olduğu gibi!... Selam ve dua ile. 28 Eylül2017